function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

27 Ocak 2020 Pazartesi


GODOT'YU BEKLERKEN KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: 

Godot'yu Beklerken 1948 yılında Fransızca olarak yazıldı ve 1953'te Paris'te sahneye kondu. Zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerle ingilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı.
 Avangard olarak nitelenmesine karşın hızla klasikleşti. Oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. Her gün yinelenen bu ritüelde bellek işlevinin yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaya başlarlar.Kimilerine göre tüm zamanların en iyi olan bu oyun, 21. yüzyılda da kafamızda soru işaretleri bırakmaya devam ediyor.

YAZAR: SAMUEL BECKETT
ÇEVİREN: UĞUR ÜN - TARIK GÜNERSEL
YAYINEVİ: KABALCI YAYINLARI
SAYFA SAYISI: 124


YORUM: Godot'yu beklerken Beckett'ın unutulmaz tiyatro oyunu. Bu oyun bir çok açıdan önemli sanat, felsefe ve  bir çok başka alan bu metin üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Beckett bu oyunun da bir çok şeyi eleştiriyor. İnsanı ve insanın medet umma alışkanlığını, bir yere bağlanmayı, zaman algımız gibi daha nicelerini. 
Oyunumuzda iki arkadaş var Estagon ve Vlademır bu iki arkadaş bir ağacın altında Godot'yu bekliyorlar ve bu bekleyişin nelere neden olduğu, Godot'un kim olduğu kitabın sonunda okura bir şok etkisi yapıyor tabi ki anlayabilen için. Bu iki arkadaş zamanın başlangıcından beri beraberler fakat zaman algıları olmadığı için kendilerinden başka  hiç bir şeyi hatırlamıyorlar bu da bize bu iki arkadaşın aslında tek bir kişinin iki ayrı yönü olduğunu düşündürüyor. Kitap çok boyutlu ve bir çok açıdan incelenmeli. 
Kitabı edinmek oldukça zor, ben kitabı bir kütüphaneden aldım. Bu kitaba ulaşırsanız kesinlikle okumanızı öneririm. Bekleme ve değer bilme olgusu çok değişik hisler uyandırıyor bizlerde. Şimdilik bu kadar herkese iyi okumalar dilerim. 

PUAN: 4.5


FELSEFEYE GİRİŞ KİTAP FUARI: 



ARKA KAPAK:

"Felsefe, ister akademide doğrudan eğitimi alınsın, isterse insanın kişisel okuma ve araştırmalarıyla hayatına bir şekilde dahil ettiği bir disiplin ve düşünme alanı olsun, kişinin hayatına her yönden olumlu katkılar yapmaya aday bir kültür öğesi ya da düşünme faaliyetini ifade eder. Kişi ister hekim, ister mühendis, ister öğretmen ya da ister hukukçu olsun, kısacası hangi mesleği icra ederse etsin, gerek yaptığı işi anlamlandırıp layıkıyla yapmada, gerekse bir bütün olarak hayatını anlamlandırma noktasında felsefeye ihtiyaç duyar. 

Günümüzün giderek karmaşıklaşan ve zorlaşan hayatını anlamlandırma, daha sorumlu ve ilkeli bir birey olarak yaşama noktasında, öyle sanılır ki felsefeye daha çok ihtiyaç duyulmaktadır."
Ahmet Cevizci

Referans Kitaplar dizisinin yedinci kitabı olan Felsefeye Giriş, farklı felsefe tasavvurları ve tanımlarından yola çıkarak felsefenin alt dallarını oluşturan metafizik, din felsefesi, epistemoloji, bilim felsefesi, etik, siyaset felsefesi, estetik ve eğitim felsefesi üzerine özlü, ama aynı zamanda derinlikli inceleme ve tartışmalara yer veriyor.

YAZAR: AHMET CEVİZCİ

YAYINEVİ: SAY YAYINLARI

SAYFA SAYISI: 408

YORUM: Herkese merhabalar bugün size çok kapsamlı bir felsefe kitabıyla geldim. Ahmet hoca bu kitabında baştan sonra felsefenin bütün kollarına detaylıca değinip güzel bir kitap ortaya çıkarmış. Kitabın adı her ne kadar "Felsefeye Giriş" olsa da bu kitabı temeli olmayan birinin anlamasının çok zor olduğunu düşünüyorum. Kitap jargon yani felsefe terimleriyle yazılmış ve bunlar oldukça fazla ne yazık ki bu terimler dipnotlar ile açıklanmıyor. Eğer belirli bir felsefe temeliniz varsa anlayıp akıcı bir şekilde okuyabilirsiniz ama felsefeye yeni başlayacaksanız daha hafif bir kitapla başlamanızı tavsiye ederim.

