function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

14 Temmuz 2019 Pazar

BAŞKA TOPRAKLARDA RÜZGAR SOĞUK ESER 
KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI :  Kore Savaşı'nda mücadele edip, savaştan sonra orada kalan bilge bir Türkün dokunaklı hikâyesine
yer veren bu roman başucu kitabınız olmaya aday...

Dünya insandan oluşan dikenli bir teldir. Yeryüzünde bir saniye bile yaşasan yaralanırsın! Hayata karşı mağlup olmuş, Kore Savaşı'nın derin izlerini bedenlerinde ve zihinlerinde taşımaya mecbur kalmış bir neslin yüreğinden dökülenlere kulak vermek; Yalnızlıklarına tutunmuş, kabullendikleri yenilgilerini tanımadıkları bir çocuğun gözlerinde yeniden yaşayan bir grup insanın çığlıklarını duymak; Yetimhaneden evlatlık alınan bir çocuğun kapanmayan yaralarına tanık olmak için; Bu romanı okumalısınız...
Bu kitap görünmeyenlerin dile gelişidir...

YAZAR: Honggyu SON

ÇEVİREN : Göksel TÜRKÖZÜ

YAYINEVİ : Martı Yayınları

SAYFA SAYISI : 248

YORUM :  Herkese merhabalar. Koreli yazar  Honggyu Son tarafından yazılan Uzak Topraklarda Rüzgar Sert Eser kitabından bahsedeceğim. Küçük yaşta yetimhaneye verilen küçük bir çocuğun  Hasan Amca ve Anna Teyze tarafından evlat edinilmesiyle başlıyor kitap. Bu çocuk vücudunda çok ciddi yara izleri taşıyan, yetimhanede sevilmeyen, geçmişini hiç hatırlamayan bir çocuk. Yara izlerine biraz da takıntılı diyebiliriz. Nasıl oluştuklarını, ailesini sürekli düşünüyor. Okulla arası hiç iyi değil. Okula gitmemek için türlü yaramazlıklar yapıyor. Duygu eksikliği yaşayan bu çocuk büyük bir boşlukla boğuşurken Hasan Amca'nın onu evine götürmesiyle, Kore Savaşı'nın etkilerini psikolojik açıdan hala yaşayan insanların bulunduğu bir mahallede yaşamaya başlıyor. Kekeme, çevresinin, hatta kendi ailesinin bile hor gördüğü bir çocukla arkadaş oluyor. Adı Yucong. Hayvanlarla konuşabildiğini iddia ediyor ama insanlarla arası pek iyi değil. Yunanlı Yamos amca onların kiracıları, yalan söylemeyi çok seviyor. Kore'ye savaş için gelmiş. Gamsız Velet de daha küçük yaşta hayattan umudunu kesmiş ve  bir çok kez dünyaya geldiğini iddia eden, ölüp tekrar gelmek isteyen bir karakter. Daha çok karakter var kitapta; dazlak, çilingir, imam, misyoner.... Bütün bu karakterlerin hayatlarında yaşanmış bir acı, bu acıdan kaynaklı yaşam biçimleri, karakter özellikleri var. Yazar bir çocuğun gözünden görüp anlatmış her şeyi. Çocuğun günden güne yaşadığı olayları görüyoruz kitapta.

 Ben okurken yazarın bu kitabı yazma sebebini merak ettim açıkçası. Neden evlatlık bir çocuğun bakışıyla ana karakter olarak bir Türk'ü alıp böyle bir roman yazmış diye araştırmak istediğimde bir sonuca varamadım. Önce kendi hikayesi sandım ya da yaşanan bir olayı kurgulamaya çalıştığını düşündüm ama yazılış serüveni hakkında bir bilgi sahibi olamadım. Bunu araştırırken insanların bu kitabı hiç sevmediğini gördüm. Ben okurken bir çocuğun bakış açısıyla okuduğum için olan olayları ona göre değerlendirdim. Belki bundan dolayı da sıkılmadım. Kısa süre içinde bitti kitap. Yalnızca havada kalan birkaç bir şey vardı onlar aklıma takıldı o kadar. Ama çok çok bayılmalık da bir durumu yok kitabın.Okuyorsun ve bitiyor. Bir çocuğun günlüğünü okur gibi hissettim ben. İlgilenen okurlara tavsiye ederim şimdiden iyi okumalar dilerim.

PUANIM : 3.0


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder