PALTO & BURUN KİTAP YORUMU :
ARKA KAPAK YAZISI :
Dostoyevski’nin veciz bir ifadeyle “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık!” dediği bu sarsıcı öykü, aynı zamanda gerçekçi Rus edebiyatının en önemli kilometre taşlarından birini de oluşturuyor.
Zaman zaman ‘sokaktaki adam’, ‘sıradan insan’, ‘küçük memur’ ya da ‘küçük adam’ denilen, görmezden gelinen, ezilen, horlanan, kısacası adsız milyonlardan birisidir adı bile garip Akakiy Akakiyeviç.
Gogol, bu unutulmaz öyküsünde Akakiy Akakiyeviç’in şahsında sessiz yığınların insani sorunlarını, dramlarını ve umutsuz yaşam mücadelelerini edebiyata dâhil etmeyi başarmıştır.
Palto yayınlandıktan sonra Rus edebiyatında ya da başka bir edebiyatta artık hiçbir şey eskisi gibi devam edemezdi.
Bu öyküyü okuyanlar, işte böylesine önemli ve anlamlı bir değişime doğrudan tanıklık etmiş oluyorlar.
Edip Cansever’in ünlü “Masa da masaymış ha!” şiirine nazire yaparak bu kısa sunumu sonlandıralım:
“Palto da paltoymuş ha!”
YAZAR: NİKOLAY GOGOL
ÇEVİREN: HALDUN KARYOL
YAYINEVİ: PARODİ YAYINLARI
SAYFA SAYISI: 118
YORUM : Herkese merhabalar çok güzel bir klasik daha okudum. Bu kitap benim ilk Gogol kitabım oldu ve çok sevdim. Biraz palto hakkında bir kaç şey söylemek isterim.
Gogol; palto öyküsü ile gerek Rus gerek dünya edebiyatında önemli yer tutan gerçeklik akımının kökenini palto ile oluşturmuştur. Dostoyevski : "Hepimiz Gogol'ün palto'sundan çıktık" diyerek bu görüşü öne sürmüştür.
Palto oldukça fakir ve kıyıda köşede hayata tutunmaya çalışan Akakiy Akakiyeviç adlı bir memuru anlatır. Akakiy oldukça zor bir hayat sürmekte ve çalıştığı yerde de oldukça dışlanmakta. Fakat bunların hiç biri Akakiy'in işine aşık olmasını engellemiyor. Akakiy bir gün arkadaşlarının "çul" diye adlandırdığı paltosunun delindiğini ve çok üşüdüğünü fark eder. Tamir olunmayacak kadar eskiyen palto kullanılmaz duruma gelince Akakiy elindeki tüm parasıyla yeni bir palto alır ve burada başlar hikayemiz. Bu çilekeş memurun çilekeş hayatı ibret vericiydi ve bence herkes okumalı.
Kitapta bulunan bir diğer öykümüzde Burun. Burun; kendisini çok beğenmiş ve oldukça hali vakti yerinde bir adamı konu alıyor. Kahramanımız bir gün uyandığında burnu yerinde yoktur ve deliye dönen kahramanımız ne olduğunu çözmeye çalışır. Bu sırada karısı ile sabah kahvaltısı yapmakta olan berber İvan Yakovleviç ekmeğini ikiye bölünce şaşkına döner. Ekmeğin içinden bir burun çıkar. Asıl sorunsa İvan Yakovleviç bu burunun kime ait olduğunu biliyor.
Oldukça eğlenceli bir hikaye olan burun'u bence herkes çok sevecek okuyacak. Herkese bu kitabı öneririm Parodi yayınları çok özenle hazırlamış bu kitabı. Çevirisine özen gösterilmiş. Kapağı harika olmuş . Kitabı okuyan arkadaşların bize görüşlerini bildirmesi bizleri çok mutlu eder. Okuyan arkadaşlar bizlere ulaşa bilir. Şimdiden iyi okumalar . :)
PUAN: 5.0