function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

31 Temmuz 2019 Çarşamba



AKIL VE TUTKU KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI :   Gurur ve Önyargı'nın iki yılda 4 binden fazla satan yazarından ve çevirmeninden.

Kırk iki yıllık gözden uzak ve sade yaşantısına karşın yazdıklarıyla İngiliz edebiyat tarihinin bir kült romancısı olmayı başardı. Eserlerinde güçlü kadın karakterleri başkahramanlar olarak yer aldı. Bütün romanları sinemaya uyarlanan Jane Austen, Akıl ve Tutku'da aile değerleri ve akrabalık ilişkileri ile kadın duyarlığı ve aşkı ele alır. Bu romanda da Jane Austen'ın derin gözlemi, zarif üslubu ve ince ironisi eserin konusu kadar dikkat çekicidir.
(Tanıtım Yazısından)

Jane Austen (1775-1817): Kırk iki yıllık gözden uzak ve sade yaşantısına karşın yazdıklarıyla İngiliz edebiyat tarihinin bir kült romancısı olmayı başardı. Eserlerinde güçlü kadın karakterleri başkahramanlar olarak yer aldı. Bütün romanları sinemaya uyarlanan Jane Austen, Akıl ve Tutku'da aile değerleri ve akrabalık ilişkileri ile kadın duyarlığı ve aşkı ele alır. Bu romanda da Jane Austen'ın derin gözlemi, zarif üslubu ve ince ironisi eserin konusu kadar dikkat çekicidir.


YAZAR :  Jane Austen

ÇEVİREN : Hamdi Koç

YAYINEVİ :  Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

SAYFA SAYISI: 392

YORUM : Herkese merhaba. Çok sevdiğim yazarlardan biri olan Jane Austen'ın Akıl ve Tutku kitabından bahsedeceğim bugün size. Akıl ve Tutku yazarın yazdığı ilk kitabıymış. Benim yazardan ilk okuduğum kitap Aşk ve Gurur'du. Aşk ve Gurur'da olduğu gibi Akıl ve Turku'da da kitabın ismini yansıtan karakterler vardı. Üç kız kardeş var. Elinor, Marianne ve Margaret. Margaret'ın yaşı küçük olduğundan sadece ara ara ismi geçiyor kitapta.Yazar Elinor ve Marianne üzerine yazmış romanı.

 Babalarını kaybeden üç kız kardeş ve onların anneleri. Babalarının vefatından sonra, babalarının önceki eşinden bir oğlu olduğu için hiç bir miras hakkına sahip olamazlar. Üvey oğul ve karısı ile yaşamak zorunda kalırlar. Bir süre bu zoraki duruma katlandıktan sonra kendi annelerine Devonshire'den bir mektup gelir. Mektupta bir ev teklifinden söz edilmektedir ve her bakımdan uygun olan evi anneleri tutmaya karar verir. Böylelikle kızlar ve anneleri akılları ve anılarını Norland'da bırakırlar. Olaylar da böylelikle başlamış olur.

  Ana karakterler olan Elinor ve Marianne'nin karakterleri birbirlerine çok zıt. Elinor, Marianne'nin ablası. Marianne hayatı çok tutkulu, her duygusunu zirvede yaşarken, Elinor için hayatta her şeyden önce mantık geliyor. Duyguları dozunda yaşayan, fevri hareket etmeyen bir karakter. Kişilikleri böyle olan iki kız kardeşin aşklarını nasıl yaşadıklarını anlatmış yazar. 

Ana karakterlerin dışındaki karakterlerde bir çok kez kalplerinin ve mantıklarının sesi arasında kaldığından kitabın ismi çok uygun olmuş bence.