Kitabı ben çok sevdim kitapta toplamda dokuz bölüm var ve bunlar şu şekilde : 

1. Felsefe Nedir

2. Metafizik

3.Din Felsefesi

4.Epistemoloji

5. Bilim Felsefesi 

6.Etik

7.Siyaset Felsefesi

8. Estetik

9.Eğitim Felsefesi

Kitap bu şekilde ve oldukça kapsamlı kendinizi felsefe alanında geliştirmek isterseniz Prof.Dr. Ahmet Cevizci hocamızın diğer kitaplarına da göz atabilirsiniz. 

PUAN: 4.5



18 Ocak 2020 Cumartesi

YÖNTEM ÜZERİNE KONUŞMA KİTAP YORUMU: 


ARKA KAPAK: Cogito, ergo sum, yani “Düşünüyorum, öyleyse varım,” felsefe tarihinin en meşhur önermelerinden biridir. Descartes’ın 1637 yılında yayımlanan Yöntem Üzerine Konuşma adlı ilk eserinde tartışmaya açtığı bu önerme, felsefe-bilim tarihine yeni bir soluk getirmiş ve Çağdaş Batı felsefesinin temel dayanak noktası olmuştur.

 Çünkü bu önermeyle Descartes, Skolastik anlayışın etkilerini halen sürdürdüğü bir dönemde ve Aydınlanmanın şafağında bir filozof olarak felsefeyi içine düştüğü derin girdaptan kurtarmaya çalışmıştır. Kökleri antikçağ felsefe geleneğine dayanan şüpheciliği yeniden ele alıp yöntem sorunu etrafında işleyerek kurduğu yeni felsefe-bilim sisteminin temel unsuru kılmıştır. İnsanın her şeyden şüphe etse de kendi varoluşundan, yani düşünen Ben’inden veya hakikati kavramasını sağlayan aklından asla şüphe edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.

Yöntem Üzerine Konuşma felsefe tarihinin seyrini değiştiren ve bitmez tükenmez tartışmaların konusu olan, ölümsüz bir felsefe klasiğidir.


YAZAR: RENE DESCARTES

ÇEVİREN: ÇİĞDEM DÜRÜŞKEN 

YAYINEVİ: ALFA YAYINLARI

SAYFA SAYISI: 134

YORUM: Herkese merhabalar yine bir felsefe kitabıyla geldim. Descartes, modern felsefenin kurucusu ve akılcı bir filozof. Skolastik düşünce hüküm sürerken Descartes gibi birinin çıkıp bilinen her değere savaş açması gerçekten takdire şayan. "Onu korkutan olaylar ve insanlar yok muydu?" diye sorarsanız elbette vardı ve bir kitabını sırf korktuğu için yayınlamaktan vazgeçti. 

Descartes, metot olarak matematiği benimsediyse de şüphe onun asıl hazinesiydi. Herhangi bir şey hakkında ufacık bir şüphesi varsa onu asla doğru olarak kabul etmedi bu da onun apaçıklık kuramını oluşturdu. "Aklın kesin bilgiye ulaşması için gerekenler neler?", " Doğruya ulaşma yolunda bizleri neler bekliyor?" Bu soruların hepsinin cevabı  bu kitapta. Ben kitabı çok sevdim. Dili çok sade ve anlaşılır kitabımızı çeviren sayın, Çiğdem Dürüşken çok iyi bir iş çıkarmış.

Descartes hakkında bir şeyler öğrenmek isterseniz size bu kitapla başlamanızı öneririm. Şimdilik bu kadar bir başka kitapta görüşmek üzere hoşçakalın. 

PUAN: 4.5

16 Ocak 2020 Perşembe

MERCİER İLE CAMİER KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: Mercier ile Camier'nin aynı adlı kahramanları, Beckett'ın olgunluk dönemi yapıtlarında sıkça karşımıza çıkan ikililere öncülük ediyor: Trajik ile komik, düş ile gerçek ya da beden ile usun birer yansıması; birbiriyle çatışsa, birbirinden uzaklaşsa da asla kopamayan iki yalnız yabancı, aynı "ben" in iki yarısı.Amaçsız ve anlamsız bir yolculuk için bir araya gelir Mercier ile Camier. Modern karşı kahramanların parçalanmış iç dünyasına yapılacak ürkütücü ve karanlık bir yolculuktur bu. Ama hüzünlendirirken aynı zamanda eğlendirir. Yazarın karşı konulmaz bir sevgiyle yaklaştığı bu iki berduş arasındaki sarsak dayanışma yer yer zorlaşsa da, kaosun yükünü, hep var olan trajikomik iletişim hafifletir. 

