KİTAB-ÜL HİYEL KİTAP YORURUM: 

ARKA KAPAK: 

"Yeniçeriler kapıyı zorlarken" düşler üstüne düşüncelere dalan Uzun İhsan Efendi, kapı kırıldığında klasik ama hep yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir: "Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır." Kendini saran dünyayı düşleyen bir haritacının, düşlerinden devşirdiklerini döktüğü Puslu Kıtalar Atlası adlı kitap oğlunun eline geçtiğinde onu kendisinin bile tahmin edemeyeceği maceralara sürükler, oysa yaşayacakları elindeki kitaba çoktan yazılmıştır.

Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman. Hulki Aktunç'un önsözüyle...

YAZAR: İHSAN OKTAY ANAR

YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI 

SAYFA SAYISI: 154 

YORUM: Herkse merhaba bugün size Anar'dan okuduğum üçüncü eserle geldim. Kitab-Ül Hiyel yapısal olarak oldulça farklı bir kitap. Kitabın içinde yazarın kendi çizimlerinin olması çok güzeldi. Kitap Osmanlı döneminde yaşayan kurgusal mekanikçileri, mucitleri anlatıyor. Bu isimler, Yasef Çelebi, Kara Celud, Üzeyir Bey... 

Bu kurgusal karakterlerin icat etmek istedikleri makinaları okuyoruz ve gerçekten yazarın hayal gücüne hayran olmamak elde değil. Ben çok severek okudum. Bence okuması Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar kitaplarına göre bir tık daha zor. Bunun nedeni detaylı makine anlatımları. Bu anlatımlar bazen hikayeden kopmanıza neden olabilir fakat kitabın kalitesine diyecek yok ben diğer kitaplar gibi severek okudum. Bir sonraki kitabım sanırım Amat olacak. 

Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın...

PUAN: 4.0 

 PUSLU KİTALAR ATLASI KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK:  "Yeniçeriler kapıyı zorlarken" düşler üstüne düşüncelere dalan Uzun İhsan Efendi, kapı kırıldığında klasik ama hep yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir: "Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır." Kendini saran dünyayı düşleyen bir haritacının, düşlerinden devşirdiklerini döktüğü Puslu Kıtalar Atlası adlı kitap oğlunun eline geçtiğinde onu kendisinin bile tahmin edemeyeceği maceralara sürükler, oysa yaşayacakları elindeki kitaba çoktan yazılmıştır.

Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman. Hulki Aktunç'un önsözüyle...

YAZAR: İHSAN OKTAY ANAR 

YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI 

SAYFA: 238 

YORUM: Herkese merhaba bugün size İhsan Oktay Anar'dan okuduğum ikinci kitap ile geldim.  Puslu Kıtalar Atlası yazarın ilk kitabı ve çok beğenildiğini biliyordum. Benim de uzun zamandır listemde olmasına karşın bir türlü elim gitmiyordu kitaba. İhsan Oktay Anar için yorumlarda hep dil eleştirileri gördüğüm için biraz soğuk bakıyordum. Oysa Suskunlar kitabını okadar kolay ve akıcı okudum ki bu yorumların yersiz olduğu kanısına vardım. Daha sonra Puslu Kıtalar Atlası ile bu düşüncemin çok doğru olduğunu gördüm. Yazarın dili çok akıcı ve bence asla zorlayan bir dili yok. Hikayenin gereğini yapan yazar tabii ki eski kelimeler kullanıyor fakat bunlar abartılacak ve anlaşılmayacak kelimeler değiller. Bu kitabı okurken Kitab-ül Hiyel ve Yedinci Gün adlı eserleri de edindim. Elimde Amat ve Tiamat da var ve sıralarını bekliyorlar. 

Kitabın konusuna gelirsek anlatılması güç çünkü tam bütünlüklü bir konu yok. Dağınık bir anlatımla oldukça çok karakterin hikayelerini okuyoruz fakat kısaca özetlemek gerekirse Uzun İhsan Efendi'nin hayallerine yelken açıyoruz diyelim. Ben burada kitabın içeriğine çok girmek istemiyorum. Ama şunu söylemeliyim herkes okumalı en çokta yazıya ve felsefeye gönül verenler okumalı... 

Benim favorilerime giren bu eser her zaman aklımda kalacak. Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın...

PUAN: 5.0 

 GÖRMEK KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: Saramago, hiciv ile alegoriyi derin bir kavrayış ve keskin bir görüyle harmanladığı, o muazzam dil cambazlığıyla devamlı eşeleyerek zihnimizde karıncalanmadık yer bırakmadığı bu unutulmaz eserinde, hamaset denen düşünce fukaralığının ve onun kovuklarında yuvalanan güç saplantısının ipliğini pazara çıkarıyor. Fars hiç bu kadar trajik anlatılmamıştı.

YAZAR: JOSE SARAMAGO 

ÇEVİREN: IŞIK ERGÜDEN

YAYINEVİ: KIRMIZI KEDİ YAYINLARI

SAYFA: 324 

YORUM: Herkese merhaba, bugün size Saramago'nun Görmek adlı kitabıyla geldim. Ben genel olarak yazarı çok severim. Dili üslubu ver yazdıklarıyla benim gönlümde yeri ayrıdır. Bu kitap yazardan okuduğum altıncı kitaptı ve en sevmediğim eseri oldu. Ne yazık ki kitaba bir türlü barışamadım. Körlük kitabındaki karakterler son yüz sayfada dahil olduğunda işler bira daha iyiye gitse de genel olarak beni bir türlü içine almadı. 

Kitabımız Körlüğün yaşandığı ülkede geçiyor. Dört sene sonra bir seçim gününde başlıyoruz kitaba. Yapılan seçimde yüzde seksen kadar oy boş çıkınca olanları okuyoruz. Devletin ve iktidarların kirli yüzleriyle karşılaşıyoruz. Hiciv dolu bir yaklaşımla yazılmış fakat ben anlatım tarzını bir türlü sevemedim. Saramago bir çok kitabında karakter ismi kullanmıyor bu kitapta da öyle ve bu bazen insanı yoruyor. Genel olarak Saramago'dan okuduğum en heyecansız kitaptı diyebilirim. Tabii meraklısının hevesini kırmak istemem Körlüğü okuduysanız bu eseri de okuyun diyelim... 

PUAN: 3.0