Kitabı ve verdiği mesajları çok sevdim. Başta Aşk ve Gurur'a çok benzetsem de sonradan daha da farklılaştı olaylar. kitabı okurken kendimi dizi izliyormuş gibi hissettim. Her bölüme heyecanla geçtim. Farklı dönemlerde geçen kitapları okumak, o dönemin şartları ve toplumun yapısı hakkında bilgi sahibi olmak çok güzel benim için. Jane Austen'ın yazım tarzını seven herkese bu kitabı da okumalarını tavsiye ederim. kitabın 1995 yapımı bir filmi de varmış en kısa zamanda onu da izleyeceğim. Şimdiden iyi okumalar dilerim hoşça kalın :)

PUANIM : 5.0






30 Temmuz 2019 Salı

SEÇİLMİŞ KİŞİ KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK : Sonra döndü ve onu yalnız başına, yüzü kalabalığa dönük ayakta dururken bırakarak, sahneden ayrıldı. Kalabalık aynı anda hep birlikte adını mırıldanmaya başladı.
"Jonas." İlk başta fısıldıyorlardı. Zorlukla duyuluyordu, sesleri bastırılmıştı. "Jonas, Jonas."
Sonra daha yüksek sesle ve hızla devam etti.
"JONAS. JONAS. JONAS."
Adının bir ağızdan söylenmesinden, Jonas, topluluğun kendisini ve yeni görevini benimsediğini, yeni bebek Caleb'e verdiği gibi kendisine de yaşam verdiğini biliyordu. Göğsü minnet ve gururla kabarmaştı.


YAZAR: LOIS LOWRY

ÇEVİREN: ESRA DAVUTOĞLU

YAYINEVİ: ARKADAŞ YAYINLARI

SAYFA SAYISI: 167

YORUM: Hepinize merhabalar bugün size çok severek okuduğum "Seçilmiş Kişi" kitabını anlatmaya geldim. Bu kitap ders almak isteyenler için harika bir kitap. Özgürlük nedir ? insanların seçme hakkı olmalı mı ?  yaşadığımız toplumu ne kadar iyi tanıyoruz ?  gibi soruları size sorduruyor, alt metinin çok önemli olduğunu düşündüğüm kitaplardan biri de bu kitap oldu. 

Kitapta çok farklı bir dünyadayız bakış açınıza göre buraya distopik dünya da demek mümkün ütopik bir dünya demek de mümkün. Kitabı okuyanların karar vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Jonas adında 12 yaşında bir çocuğun bakışından bambaşka bir hayatı tanıyoruz. Bu dünyada her şey sistemli ve kontrol altında. Anne ve babanız sizin öz  ebeveyniniz değil. Kendi çocuğunuz olması yasak , kendi mesleğinizi seçmeniz yasak bunu gibi daha niceleri ama bu topluluğun iyi yanları da yok değil. 12 yaşına gelen her genç iş sahibi oluyor ve en yatkın olduğu alanda yönlendiriliyor. 

Jonas 12 yaşında ve artık onun mesleği Anı toplayıcısı olmak. Bu görev toplulukta oldukça saygın bir görev. Bu görevin ne olduğunu anlatıp okuma zevkinizi kaçırmayacağım fakat bu görevle Jonas artık eskisi gibi değildir  her şeyi sorgulamaya başlar ve içinde bulundukları sisteme baş kaldırmak ister.
Herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bu kitabı biran önce okuyun derim. 


PUAN : 5.0

23 Temmuz 2019 Salı

MECZUP KİTAP YORUMU : 


ARKA KAPAK :  Halil Cibran’ın gençlik döneminde yazdığı Meczup’ta, “normal” bir insanın toplumda işleyebilmesi için, insanın benliğini çürüten ve bu benliği kolektif bir amaç uğruna tekrar tanımlayan bir dünyada kimliğini idame ettirebilmesi için birtakım maskelere bürünmesi gerektiği ele alınır. Kişinin maskesinden arınması, düşünmesi, konuşması ve kendi olabilmesi, toplumun gözünde onu meczup kılar. Cibran, bu maskelerden kurtulan, özbenliğine karşı dürüst olan ve hakikatin peşinden koşan bir insanın özgür olduğunu dile getirir; fakat bunun da bir bedeli vardır; bu bedel de yalnızlıktır.

Otuz dört kısa hikâyeden oluşan bu kitapta Cibran, maskelerinden arınmış bir meczubun gözünden okuyucuya benzersiz bir toplum eleştirisi sunar.

YAZAR: HALİL CİBRAN
ÇEVİREN: EREN TURAN
YAYINEVİ: İNDİGO YAYINLARI
                                                      SAYFA SAYISI: 64

YORUM: Merhabalar bugün size Cibran'dan en sevdiğim kitabı anlatmaya geldim. Bu kitap gerçekten çok güzeldi içerisinde küçük küçük hikayeler daha doğrusu kıssalar var. Bu kıssalar gerçekten ders veren nitelikte ve gerçekten düşündürüyorlar. 
Cibran'ın daha önce Ermiş ve Ermişin Bahçesi kitaplarını okumuştum fakat bu kitabı bir başkaydı. Her kıssayı anlatmak mümkün değil fakat beni etkileyenleri aşağıya bırakacağım. 
Bir saat belki daha az bir sürede bitirebilir ve çok güzel zaman geçirebilirsiniz. Bu kitaba bir göz atın derim. 

*BİLGE KÖPEK
*TİLKİ
*HEVES
*KUTSANMIŞ ŞEHİR
*BİR OT SAPININ SÖYLEDİKLERİ
*İKİ BİLGE ADAM

PUAN: 4.5

KİMDİR BU MİTAT KARAMAN KİTAP YORUMU: 


ARKA KAPAK :

 Böylesine sıradan bir anda nasıl bir değişim yaşanabilir ki? En fazla ne olabilir? Mitat televizyonda aynı şeyleri geveleyip duran adamlardan birinin sarf edeceği muhteşem bir sözle hayatı hakkında büyük bir uyanış mı yaşayacak?

 Çitlediği çekirdeğin kabuğu dişetlerine saplanacak, bunu fark etmeden ağzını kapatınca fantastik filmlerdeki canavarlar gibi can mı verecek? Kabuğu tamamen kapalı olan antepfıstığını açmaya çalışırken elini mi kıracak? Ne olabilir ki Allah aşkına?

Evden işe, işten eve gidip gelen son derece sıradan ve silik birinin başına ne gelir ki, demeyin… Karakterimiz Mitat bir gece uyandığında, diyafonun düğmesine basmak ve apartmanın kapısını açmak zorunda kalır.
 Ve hayatı bütünüyle değişir… Doğu Yücel’in bu sürükleyici yeni zaman polisiyesi güçlü bir kara mizah örneği, bir paranoya kuyusu, okudukça açılan, heyecan verici bir yeni Türkiye panoraması. Devamı gelsin isteyeceksiniz.
YAZAR: DOĞU YÜCEL

YAYINEVİ: CAN YAYINLARI

SAYFA SAYISI: 335

YORUM: Merhabalar bugün size Can yayınlarının 7 TL kampanyasından bulduğuma çok sevindiğim bir kitapla geldim. Bu kitap epeydir benim listemdeydi ve indirimde görünce hemen kapmıştım. Kitabı okumaya başlamamla kitaba aşık olmam bir oldum. Hem mizahi hem polisiye bir kitap hem merak ederek hem eğlenerek okuyorsunuz. Bir apartmanda yalnız yaşayan Mitat üst komşusunun ölümü üzerine çok şaşırır daha dün beraber sohbet ettiği yaşlı kadın ertesi gün ölünce Mitat'da bu işin peşine düşer. 

Mitat'ın adında bir "h" harfi eksik bu kendisini daha da komik yapıyor ve bu isimle kendisiyle de çok dalga geçiyor. Mitat hayatta kendisini aynı bu "h" gibi görüyor orda olması gerek ama değil, olsa da  olmasa da söylemde bir şey fark ettirmiyor yani Mitat'da "h" gibi etkisiz. 

Silik ve sıkıntılı bir tipi yazar ancak bu kadar sevdirebilir ve bir kahramana çevirebilirdi. Artık her şeyi yapabilen ve çok yakışıklı olan roman kahramanlarından sıkıldıysanız kesinlikle Mitatla tanışın derim. 

Oturduğu apartmandaki cinayetler ve Mitat'ın iç hesaplaşmalarıyla harika bir roman. Kesinlikle tavsiyemdir. 

PUAN:5.0

17 Temmuz 2019 Çarşamba

BASİT BİR ES KİTAP YORUMU : 


ARKA KAPAK YAZISI: Eğer, bir kış sabahı, trenin biriki dakikalığına durduğu uzak bir ülkenin taşra istasyonundan binen tek yolcu karşındaki boş koltuğa oturur ve çantasından senin yıllar önce yazdığın bir kitabı çıkarıp okumaya koyulursa, şaşırma: Bu sahne başka bir yazar tarafından senin için yazılmıştı.
(Tanıtım Bülteninden)

YAZAR: ENİS BATUR
YAYINEVİ: KIRMIZI KEDİ YAYINLARI
SAYFA SAYISI: 76

YORUM: 
Merhabalar bugün size Enis Batur'un güzel bir kitabıyla geldim. Kitabın konusu çok özgün, kendine has. Okuması çok keyifli ve doyurucu bir kitap. İnce olduğuna bakmayın Enis Batur çok edebi bir dille anlatıyor öyküsünü. Kitabın alt metini çok kuvvetli hemen okuyup geçilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. 

Kitapta bir tren yolculuğu anlatılıyor. Yolculardan biri bir kitap çıkarır ve okumaya başlar karşısındaki yolcuda bu kitabın yazarıdır. Kitabın ilk sayfası çok etkili bir giriş olmuş.

"Eğer, bir kış sabahı, trenin biriki dakikalığına durduğu uzak bir ülkenin taşra istasyonundan binen tek yolcu karşındaki boş koltuğa oturur ve çantasından senin yıllar önce yazdığın  bir kitabı çıkarıp  okumaya koyulursa, şaşırma: Bu sahne bir başka yazar tarafından senin için yazılmıştı."

Ben beğenerek okudum ve tavsiye ediyorum. Hoşcakalın

PUAN:3.7

15 Temmuz 2019 Pazartesi

PUTLAR YIKILIRKEN KİTAP YORUMU: 


ARKA KAPAK YAZISITarihin en büyük “put yıkıcı”larından Nâzım Hikmet, kendisiyle yüzleşirken aslında epey mahcup!
İkinci Dünya Savaşı’nın acımasızlığı; düşüncesi, sözü ve eylemi olanları alabildiğine ezecektir. Özellikle Nâzım ve peşi sıra savrulan iki güzel çocuğu.
Bezdiren polis takipleri, tabutluklar, işkence odaları, 1500 vatlık lambalar, falakalar ve insanlık onurunu yok etmek üzere icat edilmiş başka ne varsa...
Karşılığında sevgi, aşk ve insanlığa adanmış hayatlar...
Dünya yıkılıp yeniden kurulurken, büyük şair ve “iki güzel çocuk”tan yükselen canhıraş çığlık sinirlerinizi bozacak!
Sevinerek, üzülerek, korkarak, haykırarak, hayran kalarak, karalar bağlayarak okuyacaksınız.

