function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

25 Şubat 2017 Cumartesi

 3:01 KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI: Cumartesi, öğleden sonra… Telefon çaldığında, çocuklarla bahçedesiniz. Arayan okuldaki en iyi arkadaşınız. Birkaç yıldır görmediğiniz biri. Bu, eski zamanları yâd edeceğiniz dostça bir arama olmalı. Ama değil. Aramasının sebebi farklı. İşkence altındaymış gibi, kesik kesik, hızlı hızlı soluyor. Birileri ona korkunç bir acı çektiriyor. Çığlık atıyor ve sonra hayatınızı tamamen değiştirecek altı kelime mırıldanıyor: Adresinizin ilk iki satırını... 

YAZAR: SIMON KERNICK 

ÇEVİREN: ÖZLEM MENEMENCİOĞLU

YAYINEVİ: OLİMPOS

SAYFA SAYISI : 344


YORUM: Çok vasat bir polisiye kitabı okudum ve bence en ufak bir gizem ya da zeka unsuru yoktu kitapta.

Öğleden sonra gelen telefonla hayatı alt üst olan Tom, bir cinayetin içinde bulur kendini. Eski arkadaşını öldüren adamlar artık onun peşinde ama Tom kendisinden ne istenildiğini bilmemekte.

Baş yargıç ve avukatı Jack Calley'in ölümü. Jack, Tom'un çok eski bir arkadaşıdır ancak ölürken Tom'un adresini katillere  vermesi kafada soru işaretleri uyandırır. Kitap boyunca bu soru işaretlerini gidermeye çalışıyoruz. Bu sırada hem katiller hemde polisler artık Tom'un peşinde. Tom'da karısının peşinde çünkü bu olaylar başladığından beri karısını arayan Tom, bir çıkmazın içinde. Tom, bu cinayetlerin yanı sıra karısının çalıştığı üniversitede işlenen cinayette kullanılan bıçakta karısının parmak izlerinin bulunduğunu öğrenince  iyice çileden çıkar.


İşte hikayemiz böyle. Ben bu kitabı çok sevmedim. Merak uyandıran bir yanı yok. Çok basit bir
polisiye olduğunu düşünüyorum. Cinayetlerin bir birine bağlanması, olayların gelişmesi oldukça basit işleniyor ve etkileyici bir son yok. Bu da  kitabı biraz sıkıcı kılıyor.

PUAN : 2.0

16 Şubat 2017 Perşembe


EDGAR ALLAN POE SEÇME ÖYKÜLER KİTAP YORUMU :


ARKA KAPAK YAZISI : "Özdeksel şeylere tutkun, açgözlü bir dünyanın ortasında  Poe kurtuluşu  düşlerde buldu. Amerika'nın havasının  kendisini boğmasına karşın  Eureka'nın başlangıcına sunu yazdı : "Bu kitabı,  düşlerin tek gerçeklik  olduğuna inananlara adıyorum!" O kendi varlığıyla, başlı basına bir protestoydu  ve protestosunu  kendine özgü  yollarla ilan etti."

Charles Baudelaire

YAZAR: EDGAR ALLAN POE

ÇEVİREN: AHMET ÖZ

YAYINEVİ: İTHAKİ

SAYFA SAYISI : 157


YORUM: Öncelikle Poe hakkında biraz bilgi vermek isterim. Herkesin tanışmasını istediğim bir dahi olduğuna inanıyorum. Amerikanın Gotik edebiyatının öncüsüdür. ABD'nin ilk kısa hikaye yazarı olan Poe modern anlamda korku, gerilim ve polisiye türünün de öncüsüdür.
Kitapta toplam beş öykü bulunmakta bunlar şöyle :

*Şişede Bulunan Not.

*Morgue Sokağı Cinayeti.

*Usher Evi'nin Çöküşü.

*Şeytan'la Asla Kafan Üstüne Bahse Girme.

*Altın  Böcek.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki günümüz polisiyesinin ilk örneği olarak kabul edilen öykü Morgue Sokağı Cinayetidir. Bu sebepten oldukça önemli bir hikaye bence özelikle polisiye türü okuyan dostlarıma bu öyküyü özellikle tavsiye ederim. Hikayeler hakkında çok bilgi veremeyeceğim çünkü ne söylesem biraz ipucu olur ama sunu söylemeliyim. Poe Amerikan edebiyatındaki, kıssadan hisse vermekten kaçınan ilk yazar olarak tanınır. Bu sebepten hikayeleri buna göre okumanızda fayda var  umarım okur ve beğenirsiniz. Şimdiden iyi okumalar dilerim .

PUAN:5.0

11 Şubat 2017 Cumartesi


   RÜZGARIN ADI KİTAP YORUMU :


ARKA KAPAK YAZISI : 

Belki beni duymuşsunuzdur.

Fantastik kurgu edebiyatının eşsiz bir masalı, bir kahramanın kendi ağzıyla anlattığı öyküsü işte böyle başlıyor. Bir keder öyküsü bu... bir kurtuluş öyküsü... bir adamın evrenin anlamını arayışının ve gerek o arayışın gerekse de onu sürdürmesini sağlayan gem vurulamaz iradenin bir efsaneye dönüşmesinin öyküsü...

"Rothfuss, Rüzgarın Adı ile başlayan bu muazzam hikâyede nereye giderse gitsin iyi bir şarkıyı taşıması gibi bizi de yanında götürecek."Ursula K. Le Guin


YAZAR: PATRİCK ROTHFUSS

ÇEVİRİ: CİHAN KARAMANCI

YAYINEVİ: İTHAKİ YAYINLARI

SAYFA SAYISI : 736

YORUM : Rüzgarın adı çok güzel ve keyifli  fantastik bir roman . Başka diyarlara,dünyalara  yelken açmak isteyen herkese tavsiye ederim.

Kitap serinin ilk kitabı olduğu için fantastik bir dünyaya giriş ile güzel bir temel oluşturuyor.

Kvothe Yoltaşı adında bir  bar işletmekte ve  hikaye orada başlıyor . Kvothe  ünlü biridir ve bir sebepten dolayı küçük bir kasabada saklanmakta ama neden saklanıyor,kimden saklanıyor bilmiyoruz. Bir gün Yoltaşı'na yolu düşen bir tarihçi Kvothe'yi tanıyor ve onun öyküsünü yazmak onun bilinmeyen efsanesini herkese ulaştırmak istiyor. Kvothe tarihçiye üç gün veriyor ve üç günde bütün hikayesini anlatacağını söylüyor. Bu kitapta bu üç günün bir gününü oluşturuyor bu sebeple  hikayenin çoğu Kvothe'nin çocuklugu  ve gençliğini ele alıyor.

Kumpanyacı olarak doğan bir çocuğun büyüye; kitaptaki adıyla sempatiye olan tutkusuyla büyük bir gizemci olmasını okuyoruz. Ailesini öldüren yaratıkların peşine düşmüş bir genç, ideallerine ulaşmak için uğrasan yoksul bir çocuk'dan bir efsaneye nasıl dönüştüğünü  anlatan güzel bir seri .

Bazı kısımları bana Harry Potter'i anımsatıyor . Seri olmasından kaynaklanan bir bilinmemezlik mevcut her şey yerli yerine oturmadan kitap bitiyor ve bizi ikinci kitaba itiyor yazar.

Güzel bir seriye başlamak isteyen herkese tavsiye ederim fakat biraz uzun ve baya cüsseli kitaplar olduğu için biraz sıkıla bilirsiniz. Ama bu benim için bir sorun değil derseniz  tam sizlik bir kitap  :)  şimdiden iyi okumalar dilerim .

PUAN :5.0

10 Şubat 2017 Cuma

KABUSLAR PAZARI KİTAP YORUMU:

ARKA KAPAK YAZISI: 

