function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

28 Mayıs 2017 Pazar

MERLİN YEDİ EZGİ KİTAP YORUMU: 



ARKA KAPAK YAZISI :

 Merlin, Fincayra’ya, gökyüzü ve yeryüzü arasında uzanan bu büyülü adaya umut getirdi. Ancak Fincayra hâlâ büyük bir tehlike altında. Üstelik bu tehlikenin ilk kurbanı da Merlin’in annesi!

Annesini kurtarmak için Merlin’in tek umudu Bilgeliğin Yedi Ezgisi’ni harfiyen öğrenmektir. Ama bunun için yenilgiye uğratması gereken dev bir engel vardır:  En ufak bir bakışı bile ölüme yol açan insan 
yiyen bir canavar…







YAZAR :T.A. BARRON

ÇEVİREN: AYDIN EKİM SAVRAN 

YAYINEVİ: PARODİ YAYINLARI

SAYFA SAYISI :377


YORUM : Merhabalar Merlin'in ikinci kitabını bitireli epey oldu fakat bir fırsatını bulup yorumunu giremedim. 
İkinci kitapta macera soluksuz devam ediyor. Yıkılan karanlık kulenin ardından büyük meclis toplanıyor ve Fincayra'nın hazinelerine neler olacağı gibi önemli sorunlara çözüm aranıyor. Kara tepelerin 'Çiçekaçtıran Arp' ile eski günlerine kavuşturulması gündeme gelir ve arpı herkes dener ve kullanmaya çalışır fakat bu arpı kullanabilen tek kişi Merlin olur. Merlin görevini tamamlamak üzere kara tepelere gider ve burada işine odaklanmaya çalışırken annesini ne kadar çok özlediğini  fark eder ve annesini tekrar Fincayra'ya getirmenin yollarını arar. Bu olaylar sonrasında olan olur. Annesi bir büyü ile zehirlenir ve kısa sürede iyileşmesi için Ulu Dagda'nın iksirine ihtiyacı vardır. Bu iksiri almanın tek yolu ise büyücülüğün temelini oluşturan Yedi Ezgiyi öğrenmektir. 

Merlin; bu macerada Yedi Ezginin peşine düşer ve koca Fincayra'yı köşe bucak dolaşır. Annesini kurtarabilmek için bir çok macera yaşayan Merlin bizlere de bu macerayı en güzel şekilde yaşatır. 

Bu kitap  sanırım okuduğum en iyi fantastik romanlardan. Dili oldukça akıcı, sade olan bu kitap sizi yormadan akıp gidiyor.  Konu itibari ile de çok güzel olan bu seri şu ana kadar çok güzel devam ediyor. Üçüncü kitabını da sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım bu on iki kitaplık seri hiç bozulmaz ve hepsini aynı şevkle okuyabilirim. 

Fantastik bir seriye başlayacağım fakat hangisi olmalı derseniz bu seri bence tam sizlik. Fantastik romanlara giriş için  oldukça ideal olan bu kitabı herkese öneririm.  

Kitapların sonlarında bir sonraki kitaptan bir bölüm yayınlanması benim çok hoşuma gidiyor. Diğer kitap için oldukça sabırsızlanıyorum. Daha fazla uzatıp kitap hakkında  spoiler vermeden yorumu bitirmek istiyorum. Bu kitabı fantastik roman seven herkese gönül rahatlığı ile öneririm şimdiden iyi okumalar. 

Bizlere İnstagram hesabımızdan ulaşabilir ve bizimle görüşlerinizi, okuduğunuz kitapları paylaşabilirsiniz. Hoşça kalın :) .


PUAN: 5.0






19 Mayıs 2017 Cuma

AZİL KİTAP YORUMU : 

ARKA KAPAK YAZISI : 

 "önemli olan, Tanrının bir enstrüman yaratmış olmasıdır.İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, Tanrı da insandan doğru sesi çıkaramamıştır.Bu yüzden, Tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir."

YAZAR: HAKAN GÜNDAY 

YAYINEVİ: DOĞAN KİTAP

SAYFA SAYISI : 215




YORUM:  Herkese merhabalar. Benim ilk Hakan günday kitabım Azil oldu.  Azil gerçekten çok enteresan ve okurken uzun uzadıya sizi düşündüren bir kitap. İçerisinde oldukça fazla sorgulama, gözlem ve tespit var. Bunların her birini hazmederek okumak çok faydalı olur. Bu sebeple sayfa sayısı az olmasına karşın etkisi büyük olan kitaplardan. 

Kitabın bir çok yerine post-it yapıştırdım. Çok güzel sözler vardı içerisinde. Bunlardan birini sizinle de paylaşmak isterim. 

" Kimse kurtulamayacak . Çünkü Tanrı'nın  Tanrısı yok. Biz ona inanıyoruz, ama o hiç bir şeye inanmıyor.  Belkide tek gerçek tanrısız, Tanrı'nın kendisi . Tanrısızlık tanrıya mahsus.! Bu yüzden , kurallarda asalet ve adalet arama ! Çünkü  Tanrı , ne asil ne de adil olmak zorunda ! Benim gibi. " 

Kitaba geçelim. Kitapta karakterimizin adı Asil. Asil sevdiği kadını kaybeder. Onun ölümü ile derin bir üzüntü içerisindeyken çok küçük yaşlarda kendisine yazdığı bir mektubu bulur. Bu mektup kendisi ve bildiği her şey üzerine. Olanlarda bu mektubu okumasıyla olur.  Annesini ve babasını öldürmek üzere rehin alan Asil. Ailesinin bütün kirli çamaşırlarını bir bir ailesine itiraf ettirir. Asil'in okuduğu mektubu annesi kendisinin yazdığını söyler. Gerekçe olarak ta Asil'in akıl sağlığının düzelmesi, ona kendisini önemli ve iyi hissettirmesidir. Fakat Asil bunlara inanmaz. Annesini ve babasını o kadar itiraftan sonra terk edip gider. Bir çok olay okuyoruz Asil'in zengin olması, medyumluk yapması, birilerini öldürmesine kadar. Ama hiç bir şeyden emin olamayız bir sonraki sayfada her şeyin bir delinin düşüncelerinde olduğunu öğrenebiliriz. 

Kitabın üzerindeki yazı beni bu kitaba itti.  "Deha ile delilik arasında seyreden bir hayat." Bazı yerler geliyor; insan doğasının pisliği ve insan oğlunun ne kadar pis yaratıklar olduğunu anlatırken Asil'in zekasına hayran oluyoruz, bir tarafta da yaşadıklarını hatırlamayan konuşmayan ketum bir deli var karşımızda.  Bence Poe gibi Hakan Günday'da insanın pis tarafını anlatmış ve bunu en güzel şekilde işlemiş.  Ben bu kitabı çok sevdim fakat zihinsel  olarak sizi yorabilir bu sebeple çerezlik bir kitap sanmayın. Bu uyarıyı dikkate alıp okumak isteyen arkadaşlar bir an bile düşünmeyin derim. 

PUAN: 5.0



14 Mayıs 2017 Pazar

DİJİTAL KALE KİTAP YORUMU:



ARKA KAPAK YAZISI: Ulusal Güvenlik Teşkilatı dünyanın kaderini değiştirecek ve dijital ortamdaki tüm şifreli metinleri bilecek özel bir bilgisayar üretir. Ne var ki, günün birinde bu özel bilgisayar karşılaştığı esrarengiz bir şifreyi çözemez. Ve kriptoloji uzmanı, zeki ve güzel Susan Fletcher göreve çağrılır. Genç kadın korkunç bir gerçekle yüzleşir. Silahlarla ya da bombalarla değil, Amerika Birleşik Devletleri’nin en güçlü haber alma örgütü olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı çözülemez bir şifreyle rehin alınmıştır.Sırlar ve yalanlar fırtınasına yakalanan Fletcher inandığı teşkilatı kurtarma savaşı verir. Dörtbir yandan ihanete uğrayan güzel kadın yalnızca ülkesini değil, kendi canını ve sevdiği erkeği de kurtarmaya çalışır...

YAZAR: DAN BROWN

ÇEVİREN: SEZER SONER

YAYINEVİ: ODTÜ YAYINCILIK

SAYFA SAYISI: 435

YORUM: Herkese selamlar. Dijital Kale çok güzel bir kitaptı ama ben yoğunluk ve sınavlarım nedeni ile bu kitabı on günde bitirdim. Bu sebeple epeydir kitap yorumu gelmiyordu ama  artık normale dönüyoruz. Kitaba geçelim yavaş yavaş .

Dijital Kale ; NSA ( Ulusal Güvenlik Teşkilatı. )'yı anlatıyor.  Bu kurum Amerika'nın hatta dünyanın en iyi kriptoloji uzmanlarından oluşuyor. Yapılan komplo teorileri, terör örgütlerinin planları bu uzmanlar sayesinde engelleniyor.  Kurulun en gözde icadı, halktan gizlenen bir makine. Bu makinenin çözemediği şifre yok . Bu teknolojik icadın adı : TRANSLTR.

TRANSLTR'ın her saniye çalışmasıyla ulusun güvenliği  sağlanmakta ve gizliliği esas. Kimsenin haberi olmayan bu teknoloji  çok eskilerden NSA' da çalışan  Japon bir bilim adamını oldukça rahatsız etmekte. Bu kişi Ensei Tankado. Ensei, insanların gizlilik haklarının olduğunu ve sivil halkın özel hayatının korunması gerektiğini öne sürerek TRANSLTR'ın dünyaya açıklanması gerektiğini öne sürer ve bu ısrarları nedeni ile NSA'dan kovulur.

İntikam yeminleri enden Ensei, zamanla çözülemez bir algoritma oluşturarak Dijital Kaleyi yaratır. Bu program kendisi ile şifrelenmiştir. Bu şifreyi dünyanın en iyi şifre çözücüsü TRANSLTR da çözemez ve olaylar başlar. NSA 'nın müdür yardımcısı Strathmore hayatını bu kuruma adamıştır ve Dijital Kale halka açılırsa NSA 'in hiç bir işlevi kalmayacak ve hiç bir e-maile giremeyecek ve bu  da NSA 'nın sonu olacaktır. İntikam planları tıkır tıkır işleyen Ensei, eğer dünyaya TRANSLTR 'ı açıklarsa Dijital Kaleyi yok edeceğini söyler, ama  bu süre zarfında suikastlara kurban gitmemek için şu açıklamayı da ekler. Kalenin iki şifresinin birinin kendinde olduğu; bir diğerini ise  kendine bir şey olma olasılığına karşılık ortağına verdiğini açıklar. Kendisine bir şey olması halinde şifreyi tüm dünyaya duyurup  NSA 'nın açamadığı bu güvenlik duvarını herkesin bilgisayarlarına indirmesine olanak vereceğini söyler.

Çok geçmeden Ensei bir kalp krizi geçirip ölür ve içinde şifrenin olduğu düşünülen ve ortalarda olmayan yüzüğün peşine düşülür. Macera başlar. Oldukça akıcı ve güzel bir roman; dili çokta karmaşık değildi. Ben Dan Brown'un her kitabını hayranlıkla okuyorum. Etkileyici ve ters köşe sonlarıyla beni etkiliyor. Bu kitabıda gönül rahatlığı ile sizler tavsiye ederiz.


PUAN: 4.5