HOŞ BULDUK HAYAT KİTAP YORUMU:
ARKA KAPAK: “Ne acayip şeymiş bu yaşlılık. İki beden küçük bir takım elbisenin içine zorla sığdırılmışım sanki. Üzerimdeki ceket ve pantolon öyle dar ki, kollarımı bacaklarımı kımıldatmakta zorlanıyorum. Dikkatsiz bir hareket sonucu her an yırtılabilirler. Kıyafetime uyum sağlayıp bir köşede ağırbaşlılıkla oturabilsem sorun olmayacak aslında. Ama damarlarımda kaynayan kanı soğutamıyor, yüreğimdeki deli tayı dizginleyemiyorum bir türlü. Kendime verdiğim sözü tutup yaşlılığımla çocukluğumu buluşturmakla hata mı ettim yoksa? İlkokul müsameresinde saçları pudrayla beyazlaştırılıp zorla dede rolüne çıkartılmış öğrenci gibiyim. Dışım kış, içim bahar...
Ünlü bir şair olan Hüsrev Pertev, ölmeden önce bir vasiyette bulunmuştur: Özgür iradesiyle yayımlanmış kitaplarının dışında geriye tek bir satır bile bırakmak istemiyordur...
Attilâ Şenkon, merhum bir şairin çalışma odasında bulunan yayımlanmamış bir metinle başlayan, genç ve azimli bir editörün dedektif titizliğiyle birleştirdiği parçalarla açıklığa kavuşan özgün bir hikâye anlatıyor.
Hoş Bulduk Hayat, okuru, yazarların ve yayıncıların dolambaçlı yollarında kaybolmaya davet ediyor, edebiyatın dünü ve bugünü arasında bir yolculuğa çıkarıyor.
YAZAR: ATTİLA ŞENKON
YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI
SAYFA: 147
YORUM: Herkese merhaba bugün ufacık ama çok sevdiğim bir kitapla geldim. Ben yazarı ilk kez bu kitabıyla tanıdım ve çok sevim. Dil üslup ve işlenen hikayenin güzelliğine vuruldum diyebiliriz. Çok uzatmadan konuya geçelim. Kitap sağ ve sol sayfaları farklı tarihleri anlatacak şekilde tasarlanmış. Sol yapraklar 2016 yılı Sema'nın öyküsüyken sağ yaptak 1976 yılı Hüsrev Pertev ve Ekrem'in hikayesine odaklanıyor. Hüsrev Pertev zamanın ünlü bir şairi ve Ekrem adında ona bakan ve ilgilenen bir yoldaşı var. Şair bu dostuna bir ricada bulunarak öldüğünde ondan geriye hiç bir şey kalmamasını tembih ediyor. Yazdığı notları, taslak kitaplarını yakmasını istiyor Ekrem'den. Ekrem de yapıyor tabi. Fakat 2016 yılında Pertev'e ait olduğu düşünülen gizemli bir ajanda çıkıyor ortaya. İçinde bir roman var. Sema 2016 yılında işte bu ajandanın izinde Pertev ve onun gerçeklerinin peşinde sürükleniyor.
Yazar aslında ölümden sonra yayımlanan eserleri, yayıncılığın kapitalist ruhunu çok güzel eleştiriyor. Ben yazma çabasında olan biri olarak hikayeyi çok sevdim siz de bir şans verin derim...
PUAN: 3.8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder