function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

29 Aralık 2022 Perşembe

 

Yan Evin Sırrı Kitap Yorumu:

Herkese merhaba. Uzun zaman sonra (bana göre) kalın bir kitap okuyup bitirdim. Kitap gerçekten çok akıcı ve merak uyandırıcı olduğu için kitabı elime aldığımda bırakması zor oldu. Merak duygusu kısa sürede kitabı bitirmemi sağladı. Arka kapak yazısı kitabın konusu hakkında oldukça bilgi veriyor. Ben de kitap hakkında yorum okumadan direk başladım. Ters köşeler ve kitabın sonu beni çok şaşırttı.  Okuduğum için mutlu olduğum bir kitaptı benim için.
     Psikolojik gerilim seviyorsanız, hiç düşünmeden okuyun derim. Şimdiden iyi okumalar dilerim💓

YAZAR: Shari Lapena

YAYINEVİ:  Doğan Kitap

SAYFA: 311

28 Aralık 2022 Çarşamba


 FİLLER SULTANI İLE KIRMIZI SAKALLI TOPAL KARINCA KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: Filler Sultanı'nda bir halk masalından yola çıkılarak güç ve haklılık arasındaki ilişki ele alınır. Filler Sultanı gücüne güvenerek karıncalara savaş açar. Haklı ya da hakız olmak onun için önmeli değildir. Gücünü kendinden milyonlarca kez küçük karıncalar üzerinde denemektir niyeti. Ancak karıncalar birleşir ve haksızlığa boyun eğmeden filler sultanlığını devirirler.
"Eğer insan soyunun bu en zaliminin simgesini, benzerini hayvanlar arasında arayacak olsaydım, belki timsahları bulurdum, boa yılanlarını bulurdum. Yok yok, sanmıyorum ki yeryüzünde bu zalimeri simgeleyecek korkunçlukta bir hayvan türü bulabilelim..."
"Eğer insan soyunun bu en zaliminin simgesini, benzerini hayvanlar arasında arayacak olsaydım, belki timsahları bulurdum, boa yılanlarını bulurdum. Yok yok, sanmıyorum ki yeryüzünde bu zalimeri simgeleyecek korkunçlukta bir hayvan türü bulabilelim..."

YAZAR: YAŞAR KEMAL 

YAYINEVİ: YKY

SAYFA: 208 

YORUM: Herkese merhaba bugün size edebiyatımızın çınarıyla geldim. Yaşar Kemal bir fabl ile insanlara insanları ibretlik bir şelilde anlatıyor. Bu kitap Orwell'ın 1984'u kadar etkili ve eleştirel bir eser. Toplumları, asimilasyonları ve yönetici sınıfın vurdum duymazlığını çok güzel anlatıyor. 
Bir gün bir fil kralı karıncalara savaş açarak onların şehirlerini yıkar, yağmalar. Daha sonra bu karıncaları türlü bahanelerle kendisine köle eder. Bu köleliğin uzun süre devam etmeyeceğini bilen fil kral asimilayon çalışmalarına başlamıştır bile. "Her karınca bir fildir..." Karıncalara kendilerini geçmişlerini unutturarak kendi hegemonyasını kabul ettiren bu güç abideleri ile karıncaların uyanık olanlarıyla bir çatışma başlar. Kırmızı Sakallı Topal Demirci Karınca fillere boyun eğmeyip dağlara kaçıp bir örgütlenme oluşturacaktır. İşte bu örgütlenmede göreceğiz ki güç niceliksel büyüklükte değildir... 
Herkese tavsiyemdir efendim okuyalım okutalım. Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın. 

PUAN: 4.0 

23 Aralık 2022 Cuma


 AÇLIK KİTAP YORUMU:

ARKA KAPAK: Norveçli büyük romancı Knut Hamsun'un kişiliğini ve ününü oluşturan en büyük romanı Açlık'tır. Ünlü bir yazar olma sevdasıyla yanıp tutuşurken, bir yanda da açlıkla pençeleşen bir gencin, gerçekten duygulandırıcı öyküsü olan bu kitap, dünya edebiyatının başyapıtları arasında anılmaktadır. Behçet Necatigil'in usta kaleminden, örnek bir çeviri okuyacaksınız bu ciltte.

YAZAR: KNUT HAMSON

ÇEVİREN: BEHÇET NECATİGİL

YAYINEVİ: VARLIK YAYINLARI

SAYFA: 158


YORUM: Herkese merhabalar, bugün size Hamsun'un en bilinene eseriyle geldim. Açlık bir otobiyografik bir eser. Kendi zor zamanlarını romanlaştıran yazar açlığı o kadar derinlemesine anlatıyor ki okurken tok olmaya dikkat edin derim... 

Yazar olmak isteyen bir gencin yaşadığı zorluklar ve para sıkıntısını anlatılıyor bu eserde. Aslında yazmak isteyenlere esin kaynağı ve motivasyon olabilir. Ben severek okudum ama dili biraz farklı. Behçet Necatigil romanı o denli çevirmiş ki gerçekten bir Türk yazmış gibi. 

Bu yoğun ve farklı dil sizi etkilemezse keyifle okuyabilirsiniz. Beni biraz etkiledi, biraz sıkıldığım bölümler olmadı değil fakat bu denli önemli bir eser kesinlikle okunmalı. 

Bir başka eserde görüşmek üzere hoşça kalın...

PUAN: 3.7

16 Aralık 2022 Cuma

EVDE ÇAT BAŞINA ‘’ TÜYLER VE DİKENLER"  KİTAP YORUMU:

Herkese merhaba.. Arife Evde Çat Başına serisinin ikinci kitabından biraz bahsetmek istiyorum size. İlk kitabı ‘’ Orada Bir Aşk Bence’’ gibi ‘’Tüyler ve Dikenler’’ inde kapağı çok tatlı. İkinci kitap devam kitabı olmaktan ziyade ilk kitap gibi küçük küçük durum karikatürlerinden oluşuyor. Bu kitabı da okurken eğlendim. Her sayfa ayrı gülümsetti beni ama ilk kitap bana göre içerik açısından daha güzel gelmişti açıkçası. İkinci kitapta sonlara doğru işlenen karantina durumlarını okurken çok sıkıldım. Artık iyice bunalttı bu durum beni ve eminim herkesi de bunaltırmıştır. O yüzden yıllar sonra okunacak kitapta bile bu konuların geçmesi de insanı sıkıyor bence. Zaten yeterince hayatımızdaydı ve yeterince maruz kaldık. O yüzden kitaplarda böyle şeyler okumak hoşuma gitmiyor.  Onun dışında  beni gülümseten okumaktan zevk aldığım bir karikatür kitabıydı. Tavsiye ederim. Şimdiden iyi okurlar dilerim.💓



12 Aralık 2022 Pazartesi

 İLHAM KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: İZAK BABEL, öykü ve tiyatro yazarı. 1894’te Odessa’da, tüccar bir Ya­hudi ailesinde doğdu. Odessa Ticaret Lisesi’nde ve Kiev Ekonomi Enstitüsü’nde okudu. 1915’te Petrograd’da yaşarken Gorki’nin Letopis dergisinde yayın hayatına başladı. Gorki’nin önerisiyle, edebiyat dışında birçok iş de yaptı: Halk Eğitim Komiserliği’nde çalıştı; matbaacılık, muhabirlik, Birinci Süvari Ordusu’nda askerlik yaptı. Kızıl Süvariler (1926) ve Odessa Öyküleri (1931) adlı öykü kitaplarıyla uluslararası ün kazandı. 1924’te Moskova’ya yerleşti. Tiyatro oyunları ve senaryolar yazdı. Kızıl Süvariler eleştirilirken Gorki onu savundu. 1939’da tutuklandı, ertesi yıl kurşuna dizildi. Bütün yazdıklarına el kondu, ismi edebiyat tarihinden çıkarıldı. 1954’te bu yasak kaldırıldı. 1957’de sansürlü ilk derlemesi çıktı. 1980’lere dek bir daha yayımlanmadı.



YAZAR: İZAK BABEL 

ÇEVİREN: ERGİN ALTAY 

YAYINEVİ: CAN YAYINLARI

SAYFA: 52

YORUM: Herkese merhabalar bugün Can Yayınları'nın kısa klasiklerinden biri olan İzak Babel'in "İlham" isimli ufak öykü kitabından bahsedeceğiz. Kitapta toplamda on öykü var ve bu öyküler oldukça kısa bir kaçı iki, üç sayfa iken bir kaç tanesi biraz daha uzun. Öyküler çok kısa olduğu için çok büyük beklentilere girmek yanlış olur. Çok kısıtlı sayfalarda çok derinlemesine bir konu işlemek çok zor. Fakat oturduğunuz yerde belki yarım saate bitirebilirsiniz. Boş bir zamanınızda yolculukta hemen okuyarak vaktinizi değerlendirebilirsiniz. Zaten bu kısa klasiklerin amacı da bul olsa gerek. Meraklısına önerimdir. Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın. 

Puan: 2.7 

11 Aralık 2022 Pazar

SESSİZLİKLE YIKA İÇİNİ: 

ARKA KAPAK: Modern Hint edebiyatının uluslararası alandaki ilk büyük imzalarından Rabindranath Tagore. Başta William Butler Yeats olmak üzere çağının önemli yazar ve şairleri tarafından takip edilmiş, 1913’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldüğünde bu ödülü kazanan ilk Asyalı yazar olmuştu. Yüz binlerce dizeye imza atan, üç binin üzerinde şarkı besteleyen, ömrünün son yıllarında Avrupa ve Amerika’da resim sergileri açan çok yönlü bir sanatçıydı. Tagore, eğitimci kimliğinin yanında Hindistan’ın sosyal ve politik tarihi açısından da önemli bir figürdü.

Usta şair ve çevirmen Ülkü Tamer’in çevirip derlediği şiirlerinden, öykülerinden ve mektuplarından oluşan Sessizlikle Yıka İçini, Tagore’un büyülü dünyasını ortaya koyuyor.

“Kendi ayak izlerini bulacaksın benim şarkılarımda.”

YAZAR: RABİNDRANATH TAGORE

ÇEVİREN VE DERLEYEN: ÜLKÜ TAMER

YAYINEVİ: KIRMIZI KEDİ YAYINLARI

SAYFA: 204

YORUM: Herkese merhaba bugün size Hint'in Nobel Edebiyat Ödüllü yazarı Tagore'nu derleme bir kitabıyla geldim. Kitabı Ülkü Tamer derlemiş. İçerisinde Tagor'un hayatı ve bazı önemli edebiyatçılarla olan mektuplaşması yer alıyor. Daha sonra seçilen şiirler ve son olarak da iki öykü ile kitabı bitiriyoruz. 

Kitap genel anlamda güzel özellikle "Satıcı" adlı öykü ve "Ben gece gibiyim adlı şiiri çok sevdim. Genel olarak şiir çeviriye çok müsait bir sanat alanı değil. Bu sebepten çeviriyle bazı kısımların anlamını yitirdiğini düşünüyorum yine de Tagor'un değindiği konuları ve bu düşüncelerin derinliğini anlamak mümkün. 

PUAN: 3.0

7 Aralık 2022 Çarşamba


 ÇELKAŞ KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: MAKSİM GORKİ, 1868’de Rusya’da doğdu. Babasını beş yaşında kaybetti, annesinin yeniden evlenmesi üzerine büyükbabasının yanına gönderildi. Ancak birkaç ay okula gidebildi; sekiz yaşından itibaren çeşitli işlerde çok ağır koşullarda çalışmaya başladı. Böylece Rus işçi sınıfının yaşamını çok yakından tanıdı. Gerçek adı Aleksey Maksimoviç Peşkov yerine Rusçada “acı” anlamına gelen Gorki soyadını aldı. İlk öyküsü “Makar Çudra” (1892) Tiflis’te çalıştığı dönemde yayımlandı. Dergilerde yayımlanan ilk öykülerinin ardından, en iyi öykülerinden sayılan “Yirmi Altı Adam” ve “Bir Kız”la (1899) birlikte ünü hızla yayıldı. İlk romanı Foma’yı (1899), Üçler (1900) izledi. Ana (1906) adlı romanını Rus devrimci hareketine adadı. 1902’de Ayaktakımı Arasında adlı ünlü oyununu yazdı. 1905 Devrimi’nde önemli bir rol oynayan Gorki, 1906’da önce ABD’ye gitti, ardından İtalya’da yedi yıl siyasi sürgün olarak yaşadı. 1913’te ülkesine döndü, 1919’dan sonra Lenin hükümetiyle işbirliği içine girdi. 1913-1923 yılları arasında başyapıtı sayılan Çocukluğum, İnsanlar Arasında ve Benim Üniversitelerim’den oluşan otobiyografik üçlemesini yayımladı. Devrim sonrası yaşadığı düş kırıklıklarından ötürü 1921-1928 yılları arasında İtalya’da kaldıktan sonra Stalin döneminde Sovyetler Birliği’ne döndü. Toplumcu gerçekçilik olarak adlandırılan edebiyat yaklaşımının ortaya atılmasına katkıda bulundu. 1936’da kuşkulu bir ölümle Moskova’da hayata veda etti.


