ÖLÜM DEFTERİ KİTAP YORUMU :
ARKA KAPAK YAZISI :
Beş aydır sokaklarda yaşayan 16 yaşındaki Linus bir akşam yardım etmek istediği bir adam tarafından ilaçla uyutulup kaçırılır. Kendine geldiğinde bütün odalarına kameralar yerleştirilmiş olan beton bir binada tek başınadır. Günler geçtikçe, onun gibi kaçırılan yeni insanlar gelir. Önce küçük bir kız, sonra genç bir kadın, sonra bir adam, sonra bir adam daha… Her birinin odasına birer defter ve kalem bırakılmıştır. Elinizdeki kitap Linus Weems’in ölüm defteridir.
YAZAR : Kevin BROOKS
ÇEVİREN : Hilal DİKMEN
YAYINEVİ : Go Kitap
SAYFA SAYISI : 297
YORUM : Herkese merhabalar. Bugün size oldukça ilginç bir kitaptan bahsedeceğim. Ölüm defteri, Kevin Brooks 'ın yazdığı orijinal adı The Bunker Diary olan konusu epey ilgi çekici bir kitap. Biz bu kitabı fuardan hakkında hiç bir şey bilmeden sadece arka kapak yazısına güvenip aldık. Arka kapak yazısı insana al beni oku diyordu resmen ama hiç beklediğim gibi bir kitap okumadım ben.
''Kör olduğunu sandım beni böyle kandırdı'' diyerek olayların nasıl olduğunu anlatmaya başlayan baş karakter Linus sokakta yaşayan 16 yaşında evden kaçmış bir genç. Bir gün yardım amacıyla yaşlı, sözde kör bir adamın arabasının yanına gidiyor ve eşyalarını arabaya taşırken bir anda kaçırılıyor. Altı oda, bir mutfak, bir banyosu olan sığınak gibi bir yere hapsediliyor ve bu yerin kapısının olması gereken yerde bir asansör boşluğu var. Yukarı çıkmanın tek yolu da bu asansör. Işıklar belli saatlerde açılıp belli saatlerde kapanıyor. Yiyecek yok, içecek yok, her yerde kameralar var. Her oda da bir defter bir kalem. Can sıkıntısından yazmaya başlıyor Linus. Olanları yazıyor. Kendisinden sonra oraya hapsedilen beş kişi hakkında ve geçmişten aklına gelen anılarını yazıyor. Sığınağa başkaları geldikçe olaylar karışıyor. Hepsi birbirinden farklı altı karakter. Ama aralarından biri var ki sadece dokuz yaşında küçük bir kız . Linus ona kol kanat geriyor o çaresiz durumda hep kendisinden önce onu düşünüyor. Kitap bu karakterlerin o çaresizlik durumundaki hal ve tavırlarını konu alıyor.
Şimdi de gelelim benim düşüncelerime. Öyle bir hayal kırıklığı yaşadım ki tarifi yok. Kitap bittiğinde sinirimden bütün kitabı parçalayıp atmak istedim. Hiç bir kitapta bu derece bir hayal kırıklığı yaşamamıştım. Konu çok güzel, ilginç, çok da merak uyandırıyor. Bütün kitap ''Bunları kaçıran kim, ne yapmaya çalışıyor bunu neden yapıyor ?''diye düşündüm durdum kendimce tahminlerde bulundum ve bütün kitabı bu soruların cevabı için okudum. Arada sıkıldığım ne zaman son bulacak bu durum dediğim çok oldu, sonunda her şeyin ortaya çıkacağını düşünüp sabrettim ama hiç bir soruma cevap alamadım çünkü bir son yoktu kitapta. Kitabı okuyanlar bu hayal kırıklığımı anlayacaklardır. Gerçekten hiç böyle bir şey beklemiyordum. Bu kitap ödül almış. Daha geniş bir açıdan bakarsanız kitaba bir son var aslında ama ben hakkım olduğunu düşünüyorum ya o kadar okudum bir açıklama olabilirdi sonda. "Sonra böyle oldu aslında insanları kaçıran psikopat bundan dolayı yapmış amacı buymuş falan filan." diye bir son bekliyordum. Çok depresif bir sondu. Belki de gerçekçi olduğu için almıştır yazar bu ödülü. Uzun lafın kısası pek önerebileceğim bir kitap olmadı benim için. Keşke bu kitapla hiç karşılaşmasaydım dediğim bir kitaptı. Gene okumak isteyenlere iyi okumalar dilerim Hoşça kalın ...
PUANIM: 1.0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder