HİMA DAĞININ EFENDİSİ KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI : 

  "Yıllar yıllar önceydi," diye başlayan bir hikâye.

Eski, küçük, kerpiç bir ev.

Ardı mesken, önü kitapçı.

Tanrılar diyarı topraklar.

Varoluşa ve inanca dair sorular...

"Kana kana için bu zehri,

Kim ki içer, o anlar beni,

Belki anlamasa daha iyi,

Ama insan anlatmak istiyor gerçeği."

Karşınızda bin bir çehresiyle

Hima Dağı'nın Efendisi...

YAZAR :  Kerem Ilgar 

YAYINEVİ :Sapiens Yayınları

SAYFA SAYISI :145

YORUM :  Herkese merhabaaa! Çook uzun zamandır ne kitap okudum ne yorum girdim 😅 İnsanın hayatında bazen öncelik sıraları değişebiliyor. Benim de uzun zamandır bu öncelik sıramda kitap okumak epey bir aşağı sıralara düştü. Çok uzun süre önce okuduğum Hima Dağı'nın Efendisi'ni basıldıktan sonra bir kez daha okudum ve biraz da size bahsetmeye geldim.😍

Hima Dağı'nın Efendisi bir distopya. Sık sık Hint mitolojisinden tanıdık isimlere ve olaylara yer verilen hikaye Varunya krallığında geçiyor. Krallık Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmış durumda. Batı zevk sefa içinde yaşarken ve kitabın kahramanı Samana'nın kitapçılık yaparak hayatını sürdürdüğü Doğu bölgesinde  ise hiç kitap okumayan, yaşamlarını yoksulluk içinde, geçim derdiyle ve korkuyla geçiren bir kesim yaşıyor. Kaçak yollarla getirdiği kitapları okuyup kendini geliştiren, kendine yeni bir dünya yaratan ana karakter  artık bu çifte standartta yapılan bu büyük haksızlıklara görmezden gelinen gerçeklere daha fazla dayanamıyor ve bir ayaklanma çıkarmaya karar veriyor. Ancak bunu kendi yöntemiyle bilginin bilgeliğin gücüyle yapmak istiyor ve bu yolda başına gelen olaylara kitap boyunca eşlik ediyoruz.  Bu tabi ki hiç kolay olmuyor . Hayatta en zor şeylerden biri de her şeyi olduğu gibi kabul eden  hiçbir şeyi sorgulamayan insanlara bir şeyleri anlatmaya çalışmaktır. Bu distopyada da kolay olmuyor elbet ama hikayenin ilerleyişinde size de bir çok şey tanıdık gelecek. Kitapta üstüne düşünülmesi gereken bir çok şeye yer verilmiş. Krallıktaki Batı ve Doğu sadece doğu ve batıdan ibaret değil. Bunu ülkelere uyarlayabilirsiniz hatta bütün dünyaya da uyarlanabilir.  Gözü kör kulağı sağır olmuş Batı halkı ve her şeyi çıkarına göre işleten gaddar bir kralla nasıl baş etmeye çalıştığını, Samana'nın bu baş kaldırış hikayesini Hima Dağı'nın Efendisi'nde okuyabilirsiniz .Şimdiden iyi okumalar dilerim.  Hoşça kalın.💕

''Bilginin ya da bilimin değil paranın saygı gördüğü bir cehennemdeydim. Gördüğüm insanlar bana Doğu bölgesindeki halkın çaresizliğini ve bizim zavallılığımızı bir bir yüzüme vuruyordu. Birinin kuzeni ya da dayısı olmanın en büyük servet olduğu bu pislik yerden şimdiden midem bulanmıştı.''

 SPİNOZA PROBLEMİ KİTAP YORUMU:

ARKA KAPAK:  10 Mayıs 1940’ta Hitler’in askerleri Hollanda’yı işgal eder. 1941 yılının Şubat ayından itibaren yağmacılıkla görevlendirilmiş keşif grubunun başındaki Reichsleiter Rosenberg, Amsterdam’a yönelir ve Spinoza’nın Rijnsburgların evinde muhafaza edilen kütüphanesini ele geçirir.

