function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

21 Ekim 2022 Cuma


 BİR AŞK MASALI KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK: ÖZGÜRLÜK YOKSA AŞK DA YOKTUR

Asla sevdiğin insanın gardiyanı olma…

Bir varmış bir yokmuş, dünyada acayiplikler çokmuş. Bir gece beş farklı ülkede, beş prens aynı rüyayı görmüşler: Bir genç kız, kadim bir kentin alacakaranlık sokaklarında ışıktan bir güzellik halinde dolaşıyormuş. İşte o kızı gördükten sonra, artık ne eski hayatları kalmış ne de eski hakikatleri.

Ahmet Ümit’ten insanlığın en yüce duygusu olan aşkın doğasına dair bir hikâyat.

Bir Aşk Masalı, beş prensin sevda uğruna revan oldukları bir yol ve hal macerası. Kaf Dağı’ndan ıssız çöllere, ücra hanlardan savaşçı kabilelerin çadırlarına, devlerden denizkızlarına, balinalardan devasa yılanlara, cümle tabiatın ve mahlukatın geçiş yaptığı bir hayal perdesi.

“Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vazgeçilmez bir hal alır…”

YAZAR: AHMET ÜMİT 

YAYINEVİ: YKY

SAYFA SAYISI: 248

YORUM: Herkese merhaba bugün size Ahmet  Ümit'in yeni kitabıyla geldim. Ahmet Ümit ülkemizin en iyi polisiye yazarlarından birisi olarak bir masal kitabı yazdı. Bu durum benim için önemliydi çünkü Ahmet Ümit benim için genelde konfor alanında yazan ve bu alanı terk etmek istemeyen bir yazardı. Devamlılığı olan karakterlerle genelde benzer kurgular yazdığını düşünüyordu. Fakat Ahmet Ümit bence büyük bir cesaretle farklı bir alanda bambaşka bir kurguyla bir şeyler yazmış ve bize de alıp okumak düştü. Ben Ahmet Ümit'in birden masal diline bu kadar çabuk geçmesi ve dili iyi kullanmasına şaşırdım. Gerçekten masal havasında öğütlerle dolu güzel bir kitap okumuş oldum. 

Kitapta beş prens bir gece aynı rüyayı görüyorlar. Beş prensin beşi de aynı kızı rüyalarında görüp aşık olduktan sonra bir daha hayatları eskisi gibi olmuyor. Aşk ateşiyle yanan gençler zorluklarla mücadele ederek aşık oldukları kızın peşinden koşuyorlar. 

Denizler aşılıyor, çöllerde savaşlar yapılıyor, Kaf Dağı'nın en yüksek tepesine tırmanılıyor ve daha bir çok naif maceradan geçiyoruz. 

Farklı yazı türlerinde, tehlikeli sularda yazan yazarları seviyorum. Her zaman güvende oldukları sularda yüzen ve kendini riske atmayan bir çok yazar var. Bu yazan herkes için geçerli bir eleştiri. Yazıyla ilgilenen insanların farklı denemelerde bulunmasının büyük zenginlik olduğu kanısındayım. 

Bir başka kitapta görüşmek üzere hoşça kalın. 

PUAN: 3.5

14 Ekim 2022 Cuma




 BİR BİLİM ADAMININ ROMANI: MUSTAFA İNAN KİTAP YORUMU:

ARKA KAPAK: Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz 

Atay’ın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa 
İnan’ı anlatışı. Bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bilim adamı 
oluşunun zorlu serüveni sergilenirken toplumsal eleştiri kalıplarının da 
zorlanışı. İnan’ın yaşamından kesitler veren fotoğraf albümüyle birlikte.
 
1934’te İnebolu’da doğdu. Ankara Maarif Koleji’ni, İTÜ İnşaat Fakültesi’ni 
bitirdi. 1960’ta İDMMA İnşaat -Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya 
başladı. Tutunamayanlar’ı yayımlamasının (1971-1972) ardından, önemli 
bir tartışmanın odağına yer aldı. TRT 1970 Roman Ödülü’nü kazanan 
Tutunamayanlar’ı kısa bir süre sonra, 1973 yılında Tehlikeli Oyunlar 
adlı ikinci romanı izledi. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında 
topladı. 1911-1967 arasında yaşamış hocası Prof. Mustafa İnan’ın hayatını 
romanlaştırarak Bir Bilim Adamının Romanı’nı yazdı. Oyunlarla Yaşayanlar 
adlı tiyatro eseri Devlet Tiyatrolarında sahnelendi. Atay 13 Aralık 1977’de, 
büyük projesi `Türkiye’nin Ruhu`nu yazamadan hayata gözlerini yumdu.

YAZAR: OĞUZ ATAY

YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI

SAYFA: 272

YORUM: Herkese merhaba, bugün size Oğuz Atay ile geldim. Oğuz Atay edebiyatımızın çok önemli bir ismi olmasına karşın ben bugüne kadar ne yazık ki kalemiyle tanışma fırsatı bulamamıştım. İlk kitap olarak hacmi düşük ve dilinin daha hafif olduğunu okuduğum "Bir bilim adamının romanı" ile başlamak istedim. Bu kitap aslında bir roman değil, biyografik bir roman olarak tanıtılsa da bence belgesel kitap demek daha doğru. Kronolojik sıralar çoğu zaman birbirine giriyor. Mustafa İnan hakkında yapılan röportajlar tırnak içinde veriliyor. Başlarda diyalog zannederek ne olduğunu anlamamıştım fakat daha sonra bunun bir belgesel metni olduğunu fark edince okumama çok kolaylaştı. Öncelikle bilime meraklıysanız, akademisyenlik hayaliniz varsa kesinlikle okuyun. Akademideki hoş olmayan durumlar, toplum eleştirileri kitabın temelini oluşturuyor. Bu eleştirilere katılmamak elde değil. Oğuz Atay'ın ne denli iyi bir gözlemci olduğunu bu kitabı okurken fark ettim. 

Tam bir roman olmadığı için Oğuz Atay'ın bir romanını okumayı şu an daha çok istiyorum. Fırsatım olursa, "Tehlikeli Oyunlar" yada "Tutunamayanlar" ile Oğuz Atay okumaya devam etmek istiyorum. 

Kitap Mustafa İnan hakkında hatıralar ve onun yaşamındaki bazı olaylardan oluşuyor. Ne denli iyi bir öğrenci olduğu, hayatındaki maddi manevi mücadeleler ele alınarak ilerliyor. Bu kitabın hazırlanış amacı doğudaki yoksul çocuklarında Mustafa İnan gibi başararak iyi yerlere gelebileceğini göstermek ve onlara ilham vermek. Meraklısına tavsiyemdir. Bir başka kitapta görüşmek üzere, hoşça kalın. 

PUAN: 3.5