YAZAR: OSMAN BALCIGİL
YAYINEVİ: DESTEK YAYINLARI
SAYFA SAYISI: 435
YORUM: Herkese merhabalar. Bugün size Nazım Hikmet'in hayatının bir kısmını roman şeklinde bizlere anlatan bir kitapla geldim.  Osman Balcıgil genelde önemli kişilerin biyografilerini roman şeklinde okuyucuya sunuyor. Kitap çok akıcı ve nerelerin kurgu nerelerin gerçek olduğunu hemen ayırt edebiliyorsunuz. Ben Balcıgil'den ilk defa bir kitap okudum ama son olmayacak. 
Kitap bir dönem romanı. 1925 ile 1945 arası dönemi bizlere ayrıntılı şekilde anlatıyor. Nazım Hikmet Rusya'daki eğitiminin ardından Türkiye'ye gelir ve Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. Bu dergide yazdığı yazılar, yazdığı şiir ve oyunları , eleştirdiği sanatçılar  hepsi bu kitapta ve çoğuna kitapta yer verilmiş. 
Ben Nazım'ı çocukluğumdan beri çok severim ve bu kitap ile karşılaştığım için çok mutlu oldum.  Nazım iki güzel arkadaşı Ömer ve Leyla ile tüm geçmişini sorgular kendi yanlışlarıyla yüzleşir. Kitapta kurgu tek yer bu iki güzel çocuk Ömer ve Leyla. Yazar, Nazıma sormak istediği soruları bu çocuklar üzerinden sormuş cevapları tartışmış. İkinci Dünya savaşı ve bu savaş sırasında Türkiye'nin tavrı, Nazım'ın yönetime, Nazilere ve Stalin'e bakışı oldukça güzel anlatılmış.
Biyografi okurken sıkılan insanlardansanız böyle kitaplar tam sizlere göre yalnız nerenin kurgu nerenin gerçek yada gerçeğe yakın olduğunu araştırmanız gerek. 
Ben Nazım hakkında ayrıntılı bir roman okuduğum için çok mutlu oldum. Dili çok akıcı ve hafif. Bu kitabı 2019 favorilerim de göreceksiniz. Herkese tavsiyemdir mutlaka okuyun. Hoşçakalın. 

PUAN: 5.0

14 Temmuz 2019 Pazar

BAŞKA TOPRAKLARDA RÜZGAR SOĞUK ESER 
KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI :  Kore Savaşı'nda mücadele edip, savaştan sonra orada kalan bilge bir Türkün dokunaklı hikâyesine
yer veren bu roman başucu kitabınız olmaya aday...

Dünya insandan oluşan dikenli bir teldir. Yeryüzünde bir saniye bile yaşasan yaralanırsın! Hayata karşı mağlup olmuş, Kore Savaşı'nın derin izlerini bedenlerinde ve zihinlerinde taşımaya mecbur kalmış bir neslin yüreğinden dökülenlere kulak vermek; Yalnızlıklarına tutunmuş, kabullendikleri yenilgilerini tanımadıkları bir çocuğun gözlerinde yeniden yaşayan bir grup insanın çığlıklarını duymak; Yetimhaneden evlatlık alınan bir çocuğun kapanmayan yaralarına tanık olmak için; Bu romanı okumalısınız...
Bu kitap görünmeyenlerin dile gelişidir...

YAZAR: Honggyu SON

ÇEVİREN : Göksel TÜRKÖZÜ

YAYINEVİ : Martı Yayınları

SAYFA SAYISI : 248

YORUM :  Herkese merhabalar. Koreli yazar  Honggyu Son tarafından yazılan Uzak Topraklarda Rüzgar Sert Eser kitabından bahsedeceğim. Küçük yaşta yetimhaneye verilen küçük bir çocuğun  Hasan Amca ve Anna Teyze tarafından evlat edinilmesiyle başlıyor kitap. Bu çocuk vücudunda çok ciddi yara izleri taşıyan, yetimhanede sevilmeyen, geçmişini hiç hatırlamayan bir çocuk. Yara izlerine biraz da takıntılı diyebiliriz. Nasıl oluştuklarını, ailesini sürekli düşünüyor. Okulla arası hiç iyi değil. Okula gitmemek için türlü yaramazlıklar yapıyor. Duygu eksikliği yaşayan bu çocuk büyük bir boşlukla boğuşurken Hasan Amca'nın onu evine götürmesiyle, Kore Savaşı'nın etkilerini psikolojik açıdan hala yaşayan insanların bulunduğu bir mahallede yaşamaya başlıyor. Kekeme, çevresinin, hatta kendi ailesinin bile hor gördüğü bir çocukla arkadaş oluyor. Adı Yucong. Hayvanlarla konuşabildiğini iddia ediyor ama insanlarla arası pek iyi değil. Yunanlı Yamos amca onların kiracıları, yalan söylemeyi çok seviyor. Kore'ye savaş için gelmiş. Gamsız Velet de daha küçük yaşta hayattan umudunu kesmiş ve  bir çok kez dünyaya geldiğini iddia eden, ölüp tekrar gelmek isteyen bir karakter. Daha çok karakter var kitapta; dazlak, çilingir, imam, misyoner.... Bütün bu karakterlerin hayatlarında yaşanmış bir acı, bu acıdan kaynaklı yaşam biçimleri, karakter özellikleri var. Yazar bir çocuğun gözünden görüp anlatmış her şeyi. Çocuğun günden güne yaşadığı olayları görüyoruz kitapta.