   Hikâyelerim bir araya geldiği zaman kendimi sadece gece yarıları satış yapan bir sokak satıcısı gibi hissederim. Ürünlerimi sergileyip okurlarımı –yani sizleri– gelip seçin diye davet ederim. Ama gerekli uyarıyı yapmayı da ihmal etmem: Kuzum, dikkat edin, çünkü bu şeylerden bazıları tehlikelidir. Bunlar, içinde kötü rüyaların gizlendiği; gözünüzün uyku tutmadığı gecelerde, kapadığınıza emin olduğunuz halde, “Odanın kapısı neden açık?” diye merak ettiğiniz zamanlarda aklınıza takılan hikâyelerdir.
İşte, ürünlerim bunlar, sevgili Daimi Okurum. Bu gece her şeyden bir parça satıyorum — otomobile benzeyen bir canavar (Christine tadında), ölüm ilanınızı yazarak sizi öldürebilen bir adam, paralel dünyalara erişimi olan bir e-kitap okuyucu ve her zaman çok beğenilen konu: insan türünün sonu. Ben bu ürünlerimi diğer sokak satıcıları çoktan evlerine gittikten sonra, sokaklar bomboşken ve donuk bir ay ışığı şehrin çatılarında gezinirken satmayı seviyorum. İşte bu zamanlarda örtümü yere yayıp ürünlerimi sergiliyorum. 
Bu kadar gevezelik yeter. Belki artık bir şey satın almak istersiniz, ha? Gördüğünüz her şey el ürünüdür ve her ne kadar her birini çok sevsem de, satmaktan mutluluk duyarım, çünkü bunları özellikle sizler için yaptım. Çekinmeyin, şöyle bir yoklayın; ama lütfen, dikkatli olun. Bazılarının sivri dişleri vardır.
YAZAR: Stephen KING

ÇEVİREN: Esat ÖREN

YAYINEVİ: Altın Kitaplar

SAYFA SAYISI: 565

YORUM:   Kabuslar Pazarı benim, Stephen King'in okuduğum ilk kitabıydı. Yazarın kitaplarına başlamak için pekte iyi bir seçim yapmadım sanırım. Hem çok kalın hemde bir süre sonra beni sıkan bir kitaptı Kabuslar Pazarı. Kitabı araştırmadan edindik o yüzden kitap hakkında olumlu ya da olumsuz bir yorum okumadan hatta yazarın hikayelerini birleştirdiği bir kitap olduğu bilmeden aldık kitabı ve tamda kitaba başlamadan fark ettim öykü kitabı olduğunu. Başta sorun değil dedim daha öncede hikayelerin birleştirildiği bir kitap daha okumuştum ve pekte sıkılmamıştım. Ama bu kitapta bu olmadı malesef çok sıkıldım kitaptan.

Kabuslar pazarının bir olumsuz özelliği de çok kalın olması . Kitap 20 hikayeden oluşuyor ve 565 sayfa. Bu bana çok fazla geldi. Hikayeler ,bahsedilen konular ve kitabın dilini de beğenmeyince işkenceye döndü bu kitap benim için. Çok fazla bel altı bir anlatım vardı gerekli gereksiz her hikayede cinsellikle ilgili bir şey zorlaya zorlaya kullanılmış gibi geldi bana niyeyse. Hikayelerde gözüme çok battı bu olay çünkü cidden ''Hadi birazda cinsellik katalım bu hikayeye yada argo şeylerde yazalım'' demiş yazar. Beni bazı yerler rahatsız etti  erkeklere yönelik şeyler vardı kitapta okumak istemeyeceğim.

  Hikayelere gelecek olursak da ; hikayelerin geneli başı sonu belli olmayan hikayelerdi. Bazıları yarım bırakılmış gibiydi hatta büyük ihtimal yazar okuyucuya bırakmış bazı hikayelerin sonlarını ,bazılarınında bir mesaj verildi  ama ben o mesajı alamadım belkide  bilemiyorum ama bir çok hikaye hayal kırıklığı oldu benim için. Ama hiç sevdiğim hikaye olmadı diyemem kesinlikle üç dört hikaye konu olarak da anlatım biçimi olarak da mükemmeldi hayran bıraktı beni kendine çünkü çok güzel düşünülmüş hikayelerdi. Ama sırf o üç dört güzel hikaye için koca bir kitap okunmaya değer mi onu bilemeyeceğim orası da size kalmış artık :)

  Bir de her hikayenin başında o hikayenin oluşma macerasından kısaca bahsetmiş yazar . Bu aslında samimi bir şey olmuş ama bu benim hikayelerden iyice kopmama yol açtı maalesef.

 Mutlaka Stephen King'in diğer kitapları çok çok daha güzeldir. Sonuçta çok okunan ve çok seveni olan bir yazar. Sadece yanlış kitaptan başladım bunun farkındayım ve yakın zamanda da mutlaka başka bir kitabının okuyacağım yazarın.

 Benim bu kitaba yorumum böyleydi. Durmadan üst üste hikayeler okuyabilecek ve hikayeden hikayeye kolay adapte olabilecek okurlar bu kitabı okuyabilirler bence. Şimdiden iyi okumalar dilerim :)

PUANIM : 2.5