Ölümünden üç yüzyıl sonra Spinoza, Nazi ideoloğu Rosenberg’in neden ilgisini çekmiştir? Yahudi filozofun eserleri onun antisemitik görüşlerinin altını oyabilecek midir? Peki, 1656 yılında Amsterdam’ın Yahudi cemaatinden atılıp ailesini görmekten men edilen bu adam kimdir? Goethe, Rosenberg’i nasıl hayal kırıklığına uğratmıştır?
Irvin Yalom psikoterapi deneyimlerine dayanarak, hakkında çok az şey bildiğimiz, nesiller boyu düşünürleri etkileyen bu kendine has filozofun, Spinoza’nın iç dünyasını keşfe çıkıyor. Aynı zamanda Hitler’in yanında yer alan ve Avrupa Yahudilerinin soykırımında kilit rol oynayan Alfred Rosenberg’in ölümcül kariyerinin nasıl geliştiğini de anlamaya çalışıyor.
Psikoloji ile felsefeyi, gerçek ile kurguyu ustaca harmanlayan Irvin Yalom, Spinoza Problemi’nde bizi soluksuz bir yolculuğa çıkarıyor.
 
 
“Yüce ruhlu psikiyatr, yüce ruhlu düşünür hakkında bir roman yazmış. İddialı, bilgece ve ilgi çekici. Spinoza Problemi okuyucuyu şu temel soruyla yüzleşmeye itiyor: Mantık her zaman kazanan taraf olabilir mi?” 
Rebecca Newberger Goldstein, Tanrı’nın Varlığına Dair 36 Argüman kitabının yazarı
 
“Spinoza Problemi yıllardır okuduğum en etkileyici romandı. Irvin Yalom son derece bilgilendirici, sürükleyici, çok sıkı bir eser ortaya çıkarmış. Spinoza Problemi’ni şiddetle tavsiye ediyorum.”
Sör Anthony Hopkins
 

YAZAR: IRVIN D.YALOM

ÇEVİREN: AHMET ERGENÇ

YAYINEVİ: KABALCI YAYINLARI

SAYFA: 445

YORUM:

Herkese merhaba, uzun süre sonra kitap yorumuyla geldim. Aslında çok akıcı ve güzel olan "Spinoza Problemi" benim için uzun bir okuma oldu. Araya bir çok şey girince uzunca bir süre ara vermek zorunda kalınca çok uzun sürede bitirebildim fakat bu kesinlikle kitaptan kaynaklı değildi. Ben Spinoza'yı çok seviyorum gerçekten felsefesini kendime çok yakın bulduğum nadir filozoflardan birisi. Yaşadığı hayat, yazdıklarıyla beni her zaman cezbetmiştir.

Kitaba gelecek olursak, kitap sürekli olarak sırasıyla 1600'ler ve 1900'ler arasında gidip geliyor. Bir Nazi subayı olan Rosenberg'in çocukluğuyla başlayan kitap Nazilerin en çalkantılı dönemlerine kadar geniş bir çerçevede bu dönemi anlatılıyor. Diğer taraftan Spinoza'nın düşünceleri ve düşünceleri yüzünden aforoz edilmesiyle devam eden bölümü okuyoruz. Spinoza'nın ölümüne kadar giden bu bölüm düşünür hakkında okura tarihsel bir arka plan sunuyor. Birbirine hiç benzemeyen bu iki kişiyi ortak noktada buluşturansa Rosenberg'in soruları. Spinoza hakkında edindiği bilgiler ışığında onun nasıl büyük alman düşünürlerini bu denli etkilediği konusunda kafası karışıktır. Sonuç olarak Spinoza bir Yahudi'dir ve aşağı ırktan biri nasıl olurda bu denli güzel düşünceleri  ortaya atmış olabilir?  Aşağı olarak gördükleri bu ırktan nasıl böyle etkileyici düşünceler çıkmıştır. İşte Rosenberg bu paradoksun içerisine düşer ve kitap çok akıcı bir şekilde ilerler. Ben çok sevdim herkese öneririm. 

PUAN: 3.7