function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

25 Aralık 2023 Pazartesi


 EFRASİYAB'IN HİKAYELERİ KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: 

Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, 

üstelik hep “ülkemizde” geçiyor Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri. Ancak... Sanki o 
zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, 
hatta başka dillerden aşina olduğumuz hikâyeler... Yani, Puslu Kıtalar 
Atlası’nı ve Kitab-ül Hiyel’i okumuş olanların tahmin edebilecekleri 
gibi, üzerine söz söylemesi zor, “içine dalması” keyif verici kitaplardan: 
Estetik’le oyun’un, mizah’la felsefe’nin, tarih’le mistisizm’in edebî bir 
buluşması.



YAZAR: İHSAN OKTAY ANAR

YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI

SAYFA: 242

YORUM:  Herkese merhabalar. Yılın son kitabıyla geldim. Bu senenin başında Suskunlar kitabı ile Anar külliyatına başlamıştım. Bir sene olmadan yazarın tüm kitaplarını okudum ve mutluyum. Genel olarak Anar'nı edebiyat tazı ve anlayışını seviyorum. Beni en zorlayan Kitabı Yedinci Gün olmuştu. Ne yazık ki en az sevdiğim kitabı da Efrasiyab'ın Hikayeleri oldu. Bu kitap külliyata nazaran bence biraz gölgede kalmış. Ben Anar'ın romnacılığını hikayelerinden çok daha fazla sevim. Anar hikayelerinde muzip şakalar yaparak bir nevi yenidenyazım dedikleri şeyi yapmış. Kırmızıbaşlıklı Kız hikayesini farklı bir şekilde bizim topraklara uyarlarken. Süpermen ile alay etmeyi unutmamış. Fakat ne yazık ki romanlarının tadı bu kitapta yoktu. Yine de sizler bir şans verin derim. Kitap bir çatı öyküyle çevrelenmiş. Ölüm bir gün bir ihrtiyarın kapısını çalar ve ihtiyarın canını alacakken birden bazı olaylar gelişir. Ölüm ihtiyara hikaye anlattığı taktirde bir saat kadar daha yaşama şansı verecektir. Ayrıca Ölüm de hikayeler anlatır. Cennet, Aşk, Din gibi konularda fani yaşlı bir adamla Ölüm'ün hikaye yarışmasına dönüşüyor kitabımız. 

İhsan Oktay Anar şüphesiz ki çağımızın en önemli yazarlarından biri. Külliyatının okunmasını  ve o eşsiz hayal gücüyle tanışmanızı önemle tavsiye ediyorum. Önümüzdeki yıl yeni kitaplarla yeniden buluşmak üzere hoşça kalın... 

16 Aralık 2023 Cumartesi


AĞRIDAĞI EFSANESİ KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK:  Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir.Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir.

YAZAR: YAŞAR KEMAŞ

YAYINEVİ: YKY

SAYFA: 120

YORUM: Bugün size edebiyatımızın dev ismi Yaşar Kemal ile geldim. Eserlerinde hepimizi etkileyen bir dili ve üslubu olan yazarın bu eseri de oldukça güzeldi. Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere kitabımız Ağrı'da geçiyor. Bir gün Ahmet'in kapısında güneş işlemeli semeriyle oldukça güzel bir at belirir. Nereden geldiği bilinmez, kimi atıdır kimsenin haberi yok. Ahmet adet olduğu üzere atı uzak bir yere üç kere götürüp bıraksa da at sürekli dönerek Ahmet'in evinin önüne geliyor. Ahmet bundan sonra atı sahiplenerek kimsenin onu kendisinden alamayacağını söyler ve atıyla güzel günler geçirmeye başlar. Bir gün atın sahibi çıkıp gelecektir. Bu atın sahibi acımasız bir paşadır ve atını almak için Ahmet ile olmadık mücadelelere girer. Bu sırada paşanın kızı da Ahmet'e aşık olunca işler iyice karışıyor. İşte böyle, ben severek okudum kitabın içerisinde Abidin Dino'nun eşsiz güzellikte çizimleri kitabı ayrıca güzelleştirmiş. Okumak isteyenlere tavsiyemdir. Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın. 


PUAN: 3.8 

13 Aralık 2023 Çarşamba

KAPPA KİTAP YORUMU: 
 

ARKA KAPAK: Japonya’da bir akıl hastanesinde yaşayan 23 numaralı hasta, pullu, kaygan derili, çocuk boyutlarında, sivri gagalı ve kaplan benzeri suratlı Kappaların ülkesine yaptığı masalsı yolculuğu ziyaretçileriyle paylaşıyor. Kaza sonucu düştüğü tuhaf ülkede sıkışıp kalan hasta, yaşadığı gerçeküstü deneyimleri, iki dünya arasındaki herhangi bir noktaya bir türlü yerleştiremediği zihninin süzgecinden geçirip anlatıyor.

 
Japonya’nın en önemli yazarlarından Ryūnosuke Akutagawa’nın edebi sınıflandırmalara meydan okuyan, hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği öyküsü Kappa, Japon toplumuna getirdiği akıl dolu eleştirilerle göz kamaştırıcı bir hiciv klasiğine dönüşüyor. Yazar, intiharından kısa süre önce kaleme aldığı bu öyküde kendisine musallat olan halüsinasyonları, sanrıları ve bu dünyaya artık ne denli güçlükle tahammül ettiğini de gözler önüne seriyor.


