UTOPİA KİTAP YORUMU :
ARKA KAPAK YAZISI : Yaşlı bir denizci Thomas More’a, son seyahati sırasında tesadüfenkeşfettiği Utopia adasını anlatır. Bu adanın yönetim biçimi, yasama, yürütme ve yargılama gücü, yurttaşların kamu haklarından yararlanmaları gerçekten de mükemmeldir. Ona göre Utopia bütün Avrupa devletlerinin yapılanmasına örnek oluşturacak ideal devletin ta kendisidir.
Utopia’da yurttaşların birlikte çalışarak elde ettiği ürünler pazar yerlerindeki ambarlara getirilir. Halk her ihtiyacını bu ambarlardan karşılar, üstelik ücretsiz. Çünkü Utopialılar para kullanmaz.
Hele paranın ana maddesi altın ya da gümüşe metelik değer vermez. Emeğin ortak kullanımının esas alındığı bu toplumda yiyeceksıkıntısı diye bir şey yoktur, hiç kimse dara düşmez, hiçbir yurttaş ailesinin geleceğinden endişe duymaz.
ÇEVİREN: BANU KAYNAK
YAYINEVİ: NİLÜFER YAYINCILIK
SAYFA SAYISI: 143
YORUM: Merhabalar herkese. Öncelikle şunu belirtmeliyim bendeki Utopia kitabının baskı hatası nedeni ile yazarın soyadı yanlış yazılmış bir "O" harfi fazladan konulmuş.
Yoruma geçmeden önce hepinizin bildiğine emin olduğum bir kaç bilgiyi de paylaşmadan geçmek istemiyorum. Utopia kelime olarak yok/olmayan bir ülke anlamında kullanılmakta. İngiliz yazar More 1516 da kaleme aldığı bu kitapta hayalindeki bir ülkeyi anlatmış. Kitaptaki ileri düzey cumhuriyet sistemi dikkatlerimizden kaçmamıştır. 1516 da bu kadar kapsamlı bir sistem yaratmak gerçekten taktire şayan bir hareket.
Başkahramanımızın Notre Dame' da eski dostu Peter Giles'i bir gezginle konuşurken görmesiyle başlar. Peter'in yanındaki bu yabancı Raphael Hythloday dır. Raphael dönemin en önemli gezginlerinden biridir. Zamanında gittiği ve beş sene yaşadığı Utopia şehrinin şartlarını diğer devletlerin yasaları ve şartlarıyla kıyaslaması ile Utopia anlatımı başlamaktadır. Utopia'yı merak eden kahramanlarımız Raphael 'e burayı bize ayrıntılı bir şekilde anlat diyor ve kitapta burada tam manası ile başlıyor. Kitapta başlık başlık ayrılan kısımlar şu şekilde :
* Utopia Şehirleri ve Başkent Amaurote Üstüne
* Yönetim Görevlileri
* Bilimler, Sanatlar, Uğraşlar
* Utopialılar'ın Yaşayışları ve Karşılıklı İlişkileri
* Utopialılar'ın Gezileri ve Başka konular
* Köleler, Hastalar, Evlenme ve Çeşitli Başka Konular
* Savaş Üstüne
* Utopia'da Dinler
Bu başlıklar altında Utopia bize iyice anlatılıyor. Benim dikkatimi çeken başlıklardan ilki Utopia'da Dinler oldu. Buradan aldığım bazı alıntıları sizinle paylaşmak isterim. Biraz bunlar hakkında konuşalım.
İlk olarak Utopia'yadaki dinin tanrısının adı Mithra. Şunu söylemeliyim ki yazar Hinduizm etkisinde kalmış. Mithra ilk olarak Hinduizm de vedalarda kullanılmıştır. Daha sonra birçok Mithraizm akımları çıkmıştır.
Kitaptan küçük bir alıntı yapmak istiyorum. "Utopialılar'ın en eski yasalarından biri şudur: "Kimse dininden ötürü kötülenemez."
Bu yazı oldukça hoş ve güzel. Benim çok hoşuma gitti fakat bir kaç sayfa sonra aynen şu cümleyle karşılaşıyoruz. : "Aforoz edilen kimse şerefini yitirir, vicdan azabı ve korkular içerisinde yaşar, hayatı bile tehlikeye girer. Hemen pişman olup rahiplerin gösterdiği yola dönmezse, hükümetçe yakalanır ve dinsizlik cezasına çarptırılır. "
Bu sözde de görüyoruz ki inançsız insanlara bir hoşgörü yok ve ister aforoz edilmiş olsun ister dinsiz olsun bu kişilere verilen bir cezanın olduğunu anlıyoruz ve din özgürlüğü olan Utopia bence burada biraz kendisiyle çelişiyor. İnançsız olmanın bir inanç olduğu burada reddediliyor.
Bir sonraki alıntımız da şu şekilde : "Utopia'da rahiplikten daha şerefli bir görev yoktur. Rahiplere gösterilen saygı o kadar büyüktür ki, onlardan biri suç islerse adalet karşısına çıkmaz,Tanrı 'ya ve kendi vicdanlarına bırakılır."
Burada şunu söylemeliyim insanlık tarihinde kusursuz şekilde işlenen bir ayıpta burada işlenmiş ve din adamları halktan üstün görünüyor. İnsanlık tarihinin hiç bir dönemi yoktur ki din adamları halkla aynı statüde olsun. Bununda insanın kafasını karıştırması doğal mı bilmiyorum . Suçsuz insanların dinsiz diye cezalandırılması ve suç işleyen din adamlarının hiç bir yaptırım görmemesi günümüzde de devam etmekte. Din adamlarının tarihteki yönetimlerede ne denli etki ettiğini de unutmamak lazım.
Bu kitaptaki insanlık ayıplarından birini de şu alıntıyla anlatmak isterim: "Körpe dağdaki gençlerin içinde derin bir tanrı korkusu olması gerekir, çünkü o yaştaki erdemi geliştirmenin tek yolu korkudur."
Burada insanların dinle korkutulmasına güzel bir örnek verilmiş. Genç yaştaki insanların dinle korkutularak toplum kurallarına karşı çıkmaları engellenmeye çalışılıyor. Dinle insan korkutmak ve insanı bu doğrultuda çeşitli çıkarlar uğruna kullanmakta insanlık için utanç verici. Kendi düşüncelerimi ve Utopia'daki çelişkileri sizinle paylaşmaya çalıştım. Sizde bu kitabı alıp okuyup farklı bir bakış açısıyla kendi yorumunuzla değerlendire bilirsiniz. Elbet Utopia'nın oldukça güzel yönleri de var. Okumak isteyen dostlara şimdiden iyi okumalar dilerim.
PUAN: 4.0 ( Baskı hataları ve çevirinin kötülüğü nedeni ile puan kırdım. Sizler daha bilindik bir yayınevini tercih edin derim. )