function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

1 Temmuz 2018 Pazar

KIZIL KİTAP YORUMU:

ARKA KAPAK YAZISI:

Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl’da öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapyalnız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır… 1908 yılına ait bu anlatı, Zweig’ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.

YAZAR: STEFAN ZWEİG

ÇEVİREN: REGAİP MİNARECİ

YAYINEVİ: TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜ YAYINLARI

SAYFA: 67

YORUM: Herkese merhabalar yine bir Zweig  kitabıyla beraberiz. Zweig okumak beni rahatlatıyor kalın ciltlerin arasından bir an kurtarıyor, bu yüzden sürekli elimde bir iki tane Zweig kitabı bulunduruyorum. "Kızıl" gerçekten güzel bir kitaptı yalnız bir adamın çaresizliği ve yalnızlığın tarifi ancak bu denli anlatıla bilirdi. Hadi konusuna gelelim kitabın. 


Bertold Berger Viyana'ya üniversite eğitimi almak için gelmiş ve ailesinden ilk kez ayrı kalıyor. Bu yalnızlık hissi bu genç adamı çok derinden etkiliyor. Bilmediği bir şehir, bilmediği hiç tanımadığı insanlar, hiç tanımadığı bir apartman dairesi. Tanıdık hiç bir şey yok ve artık kendisini çok farklı hissediyor. Hayatı birden alt üst oluyor. Hayatının aslında başkalarına nasılda bağlı olduğunu, ne kadar güçsüz olduğunu fark ediyor. Bu öğrenci arkadaşımız hemen yan dairesinde oturan genç adam Schramek ile tanıştığında bu çaresizlik ona daha bir dokunaklı hale geliyor. Çünkü  Schramek oldukça güçlü, etrafı tarafından sevilen, çokta hayatı kale almayan bir tip, kızlarla arası oldukça iyi ve bu durum Bertold Berger'ı çok etkiliyor. Onun gibi olmak istiyor ama olamadığını gördükçe çok büyük bir boşluğa düşüyor. Bizde bu boşluğu ve yalnız kalma hissini okuyoruz. Zweig genelde çok Pesimist biri ve bu durum kitaplarına da oldukça yansıyor. Nazilerden kaçarken ailesinden, dostlarından ayrı kalan Zweig bu duyguları çok iyi bildiği için kitabında da çok güzel anlatmış. Ben bu güzel kitabı sizlere öneririm. Bir kaç saate rahatça kafa dağıtıp okuyacağınız bir kitap. Şimdiden iyi okumalar. 

PUAN: 4.0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder