function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

29 Haziran 2021 Salı


 

YENİ TANRILAR KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: 

Bilgelik yaralarımızın kılığına bürünür. Bize nasıl gizlice kanayacağımızı öğretir.
Delilik belki de artık değişim geçirmeyen bir acıdan başka bir şey değildir.
Hangi eski yazarda okudum üzüntünün kanın yavaşlamasından ileri geldiğini? Tam da budur üzüntü:  Durgunlaşan kan.
İnsanı hiçbir şey, o ana kadar kendine itiraf etmeye cesaret bulamadığı, hatta bihaber olduğu kusurlarından birinin berrak görüntüsüyle uykuya dalmaktan daha iyi vicdan sahibi yapmaz.
Söz ve sükût. Konuşan bir delinin yanında, ağzını açmayan bir delinin yanında olduğundan daha güvende hissederiz.
Cioran, taklit edilemez yazı ustalığı ve ürkütücü zihin açıklığıyla tüm zehrini yaşamın üzerine akıtıyor. Yine de Yeni Tanrılar’ı kaplayan mutlak umutsuzluğa ve karanlık sayfalara son cümlede hayat mucizesinin zayıf ışığı sızar: "Hepimiz, her anı bir mucize olan bir cehennemin dibindeyiz."

YAZAR: E.M. CIORAN

ÇEVİREN: MURAT ERŞEN

YAYINEVİ: REDİNGOT KİTAP

SAYFA: 136

YORUM:  Herkese merhabalar bugün size Cıoran'ın belki de en çok okunan ve bilinen kitabı olan "Yeni Tanrılar" ile geldim. Kitabımız deneme türünde,  Cioran'ın bazı konulardaki fikirlerini okuyoruz. Kitap altı başlık altında önemli konularda ilerliyor, çok sağlam tespitler ile insanın ufkunu açan bu kıymetli kitabın başlıkları şu şekilde: 
,
*Kötü Demiurgos
*Yeni Tanrılar
*Paleontoloji
*İntiharla Karşılaşmalar
*Kurtulmamış Olan
*Boğulmuş Düşünceler

Bu başlıklar altında insan ve insanın zihni incelenirken Cioran'ın ne kadar farklı bir düşünce yapısı olduğunu görüyoruz. Keyifli fakat zorlu bir okuma sizi bekliyor. Zorlu dememin sebebi her cümlenin kavrayarak okunması gerektiğini düşündüğüm için. Yazarın derin bir bilgi birikimi ve kültür seviyesi var ve sizlerin de bunları bildiği varsayılarak konular anlatılıyor. Bu sebepten kendinizi yeterli hissettiğinizde kitabı  okursanız sizin için daha keyifli okuma olur diye düşünüyorum. 

PUAN: 4.0

19 Haziran 2021 Cumartesi



 DUMANKARA KİTAP YORUMU: 


YAZAR: LEVENT CANTEK

YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI

SAYFA: 230

YORUM:  Herkese merhabalar bugün size çok güzel bir grafik romanla geldim. Ben doğma büyüme Ankaralıyım ve bu şehri çok seviyorum. Genelde Ankara sisli, gri bir şehir olarak görülür ve bu doğrudur. Ben bu griliği ve sisi seviyorum. Ankara'nın kışını, ayazını seviyorum bu sebepten Ankara ve Ankara'da geçen eserleri de çok seviyorum. Genel olarak aşık olunan şehir İstanbul olur fakat bazen bu durum değişiyor. Yazarda benim gibi Ankara sevdalısı ve eserde geçen 21 öykü Ankara'nın çeşitli yerlerinde geçiyor. Ama en çok Ankara Kalesi'nin iç sokaklarında geçiyor öyküler. Bu da beni çok sevindirdi ve bu sebepten eseri heyecan ve zevkle okudum. 21 öykünün 21 farklı çizeri var ve her çizim oldukça başarılıydı. Sizde bu tür kitapları seviyorsanız bu kitaba bir şans verin derim. 

PUAN: 4.0

15 Haziran 2021 Salı


 İNATÇI KERABAN KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: 

İstanbul Boğazı’nın kıyısında Tophane’den Üsküdar’a geçmek üzere olan Keraban, her geçişte yolculardan alınacak olan yeni bir vergi duyurusuyla irkilir. Tütüne olan düşkünlüğü kadar inatçılığıyla da tanınan Keraban bu vergiyi ödememek de direnir. O halde nasıl geçebilir? Karadeniz üzerinden yapılacak uzun ve zahmetli bir seyahatle!

Yanına Hollandalı tütün tüccarı arkadaşı Jan van Mitten’ı alarak yola çıkan Keraban’ın önündeki bir başka engel ise yeğeni Ahmet’in düğününe katılma zorunluluğudur. Yeğeni Ahmet, Odessa’daki Banker Selim’in kızı Amasya’yla evlenecektir; fakat Amasya’nın yaşlı ve deli halasının kendisine bıraktığı mirası alabilmesi için on yedi yaşına basmadan önce evlenmesi gerekmektedir. On yedi yaşına girmesine ise sadece altı hafta kalmıştır! Keraban yol boyunca karşısına çıkan türlü dertlerden kurtulup altı hafta içinde yeniden İstanbul’da olmak zorundadır.

1883’te yayımlanmış olan eser okuru, Odessa’dan Kırım’a, Azak Denizinden Kafkasya’ya, Tuna Deltasından Trabzon’a kadar Karadeniz kıyısında bir maceraya davet ediyor.


YAZAR: JULES VERNE


ÇEVİREN: NİHAN ÖZYILDIRIM


YAYINEVİ: ALFA YAYINLARI


SAYFA: 525


YORUM: Herkese merhaba, uzun bir aradan sonra tekrar kitap yorumu giriyoruz... 

Uzun süren uğraşlar hayatın telaşı artık eskisi kadar kitap okutmuyor bizlere. Bu durum bizi üzse de artık yavaş yavaş tekrar eski okuma rutinimize geri döneceğiz. 

Bugün ben size Verne'nin "İnatçı Keraban" Ağasıyla geldim. Bu güzel kitap 1880'lerde Osmanlı İmparatorluğunda başlıyor. Bu sebepten bize uzak değil. Kahramanların çoğu Türk olduğu için, mutluluk duyuyor ve okurken daha şevk ile okuyorsunuz. Verne çok kapsamlı bir araştırma yaparak Osmanlı ve Müslümanlar hakkında oldukça doğru ve geniş bilgiler edinmiş. Bu kitabı okurken bunu hissediyorsunuz. Ben kitabı gerçekten çok sevdim, dili ve olayların kurgusu tam usta işiydi. Kitabın konusundan bahsedersek, Keraban Ağa'nın Hollandalı bir misafirinin İstanbul'a gelmesiyle kitabımız başlıyor. Bu iki dost ve yardımcıları buluşarak hasret giderdikten sonra, Keraban dostları ile evine gitmek için İstanbul boğazından geçmek istiyor, fakat o sırada yeni bir vergi bildirgesi okunmakta. Artık boğazdan geçen herkes on para vergi ödeyecek. İnatçılığı ile nam salmış Keraban bu parayı ödemek istemeyince iş inada biniyor. Bu inadın sonunda Keraban Ağa dostlarıyla beraber Karadeniz'in etrafından dolaşarak karşı kıyıya geçmek için karar alıyor. İnatçı ağa on parayı ödememek için binlerce akçe harcanacak bir yolculuk planlıyor ve yola koyuluyorlar. Bizde bu aksiyon dolu yolculuğu okuyoruz.


PUAN: 5.0