Beckett'ın erdemi, durumun acıklılığına ağıt yakmak değil, kendi kendini alaya alabilmektir. Bu yüzden en karamsar izlekler bile bir karamizah başyapıtına dönüşür Beckett'ta.Beckett, Mercier ile Camier'yi Fransızca olarak yazdı. Yazın dili olarak anadilini kullanmaması modern dünyanın kaçınılmaz hastalığı olan yabancılaşmayı okuyucusuna biçimsel olarak daha evrensel bir düzlemde aktarmasını sağlayacaktı. Sanatçı için her sözcüğün yepyeni bir keşif olduğu zorlu bir yaratıcılık serüveniydi giriştiği.Mercier ile Camier, Beckett'ın çarpıcı yapıtlara imza attığı en üretken döneminin çok önemli bir basamağını oluşturan bir yapıttır.Beckett severlere...

YAZAR: SAMUEL BECKETT

ÇEVİREN: UĞUR ÜN

YAYINEVİ: KIRMIZI KEDİ YAYINLARI

SAYFA SAYISI: 134

YORUM: Herkese merhabalar daha önce hiç Beckett okumamıştım, bu kitap ilk oldu. Kitabın arkasında Beckett'ın en anlaşılır romanının bu olduğu yazıyor fakat kitap oldukça karmaşık ve zor. Kitapta iki yaşlı amcamız var ve oldukça sevimliler. Bu yaşlı dostlarımız her şeyi bırakıp sadece yola çıkmak istiyorlar ve hazırlıksız, plansız bir yolculuğa çıkıyorlar. Kitabımızın ana konusu bu, iki yaşlı amcamızın felsefe konuşmaları ve hayata bakış açılarını okuyoruz. 

Beckett, bir postmodernizm savunucusu ve hatta kurucularından biri, bu açıdan kitap oldukça önemli. Kitabı sevmekle sevmemek arasında kaldım ve tavsiye edip edemeyeceğimi bilmiyorum fakat bir şans verilebilir. 

PAUN: 2.5

13 Ocak 2020 Pazartesi

KALBİMDEKİ FIRTINA KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI : Aşk her yere sızar, özellikle de ondan uzak durmaya çalışan kalplere…

Brenna hayatındaki zorlukları başarıyla yenmiş güçlü bir kadındır. Ölen ablasının oğlu Randy’ye bakarken, kendi ayaklarının üzerinde duruyor, bir yandan da oyunculuk konusunda bir kariyer planlıyordur. Ve bu çetrefilli hayatta aşka, erkeklere, özel hayata yer yoktur. Ta ki önemli bir film projesinde rol alma fırsatıyla birlikte yakışıklı, güçlü ve her söylediğinin yapılmasına alışmış olan yapımcı Michael Donovan karşısına çıkıncaya dek.

Brenna, Donovan’dan uzak durmaya çalıştıkça kendini onun ateşli çekim alanında bulur. Brenna’nın güçlü kalbi bu tutkulu fırtınayla baş edebilecek midir?

YAZAR : Iris Johansen

ÇEVİREN : Elif Subaş

YAYINEVİ : Novalla yayınları

SAYFA SAYISI : 272


YORUM : Herkese merhabalar. Size kitap okumada durağan bir dönemdeyseniz çerez niyetinde okuyabileceğiniz ve okurken sıkılmayacağınız bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kalbimdeki Fırtına'yı tam böyle bir dönemde okudum, kısa sürede de bitirdim. Hiç kafa yormayan biraz entrikalı. biraz da heyecanlı bir kitaptı. Konusu başta çok kendine has bir şekilde başlasa da bir süre sonra klişelere birçok kez yer verilmiş. Kafa yormamasının nedeni de bu zaten. Bana iyi geldi. Konsantrasyonum bu kitaptan sonra bir tık düzeldi, diğer kitapları okurken odaklanma yetimi geri kazandım diyebilirim :) Bu kitap bana sadece bu konuda yarar sağladı. Okudum ve bitti. İki üç bölümlük bir dizi izlemek gibiydi. Öylesine bir kitap okumak istiyorsanız, kitap okumakta sorun yaşadığınız bir dönemdeyseniz, size bu kitabı tavsiye edebilirim. Şimdiden iyi okumalar dilerim. Hoşça kalın :)