YAZAR: MAKSİM GORKİ

ÇEVİREN: ATAOL BEHRAMOĞLU

YAYINEVİ: CAN YAYINLARI

SAYFA: 45 

YORUM: Herkese merhaba bugün Gorki'nin Çelkaş adlı öyküsünü konuşacağız. Gorki'nin otobiyografik üçlemesinde bir dönem denizcilikle uğraştığını okumuştum. Yazar o dönemlerin hayatında büyük etki ettiğini anlatıyordu. Bu kitapta o etkilerin yansımalarından biri olsa gerek. Çelkaş heybetli bir denizcidir. Herkesin sevdiği ve birazda çekindiği serseri denizcinin yaptığı bir hırsızlık ve sonuçlarını okuyoruz. Kısacık bir hikaye ve hemen okuyup bitirebilirsiniz. Can Yayınlarının kısa klasiklerinin en güzel yanı bu tarz önemli yazarların öykülerini okumak için kalın kalın kitapları yanınızda taşımıyor olmanız. Bir yerde beklerken hemen bitecek bir yapıda olan bu kısa klasikler boş zamanların vazgeçilmezi. Ben bu öyküsü severek okudum. Kırk beş sayfa gibi sınırlı bir yaprak sayısından çok derin bir okuma beklemeyin derim. Şimdiden iyi okumalar bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın. 

Puan: 3.7

5 Aralık 2022 Pazartesi


 MALAFA KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: "Topaz Jewellery Center evrenin en büyük kuyumcusudur. Temeli Kapalıçarşı'da, çatısı Antalya'dadır. Çatının altında dört kat yatar. Her biri yedi yüz metrekaredir. Topaz'ın penceresi yoktur. Havalandırma sistemi eşsizdir. Bina, var olmayan bir ülkenin büyükelçiliğine benzer, içine adım atıldığında Türkiye'den çıkılır. Dışarıdan Kabe'ye, içeriden ana rahmine benzer. Topaz, üç delikli bir kasadır. Her deliğin şifresi farklıdır. Birinci delik ana giriştir. Ön cephenin balina grisi rengindeki duvarı, hayat geçirmez camdan üretilmiş kapılar taşır. Girerken yüksek, çıkarken alçak görünmesinler diye doğu cephesinde ikizleri vardır. Topaz'ın ikinci deliği doğu cephesindeki siyah camdan kapılardır. Binanın bağırsağına denk düşen arka cephedeyse duvarla aynı renkte tokmak taşıyan balina grisi demir bir kapı vardır. Topaz'a giren birinci deliği, çıkan ikincisini kullanır. Çünkü Topaz'a girmiş olan turistle, girecek olan turist karşılaşmamalıdır. Topaz'da çalışansa girip çıkmak için, duvara gömülmüş, görünmez delikten geçer. Topaz Jewellery Center, evrenin en büyük kuyusudur."

YAZAR: HAKAN GÜNAY

SAYFA: 210

YAYINEVİ: DOĞAN KİTAP 

YORUM:  Herkese merhabalar bugün size en sevdiğim yazarlardan biri olan Hakan Günday'ın  "Malafa" adlı kitabıyla geldim. Bence modern Türk edebiyatının en iyi isimlerinden bir olan Günday her kitabında harikalar yaratıyor. Günday'ın bir kitabı (Zargana) hariç tüm eserlerini okudum. Her kitabında farklı bir konuyu çok incelikli bir şekilde ele alıp eleştirmesini çok seviyorum. Yazarın yazım tarzı ve karanlık havası da beni kendisine çeken özelliklerinden birisi.

Günday gençken Antalya'da bir dönem kuyumcularda çalışarak hayatını idame ettirmiş. Bu dönemde gözlemlediği ve yaşadığı şeyleri romanlaştırmış denilebilir. Kitapta çok büyük bir kuyumcu dükkanı var ismi "Topaz" Antalya'ya gelen turistleri ahlaki yönden yoksun bir şekilde kandırarak satış yapıyor ve turistleri yolunacak kaz olarak görüyorlar. 

Bu tezgahları ve turistlerin nasıl kandırılarak paralar kazanıldığını okuyoruz. Turizmin  karanlık yüzüyle birlikte kuyumculuğun deyim yerindeyse çakallıklarını okuyoruz. 

Günday eleştirel dilini acımasızca kullanıyor, bir yandan batıyı bir yandan turistlere bakış açımızı eleştiriyor. Ben çok severek okudum. Günday'ın kalemini herkese öneririm. 

Bir başka eserde görüşmek üzere hoşça kalın. 

PUAN: 4.5

1 Aralık 2022 Perşembe


 İSA'YA GÖRE İNCİL KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: Nobel Edebiyat Ödülü sahibi José Saramago, tartışmalara yol açan romanı İsa’ya Göre İncil’de İsa’nın yaşamını ve Hıristiyanlığın hikâyesini kutsal kitaplardaki kronolojiye sadık kalarak, ancak farklı bir bakış açısıyla anlatıyor. Anne rahmine düşmesinden başlayarak bir çocuk, bir genç olarak zayıflıklarını, öfkelerini, heyecanlarını, kararsızlıklarını ve Mecdelli Meryem’le olan aşk ilişkisini romanına yansıtırken İsa’yı, Tanrı’nın oğlu ve bir peygamberden ziyade insan olarak gösteriyor. İsa’nın ve Tanrı’nın üzerindeki kutsallık örtüsünü kaldırıyor ve böylelikle soru sormanın, sorgulamanın önünü açıyor. Din ve inanç adına yapılan şiddet dolu eylemlerle karanlık bir mesel; şaşırtıcı zenginlikleriyle ve derinlikleriyle dünyevi bir İncil olan bu roman, Saramago’nun ülkesini terk etmesine yol açmıştı.

YAZAR: JOSE SARAMAGO

ÇEVİREN: E. EFE ÇAKMAK

YAYINEVİ: KIRMIZI KEDİ YAYINLARI

SAYFA: 387

YORUM: Herkese merhaba bugün size çok sevdiğim yazarlardan biriyle geldim. Saramago benim okumaktan çok keyif aldığım bir yazar. Bir çok açıdan dünya görüşümün örtüştüğü, yazdıklarıyla korkusuzca düşüncelerini ifade eden bu cesur yazara hayran olamamak elde değil. 

Saramago bu eseri yüzünden ülkesini terk etmek zorunda bırakıldı. Bu açıdan yazarı tanımak açısından da önemli bir kitap. 

Eserde İsa Peygamber'in gözünden yaşadıklarını Saramago'nun muhteşem kurgusuyla okuyoruz. Kronolojik sıraya ve efsanelere sadık kalan Saramago tabii ki kendi görüşlerini de ekleyerek muhteşem ve akıcı kurgusuyla bize İsa Peygamberin gözünden İncil'i anlatıyor. 

Saramago'nun dinler tarihine çok hakim olduğunu özellikle semavi dinlerin tarihini çok iyi bildiğini bu kitapta özellikle görüyoruz. Ben bu kitaptan önce Kabil kitabının okunmasını ve arkasından bu kitabın okunmasını tavsiye ederim. Bir açıdan bir birlerini tamamlıyorlar denilebilir. 

Saramago'nun idealist kalemiyle tanışmayanlara biran önce tanışmalarını öneririm. Bir başka kitapta görüşmek üzere... 


PUAN: 4.2