YAZAR: RYUNOSUKE AKUTAGAWA

ÇEVİREN: OĞUZ BAYKARA

YAYINEVİ: ALFA YAYINLARI

SAYFA: 95

YORUM: Herkese merhaba bugün sizinle biraz Japon edebiyatı konuşacağız. Kısacık ama etkili bir kitap olan Kappa'dan söz edelim. Akutagawa bu kitapta insanı ve insanlığı eleştiriyor. Bir akıl hastanesinin 23 numaralı adasında yatan hastaya gidiyoruz. Bu kişi her gördüğü kişiye yaşadığı bir anıyı anlatıyor. Bu anlatı büyülü bir gerçeklikle harmanlanmış. Bir dağ tırmanışı sırasında Kappa gören bu adam, gördüğü Kappa'nın peşinden koşarken bir deliğe düşüyor ve kitabımız başlıyor. Kappalar insan gibiler fakat insan değiller. Kaygan tenleri var, yer yer ortama göre renklerini değiştirebiliyorlar. Bize benzeyen bir uygarlıkları var. Bu ülkeye şans ederi düşen karakterimiz burada hayatı ve insanlığı sorguluyor. Kappların kendine has inanışları, filozofları ve şairleri var. Bu  kitap Kappalar ve bir insanın kurduğu dostlukla harmanlanmış bir uygarlık, insanlık eleştirisidir. Ben kitaptaki göndermeleri yakaladığımı düşünüyorum benim için keyifli bir okuma oldu ve yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Sizlere de tavsiyemdir.... 

Puan: 4.3 

12 Aralık 2023 Salı




 YOL AYRIMI KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: “Bizden bir evveli nesil mağlubiyet ve inkırazı tanımıştı. Bizden sonrakiler de yeni devrin zorluklarıyla karşılaştılar. Arada bir avuç iyimser kaldı ve kazandı.”


İnsanın fıtratı zorluklar karşısında mı ortaya çıkar yoksa zorluklar aşılıp da fırsatlar belirdiğinde mi?
Eserlerinde toplumsal süreçler neticesinde insan fıtratına dair en mahrem detayları, en gizli yanları büyük bir cesaretle ortaya döken Kemal Tahir, “Esir Şehir” üçlemesinin son halkası olan Yol Ayrımı’nda bu sorunun peşine düşüyor. Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasının akabinde 1930’lu yıllardaki Serbest Fırka deneyimini fon edinerek birbiriyle iktidar mücadelesi veren bürokrat ve aydın kadroların, eşiğine gelip durduğu yol ayrımından bakıyor dünyaya.

Maskeleri düşüren, insanın fıtratını ortaya çıkaran bir yeni dünya ihtimalinde ve oynanan köşe kapmacada Kemal Tahir’in gerçek insanlarına düşen, belki de sadece hayal kırıklığıdır.
Kemal Tahir’in hayattayken yayımlanan son romanı olan Yol Ayrımı bir yüzleşme daveti. Muharebelerin ardından barış gelir, cepheler terk edilir ve insan, yeni ve en güçlü düşmanı olan kendini karşısında bulur. Sert gerçekleri idrak etmek için cesur bir bakış gerekir. Cemil Meriç’in de değindiği gibi bu bakış, Kemal Tahir’de fazlasıyla vardır.

“Kemal Tahir; bütün kepazelikleri, bütün rezillikleri görmüştür. Hapishaneyi, yapılan rezilliği, Batılılaşmayı çıplaklığıyla, acılarıyla yaşamış ve aşağı yukarı ilk defa olarak Türkiye’de nasıl bir oyuna geldiğimizi, nasıl bir açmaza girdiğimizi söylemiştir.”

YAZAR: KEMAL TAHİR

YAYINEVİ: KETEBE YAYINLARI

SAYFA: 455

YORUM: Herkese merhaba bugün sizlere Esir Şehir üçlemesinin son kitabıyla geldim. Kemal Tahir bu roman serisini bir tarihçi titizliği ile hazırlamış buna hiç şüphe yok. Ben tüm seriyi severek okudum. İlk iki kitap çok yakın zamanlarda geçerken üçüncü kitapta on sene kadar ileriye gidiyoruz yıl 1930...  Cumhuriyet ilan edilmiş Atatürk ülkeyi yönetmek için çırpınırken halkın huzursuzlukları çerçevesinde Serbest Parti'nin kuruluşu planlanıyor. Ülkenin içerisindeki muhalefeti, halkın nelerden rahatsız olduğunu okurken bir yandan da yeni kurulmuş genç devletimizden faydalanmak isteyenlerde yok değil... 
İkinci kitapta bıraktığımız Kamil Bey artık mahpusluktan kurtulmuştur fakat çok sevdiği kızı onu öldü bildiği için on senedir göremediği kızının hasretini çekiyor. Bir yandan da diğer kitaplarda yer alan çocuklar büyümüş ve gazetecilik yapmak için uğraş veriyorlar. Bunlardan biri de Kadir. Ramiz'in oğlu kadir... İşte bu kurgusal düzlemde 30'lu yılların İstanbul'unu okuyoruz.  Ben bu üçlemeyi gerçekten çok sevdim. Tarihsel kurgusu, gerçek kişilerin karakter olarak kullanılması çok başarılıydı. Şimdiden iyi okumalar... 

PUAN: 4.0