PUANIM : 3.0



KÜÇÜK BİR KIŞ MASALI KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI : Maeve Binchy’den kalpleri ısıtan ve umut aşılayan bir roman Stoneybridge, herkesin birbirini tanıdığı İrlanda’nın batı kıyısında küçük bir kasaba. Chicky Starr, rüzgârlı Atlantik Okyanusu’na bakan kayalıklar üzerinde eski bir malikâneyi alıp orayı otel yapmaya karar verdiğinde, herkes onun deli olduğunu düşünür. Ama Chicky kararlıdır ve yeğeni Orla ile arkadaşının oğlu Rigger’ın yardımıyla, “Küçük Bir Kış Masalı” adını verdiği; sıcak, konuksever bir ev ile kilometrelerce uzanan bir kumsal, kayalıklar ve yabanıl kuşlar, uzun yürüyüşler, doğayla baş başa, huzurlu bir tatil vaat eden otelini açar.Sonrası artık umut etme ve hayata tutunma öyküsüdür; hem Chicky, hem de konukları için… Maeve Binchy, Amerika’da star hayatından sıkılan ünlü bir oyuncuyu, hayallerinin peşinden gitmek yerine aile şirketinin başına geçen bir İsveçliyi, müstakbel kayınvalidesiyle tatil yapmak zorunda kalan bir hemşireyi, tanık oldukları ölümlerin etkisinden kurtulamayan bir doktor çifti, yeni emekli olmuş huysuz bir öğretmeni, altıncı hissiyle geleceği gören bir kütüphaneciyi kışın bir haftalık tatilde bir araya getiriyor ve bize “Her hayat bir roman” dedirten muhteşem bir öykü sunuyor.

YAZAR : Maeve Binchy

ÇEVİREN : Şen Süer

YAYINEVİ: Doğan Kitap

SAYFA SAYISI : 370

YORUM : Herkese merhabalar. uzun zaman sonra size bir kitaptan bahsetmeye geldim. Yeni yılla birlikte daha azimli kitap okumaya başladım ve yeni yılın ilk kitabı da "Küçük Bir Kış Masalı" oldu. Bu kitabı alırken tam bu aralar, ya Aralık ya Ocak ayında okumayı planlamıştım. Aralık'ta okumayı denesem de olmadı ve bu ay tekrardan başlayıp bitirdim.

   2019 yılı diğer yıllara nazaran istediğim kadar kitap okuyamadığım, kendimi veremediğim bir yıl oldu. Vicdanım sızlasa da elimden bir şey gelmeyen durumları değiştiremediğim için sadece 32 kitap okuyabilmişim. Ama bu yıl hedefim 45 ve çok kararlı başladım yıla.💪Umarım hedefime ulaşabilirim ve kitap açısından verimli bir yıl geçiririm. Herkese bol kitaplı, sağlık ve huzur dolu bir yıl diliyorum :)

  Şimdi gelelim kitabımıza; Beklentim aşırı yüksek değildi. Kış mevsiminde güzel gider diye düşündüğüm bir kitaptı. Ama bu kadar güzel olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Bitirdiğimde böyle bir kitap okuduğum için çok mutlu hissettim.

  Kitabın konusundan kısaca bahsedeyim size. Kitap birçok bölümden oluşuyor ve her bölümde kitabın bir karakterinden bahsediyor. Olaylar ana karakter Chicky Starr'ın etrafında dönüyor. Chicky'nin kendi hikayesini anlatıyor yazar ve Chicky'nin İrlanda'nın batısında bir malikaneyi otel yapmasının ardından diğer karakterler hikayeye giriyor. Karakterlerin bu otelde bir haftalık bir tatil için bir araya gelme sürecini ve kendi hayatlarındaki zorlukların, sorunlarının onları o otele nasıl süreklediğini okuyoruz. Hikayeler çok düşündürücü, çok hayattan, gerçekleşmesi çok muhtemel olaylar, hiçbir absürtlük yok. Yazarın anlatış tarzı hoşuma gitti çok akıcı bir kitaptı. Tam da bu zamanlar okunacak çok tatlı bir kitap. Herkese içtenlikle tavsiye edebilirim. Keyifli okumalar dilerim. Hoşça kalın :)❤❤👱👱

PUANIM: 5.0


MİTOLOJİ 101 KİTAP YORUMU: 


ARAKA KAPAK: 


Sizi tıpkı Odysseus gibi maceralarla dolu bir yolculuğa çıkaracak olan bu kitapta Truva Savaşı, Perseus’un Medusa’yı öldürüşü, Oedipus’un bir kehanetten kaçışı gibi en ilginç klasik mitoloji öykülerini bulacaksınız.

Kendisinden bir şeyler istemek için gelen konuklarını “unutma sandalyelerine” oturtan Hades; yatağına uydurmak için yolcuların bacaklarını kesip boyunu kısaltan hancı Procrustes; bir açgözlüyü kendi etini yemeye mahkûm eden Demeter; söyledikleri şarkılarla denizcilerin aklını başından alıp gemilerin kayalıklara bindirmesine sebep olan Sirenler; sorduğu bilmecenin cevabını bulamayan yolcuları parçalayıp yiyen canavar Sfenks ise bu öykülerde karşılaşacağınız en tuhaf mitolojik karakterlerden yalnızca birkaçı olacak. 

Ayrıca Eski Yunan ve Roma mitolojisini anlatan belli başlı klasik çağ yazarları ve eserleri hakkında bilgi sahibi olacaksınız.

YAZAR: KATHLEEN SEARS

ÇEVİREN: EKİN DURU

YAYINEVİ: SAY YAYINLARI

SAYFA SAYISI: 256

YORUM: Herkese merhabalar bugün size harika bir mitoloji kitabıyla geldim. Mitoloji dediğimizde günümüzde en yaygın ve bilinen Yunan mitolojisi akıllara geliyor. Bu kitap bize Yunan ve Roma mitolojisinde bilmemiz gereken ne varsa bir çırpıda anlatıyor. Dili oldukça sade ve güzel. Kitapta yer yer görsellere ve çizimlere yer verilmiş bu da kitabı daha eğlenceli bir hale getiriyor. 

Mitoloji dendiğinde akla ilk gelen Yunan olsa da dünyada çok eğlenceli başka mitolojiler olduğunu da unutmamak gerekir. Bu kitap sadece Yunan ve Roma üzerinde durmakta yani kitapta dünyadaki bütün mitolojilere yer verilmemekte. Bir kaç dinin yada toplumun mitolojisini bilmek ve bunların ortak yada bir birinden çok uzak olan yönlerini karşılaştırarak okumak sizlere çok daha faydalı olacaktır. Bana sorarsanız daha önce hiç mitolojiyle ilgilenmemiş birisi bu kitapla başlayabilir. Özellikle Yunan mitolojisiyle başlamanın çok önemli avantajları var bunlardan en önemlisi kaynak. Bu alanda kaynak bulmak Hint yada İskandinav mitolojisi hakkında kaynak bulmaktan çok daha kolay olacaktır. 

Başlangıç için güzel bir eser gönül rahatlığıyla alıp okuya bilirsiniz. Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşçakalın. 

PUAN: 4.0

1 Ocak 2020 Çarşamba

BU BİR PİPO DEĞİLDİR KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK : Michel Foucault, Magritte'in tedirgin edici resimlerinden birkaçına aklını takmıştı. Hem bu resimlerle, hem de ressamla uzun uzun söyleşti, uzun uzun düşündü ve kısaca, ama sıkıştırılmış barut gibi, okurun zihnini patlatmaya aday bir kitapla çıkageldi. Gördüğümüz, gördüğümüz müdür? Bu bir pipodur. Mudur?

YAZAR: MİCHEL GOUCAULT

ÇEVİREN: SELAHATTİN HİLAV

YAYINEVİ: YKY

SAYFA SAYISI: 59

YORUM: Herkese merhabalar 2019'un son kitabı "Bu bir pipo değildir" oldu. Bu kitabın sanat felsefesi açısından önemli bir kitap olduğu kanısındayım. Ufak tefek olmasına karşın çok şey anlatıyor insana. Gördüklerimizle yani nesnelerle sözcükler arasındaki tezatlığı anlatan bir kitap. Piponun resmi sadece boya ve tuvalden oluşurken biz ona pipo demekteyiz oysaki hiç alakası yoktur. Bu kitap Magritte'nin bir resminden ilham alınarak yazılmış ve bu resim hakkında. Kısa öz bir kitap fakat dili oldukça ağır hemen okunup geçilecek türden bir kitap değil yine de meraklısına tavsiyemdir. Herkesin yeni yılını kutlarım umarım çok güzel bir yıl geçirirsiniz başaka bir kitapta görüşmek üzere hoşçakalın. 

PUAN: 3.0