 Ben okurken yazarın bu kitabı yazma sebebini merak ettim açıkçası. Neden evlatlık bir çocuğun bakışıyla ana karakter olarak bir Türk'ü alıp böyle bir roman yazmış diye araştırmak istediğimde bir sonuca varamadım. Önce kendi hikayesi sandım ya da yaşanan bir olayı kurgulamaya çalıştığını düşündüm ama yazılış serüveni hakkında bir bilgi sahibi olamadım. Bunu araştırırken insanların bu kitabı hiç sevmediğini gördüm. Ben okurken bir çocuğun bakış açısıyla okuduğum için olan olayları ona göre değerlendirdim. Belki bundan dolayı da sıkılmadım. Kısa süre içinde bitti kitap. Yalnızca havada kalan birkaç bir şey vardı onlar aklıma takıldı o kadar. Ama çok çok bayılmalık da bir durumu yok kitabın.Okuyorsun ve bitiyor. Bir çocuğun günlüğünü okur gibi hissettim ben. İlgilenen okurlara tavsiye ederim şimdiden iyi okumalar dilerim.

PUANIM : 3.0


ŞAİR KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI :  

Şiir'in insanı toplumsal güç basamaklarında yükseltebildiği bir zaman ve mekanda, Kore'nin büyük şairinin hikayesi
İlk bakışta gezgin bir şairin hayat öyküsüdür anlatılan. Üst sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kim, isyancılara katılıp başarısız olan büyükbabasının hain ilan edilmesiyle birlikte yoksul ve kaçak bir hayat yaşamak zorunda kalır. Bir beyefendi, öğretim üyesi olup tekrar sınıf atlama arzusuyla girdiği sınav onu hayatın acı gerçekleriyle karşılaştırır. 
Sırtına yüklenen hain yaftası ile mi yaşayacağını yoksa geçmişini inkâr edip yepyeni bir hayat mı süreceğine karar vereceği sırada şiir onun kurtarıcısı ve yol göstericisi olur. Şairliğinin çeşitli evrelerinde hayatta yaşanabilecek tüm dertleri ve zevkleri tadar. Ünü, zenginliği, mutluluğu, yoksulluğu ve acıyı yaşar. 
Şair, hayatta kalmak için mücadele eden bir sanatçının ilham verici öyküsü…

YAZAR : Yi Mun-Yol

ÇEVİREN : Nana Lee

YAYINEVİ :  Delta Yayınları

SAYFA SAYISI : 184

YORUM :   Herkese merhaba. 1987'de yazılmış Kore Edebiyatından bir eserden bahsedeceğim size. Yazar gerçekte de yaşamış Şair Kim Sakkat'ın hayatını kurgu haline getirerek bu romanı yazmış. 1800'lerde geçen roman soylu bir aileden gelen şairin dedesinin devlete ihanet etmesiyle başlıyor. O dönemde ihanet eden kişilere nesil kurutma cezası verildiğinden dolayı şairin ailesi ölüm cezasına çarptırılıyor. Durum böyle olunca şairin babası hayatlarını sürdürebilmeleri için şairin abisini ve şairi kölesinin yanına, Goksan'a gönderiyor ve çocuklarına bakmasını istiyor. Sadık bir köle olan Kim Sungsu azat edilmesine rağmen sahibinin çocuklarına kendi çocukları gibi bakıyor ve şairin çocukluktan başlayarak neler yaşadığı anlatılıyor kitapta.

