function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

28 Temmuz 2023 Cuma


 GÖRÜNMEZ KENTLER KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: Modern dünyanın masal anlatıcısı Italo Calvino'nun Türkçede uzun süredir görünmeyen kitabı Görünmez Kentler, tekrar elimizin altında... Kubilay Han'ın atlasında yolculuk eden Marco Polo... Batının doğuyu gören gözünün kurduğu hayaller bir yanda, modern kentin içinden çıkılmazlığı ve geleceği öte yanda...


"Kitap bir alan; okur içine girmeli, dolanmalı, belki kendini kaybetmeli, ama belli bir noktada bir çıkış hatta birçok çıkış bulmalı. Kitap, dışarı çıkabilmek için bir yola koyulma olanağı."
Okur, kitabı eline aldığında, yazarın kentleri arasında dolanacağından, önüne altın harflerle sunulan olasılıkları yutacağından, sonunda okuduklarını kendi zihnindeki ideal kentlere ekleyeceğinden emin olmalı. Okur, kitabı, mümkünse, büyük bir caddenin kenarına dizilmiş kahve masalarından birine ilişerek, okumalı; göz önündeki gerçekle, göz önündeki kurguyu daha iyi görebilmek için...

"Belki de kent yaşamının kriz noktasına yaklaşmaktayız ve Görünmez Kentler, yaşanmaz hale gelen kentlerin kalbinden doğan bir rüya."

YAZAR: ITALO CALVİNO

ÇEVİREN: IŞIL SAATÇIOĞLU

YAYINEVİ: YKY

SAYFA: 204

YORUM: Herkese merhaba bugün size modern masalcı Calvino ile geldim. Kendisinin en enteresan ve en bilinen kitabı sanırım Görünmez Kentler. Bu kitabın özelliği, anlatılmak istenenler çok güzel bir şekilde kitabın başında özetlenmiş. Yazarın önsözleri ve çevirmenin detaylı açıklamasıyla kitabı daha iyi anlıyorsunuz. Girişteki açıklamaları kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. 
Calvino eşsiz bir hayal gücüne sahip. Masalsı kentler ve bu kentleri anlatma biçimiyle büyülü bir dünyanın içine sizleri bir anda içine çekiyor. 
Kitabın konusu şu şekilde, Marco Polo, Kubilay Han'a hayal gücünü kullanarak olmayan kentleri varmış gibi anlatıyor. Burada şunu belirtmek gerek bu kitaptaki Polo veya Kubilay Han tarihteki ile alakasız. Yani tamamen bir kurgu ile karşı karşıyayız. Kubilay Han gücün simgesiyken Polo hayal gücünü simgeliyor. Han'ın sorularına verdiği cevaplar ve anlattığı kentlerle bize sorular sorduruyor. Kitabı okumak bazen zorlaşıyor. Keskin geçişler ve tam bir konu bütünlüğünün olmaması odaklanma sorunu yaratmakta. Fakat emek verilirse, içindeki mesajlar doğru alınırsa okumak daha keyifli hale geliyor. Bu kitap herkese önerilecek türden değil. Herkese hitap ettiğini düşünmüyorum. Bu sebeple ilgisi olana önerimdir. 

PUAN: 3.0
 

25 Temmuz 2023 Salı


 TİAMAT KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: "Başlangıçta her şey soğuk, boş ve anlamsızdı. Kutsal Rüzgâr sular üzerinde okşar gibi anaforlarla esiyor, güneş ve ayın, burçlar ve yıldızların henüz yaratılmadığı zifirî gecede, gözleri mucizevî bir dokunuşla açılmış halde bizzat kendini, yani

karanlığın yine ta kendisini gören kör tabiatı sanki teselli ediyordu.
Onun uyanıp cisimleşmiş hâli olan diğer çelik canavarın belirsiz silueti ise satıhtaki zayıf aydınlığın hemen altında âdeta kımıltısızdı.”

İhsan Oktay Anar’ın derin denizlerde kurduğu âlemde, o belirsiz, kımıltısız siluetin hem içinde hem dışında, olağanüstü bir hikâyede, hikâyeyiz.

YAZAR:  İHSAN OKTAY ANAR

YAYINEVİ: EVEREST YAYINLARI

SAYFA: 156

YORUM: Herkese merhaba bugün bir Anar kitabıyla geldim. Anar'ın  edebiyatımızdaki yerinin önemini edebiyatla ilgilenen herkes az çok biliyordur. Eserlerinin lezzeti ve üslubu o kadar farklı ki edebiyatta farklı bir soluk katıyor. Bizlere bilmediğimiz diyarlara, hayallerimizin ötesindeki dünyalara gitme fırsatı veriyor. Onun kalemiyle tanışıp hayran olmamak zor. 

Bugün son çıkan eseri olan Tiamat hakkında konuşacağız. Öncelikle bu bir  deniz romanı. Denizci terimlerinin bolca geçtiği, bir dünyada geziniyoruz. Bu sebepten üslup bazı okurlara zor gelebilir. Fakat ben Amat kitabının çok daha yoğun ve zor olduğu kanısındayım. Bununla beraber bence en güzel kitabı da Amat. Anar'a başlamak için yani ilk kitap olarak önermiyorum. Öncelikle Puslu Kıtalar Atlası, Suskunlar, gibi daha bilinen ve nispeten daha kolay olan eserleriyle başlamak daha doğru olacaktır. 

1915 yılında Girit açıklarında bir denizaltı olan Tahtelbahir ile amansız bir yolculuktayız. Denizcilerimiz bir kaç dakika önce büyük bir savaş gemisini batırdı ve karanlık sularda düşmandan uzaklaşırken terkedilmiş tekinsiz bir şilep görürler. Denizciler bu şilebi yağmalarlar ve karşımıza gizemli bir sandık, gizemli yedi adet mıh ve çokça saat çıkıyor.  Tüm bu nesnelerin alegorik anlamlarının olduğunu söylemeliyim. Kitap çok yüzeysel bir eser değil. Alt metindeki eleştiriler ve göndermeleri yakaladığınızda daha keyifli bir okuma gerçekleştirebilirsiniz. Bu gizemli sandık ve çivilerin denizcilerimizin başına korku dolu olaylar açmasını okuyoruz. Kitap oldukça kısa ve çok anlatarak okumayanların keyfini kaçırmak istemem. Şimdiden iyi okumalar. Bir başka eserde görüşmek üzere... 

22 Temmuz 2023 Cumartesi


 BİR YAZAR GİBİ OKUMAK KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAKDostoyevski, Flaubert, Kafka, Austen, Dickens, Woolf ve Çehov`u hepimiz okuduk belki. Ama nasıl okuduk? Onlardan öğrenebileceğimiz her şeyi öğrendik mi hakikaten? Bir yazar, edebiyatın büyük ustalarını okurken neleri not düşüyor zihnine? 

Francine Prose`un karakter yaratımında eşsiz bulduğu George Eliot`ı, olay örgüsünü diyalogla ilerletmek açısından çok şey öğrendiği John le Carré`yi, uzun cümlelerinin içinden geçerken kaybolmak şöyle dursun kendini biraz daha bulduğu Philip Roth`u, paragraflarında nefes nefese kaldığı Isaac Babel`i, ayrıntıların her birinde bir şeytan gizlediğini bildiği Flannery O`Connor`ı da unutmayalım.

Daha ziyade Batı kanonuna odaklanan bir okuma listesi sunuyor bize Prose. Fakat önerdiği okuma biçimiyle, her diyarın her dilin edebiyatını yeniden keşfetmenin yolunu da gösteriyor.

YAZAR: FRANCINE PROSE

ÇEVİREN: SEDA ÇINGAYMELLOR

YAYINEVİ: KIRAATHANE 

SAYFA: 490 

YORUM: Herkese merhaba bugün size yazmak ve okumak üzerine yazılmış bir kitapla geldim. Ben bu kitaba başlarken daha teknik bilgilerin olacağını düşünüyordum. Nitekim yazar çok uzun zamandır yaratıcı yazarlık dersleri veren birisi. Bu açıdan teknik detaylar ve edebiyatın keskin kurallarını beklerken daha çok bir anı kitabı çıktı karşıma. Tabii bu da az şey değildir. Deneyimli bir yazarın tecrübeleri okumaları ve bu okumaları nasıl yorumladığı çok önemli. Kitabın büyük kısmı da bu şekilde ilerliyor. Yazar okuduğu kitapların yüzeysel değil derin okumayla yorumlamasını yapıyor. Yazarların kelime seçimlerini, karakter kurgulamalarını eleştiriyor ve bizlere tavsiyeler veriyor. 

Kitabın bölümleri şu şekilde, 

Yakın Okuma

Sözcükler

Cümleler 

Paragraflar

Anlatım

Karakter

Diyalog 

Ayrıntılar

 Jestler

Çehov'dan ders almak

Cesaret bulmak için okumak

Derhal okunacak kitaplar

Bu bölümlerin her birinde farklı yazarların eserlerinden küçük bölümler okuyoruz ve daha sonra yazar yorum yaparak bazı açıklamalarda bulunuyor. Ben tam olarak beklediğimi bulamadım dersem yanılmam. Yazar kitabın sonunda tüm bu anlattıklarına karşı çıkarak edebiyatın sınırlarının olmadığını her şeyin denenebileceğini anlatarak da sanki önceki yazıları biraz anlamsız kılıyor. Neyse meraklısı bir göz atsın derim. Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın. 

PUAN: 3.5 

14 Temmuz 2023 Cuma


 SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir.

Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir. Medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırırken yaptığı tahliller, insanımız ve toplum yapımız açısından dikkate değer hükümler taşır.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan teknikle anlatıyor.


YAZAR: AHMET HAMDİ TANPINAR

YAYINEVİ: DERGAH YAYINLARI

SAYFA: 382

YORUM: Herkese merhaba bugün size çok uzun zamandır okumak istediğim bir kitapla geldim. Çok uzun seneler önce almıştım ve bir türlü okuma sırası bu güzel kitaba gelememişti. Her kitabın bir zamanı vardır bunu biliyorum. Benim için zamanı şimdiymiş. Biraz daha ilerleyen yaşlarımda okumam bence daha iyi oldu çünkü yazılan döneme ve insana dair düşüncelerimin çok daha olgunlaştığı bir dönemdeyim. Bu sayede yazarın anlatmak istediklerini biraz daha iyi anladığım kanısındayım. Benim için Tanpınar okumak hiç zor olmadı. Dil gayet akıcı ve güzeldi. Bazı eski kelimeler kullanılsa da bildiğim ve aşina olduğum kelimeler ağırlıkta olduğu için zorlanmadım. Türk edebiyatının en özgün metinlerinden birini okuduğumu daha kitaba başlar başlamaz anladım. 

Bu kitapta biz Hayri İrdal'ın hayatını okuyoruz. Bir gün hatırat yazmak isteyen İrdal bizlere hayatını anlatıyor. Çok renkli ve yer yer komik geçen bir çocukluk dönemi yaşıyor. Benim kitapta en sevdiğim bölüm burasıydı. Daha sonra gençlik yıllarını ve hayatın ona getirdiği zorlukları okuyoruz. Yazar, Hayri İrdal'ın çocukluğunda ve gençliğinde yaşadığı mahalleyi anlatırken bizlere bir yurdum insanı profili çiziyor. İnsanların doğu ve batı arasında kalmışlığını o kadar iyi anlıyoruz ki!

İrdal'ın çocukluğu Osmanlı'nın son dönemlerine denk geliyor. Daha sonra artık Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla insanların birden modernleşme çabası ve batı özentiliği ele alınıyor. Burada doğunun geleneksel davranış modelleri eleştirilmiyor değil. Fakat batının getirdikleri ile yenileşmek isteyen insanlar bir yandan da geleneksel kodlarıyla yaşamaya devam ediyor bu da tabii bir trajedi yaratıyor. 

İrdal çocukluğunda bir saatçide çalışmış, saatleri seviyor ve onların tamirinden de anlıyor. Ustası Nuri efendi tam bir zaman felsefesi yapıyor, saatçiden çok filozofa yakın bir kimse. Bu ustasından etkilenen Hayri İrdal ileride hocasından öğrendikleriyle hayatını değiştirecektir. 

Hayri İrdal askerliğini yaptıktan sonra yoksulluk içinde yaşamaya başlar bu sırada bir hanımefendiyle evlenir ve iki evladı olur. İnsanlara muhtaç bir hayat sürerken maddi imkansızlıkların insanlara neler yaptıracağını okuyoruz. Yoksulluğa maruz kalan bir kimsenin kendi içinde yaşadığı çelişkiler çok iyi anlatılıyor. Daha sonra kahramanımız Halit Ayarcı ile tanışıyor ve hayatı değişiyor. Halit Ayarcı kitapta tam olarak şeytanın avukatlığını yapıyor. Olmayan işler yaratarak insanın ihtiyacı olmayan şeylere bağlılığını gösterirken bir yandan da insanların menfaat odaklı hareket ettiklerini Hayri İrdal'a gösteriyor. Beraber Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü kurduklarında Hayri İrdal'ın hayatı maddi olarak düzelse de çelişkilerden yıpranan bir ruh yaratıyor. Devamını okuyarak öğrenin derim. Çok güzel bir eser olduğunu vurgulayarak tavsiye ediyorum. Bir başka kitapta görüşmek üzere... 

13 Temmuz 2023 Perşembe

KIVILCIMLA ALEV ARASINDA KiTAP YORUMU :


 
ARKA KAPAK YAZISI :  Sevgili büyükannem Freddie bir defasında bana,
Dünyadaki tüm korkuyu ve dehşeti şeytan’ın yarattığını söylemişti.
Fakat şeytan’ın kendisi de bir keresinde kulağıma,
Bizi korkutan birini, ağlatan birinden çok daha kolay
Affedebileceğimizi fısıldamıştı.
Ve River bana her ikisini de yaşatmıştı.
 
O günden sonraki aylarımı bekleyerek geçirdim.
Yavaş yavaş çürüyen malikânemizin geniş verandasında,
uçurumun dibindeki küçük gizli plajımızda, o hain misafir evinde…
Üstelik sabırsızlanmaya başlamıştım.
Geçen yaz, aşkı ve dehşeti aynı anda tatmıştım ve bu duygu damağımda hoş bir tat bırakmıştı. Şimdiyse bir yere gitmek istiyordum.
Herhangi bir yere… Bir şeyler olsun istiyordum.
Kemiklerime kadar korkudan titremek ve korkularımla yüzleşmek istiyordum. Yaralanmak istiyordum.
Yara bere içinde kalmak… 

YAZAR :  
April Genevieve Tucholke
ÇEVİREN :  
Handan Sağlanmak
YAYINEVİ :  Parodi Yayınları
SAYFA SAYISI : 307
YORUM :  Herkese merhaba. Size Işıltı serisinin ikinci kitabından bahsedeceğim. İkinci kitap, ilk kitabın kaldığı yerden devam ediyor. Neely'nin River'ın peşinden gitmesiyle yalnız kalan Violet, günlerini bol bol düşünerek ve River ı özleyerek geçirir. Noel'de dönen Nelly, River'ı bulamamıştır. Her gece saat üçte bir radyo kanalı dinleyen Violet bu yayınları herkese dinletmeye başlar. Bu yayınlar farklı kasabalarda olan garip olaylardan bahseder. Violet ve Neely de River ve Brodie' yi bulmak için, bu kasabalardan birine gitmeye karar verir. Luke ve  Sunshine da onlara katılmak isteyince hep birlikte yola koyulurlar. Bu yolculuğun başlamasıyla kitapta çok fazla olay oluyor ve bir çok karakter tanıyoruz. 
 
 İkinci kitap ilk kitaba göre çok daha hareketli geçiyor. Ben heyecanla ne olacak diye çevirdim sayfaları. Kendime göre de kısa bir zamanda bitirdim. Sonu da tatmin etti beni, havada kalmadı😅 O yüzden bu seriyi okumak isteyenlere kesinlikle öneriyorum. Gayet akıcı ve kafa dağıtmak için süper bir kitap. Şimdiden iyi okumalar dilerim. Hoşça kalın 💞