  Açıkçası başta kitabı akıcı bulsam da şairin büyüyüp yetişkin olduktan sonrasını biraz sıkıcı buldum. Biraz da şaire gıcık olduğumdan sanırım  :) O yüzden kitabın başı güzel başlasa da devamından pek keyif alamadım. Ama dönemin şartları hakkında birçok bilgi sahibi oldum. En azından bir şeyler öğrendim diyebilirim, onun dışında pek okunulası bir kitap değildi. Tavsiye edebileceğim bir kitap değildi ama ilgisini çekip okumak isteyen okurlara şimdiden iyi okumalar dilerim. Hoşça kalın ...

PUANIM : 2.0

5 Temmuz 2019 Cuma

UZAK VE GÜZEL MAHALLE KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI :

YAZAR : Yang Gui Ca

ÇEVİREN : S.Göksel TÜRKÖZÜ

YAYINEVİ : Delta Yayınları

SAYFA SAYISI : 302

YORUM : Herkese merhabalar. Size yeni tanımış olduğum Yang Gui Ca isimli yazarın Uzak ve Güzel Mahalle (1987) kitabından bahsetmeye geldim. Kore Edebiyatı okumayı seviyorum ve elimden geldiğince dilimize çevrilmiş Korece kitapları okumaya çalışıyorum. Bu kitapta da dahil daha önce Kore Edebiyatından okuduğum kitaplardan hiç beğenmediğim olmadı. Normalde de farklı kültürlerden kitaplar okumayı severim ama Kore kültürü ve edebiyatı diğerlerinden daha çok ilgimi çekiyor ve kitaplardaki kültür yansımalarını okuyup kültür hakkında da bilgi sahibi olmak hoşuma gidiyor. 

   Aslında öykü kitabı olarak geçiyor sanırım kitap ama öyküler birbirleri ile bağlantılı. Biraz kasvetli bir kitap açıkçası ama işlenen konu ortada zaten. Geçim sıkıntısı çeken ailelerin , farklı nedenlerden dolayı Kore'nin merkezi Seul'den  kitapta varoş bir mahalle olarak betimlenen Vonmi Mahallesine taşınmasını, hayatta kalma ve karınlarını doyurma mücadelesini konu alıyor kitap. Bir çok karakter var kitapta. Şair bir deli, eğlence yerlerinde şarkı söyleyen bir kadın ve onun çocukluk arkadaşı, bodrum katında tuvaleti olmayan bir dairede kalan bir işçi, tarla sahibi bir amca, yedi yaşındaki Gyoungok  ve daha bir çok karakter...  Ben en çok yedi yaşındaki Gyoungok'un  anlattığı bölümü severek okudum.

  Kendi içinde bir mahalle olan Vonmi mahallesinde her şey var; fotoğrafçı, market, emlakçı, kasap... Bu yüzden orada oturanlar merkeze gitmeye ihtiyaç duymuyorlar. Mahallerinde her ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Hemen hemen her mahallede olduğu gibi bir çok olay oluyor Vonmi Mahallesinde de. Kavgalar, aldatma olayları, bakkalların fiyat yarışları ve daha bir çok şey. Bu kitap çok hayatın içinden bir kitap. 

  Dünyanın her yerinde böyle mahalleler, böyle insan ilişkileri hala bulunmakta.  Yazıldığı dönemi çok güzel anlatmış yazar. Mesajlarını karakterler ve olaylar aracılığıyla çok güzel vermiş. Sade ve samimi bir kitap yazmış. Konu açısından karamsar bir kitap olsa da ben kitabı okurken dizi izliyormuş gibi hissettim. Zaten dilimize çevrilen Korece kitaplar fazla değil, en azından olanların kıymetini bilmeliyiz. Bu tür kitaplara da şans vermenizi öneririm, çok farklı bakış açıları kazanacağınızı düşünüyorum. Bu kitabın hiçbir yerde satışı yok ikinci el kitap siteleri hariç.. O yüzden ben de kütüphaneden edinip okudum. Umarım siz de bir şans verirsiniz bu ve bunun gibi kitaplara. Şimdiden iyi okumalar dilerim Hoşça kalın ... :)

PUANIM : 4.5