function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

5 Nisan 2018 Perşembe

ŞEKER PORTAKALI KİTAP YORUMU:

ARKA KAPAK YAZISI : 


   Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.

Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.


YAZAR : Jose Mauro De Vasconcelos

ÇEVİREN :  Aydın EMEÇ


YAYINEVİ :  Can Yayınları


SAYFA SAYISI :  182


YORUM:  Herkese merhabalar. Bugün size  Zeze'den bahsedeceğim. Beş yaşında feleğin sillesini yemiş, kendi küçük ama kocaman sevgi dolu bir kalbe sahip. Ailesi çok yoksul. Bir çok da kardeşi var .Ailesi yoksulluktan bir kaçını evlatlık vermiş iyi ailelere.


   Babası işsiz, annesi de gece gündüz çalışan vefakar bir anne. Ablaları var, abisi var, birde ondan küçük ''Kral'' dediği bir kardeşi. Evdeki herkesten dayak yiyor. O küçük bedenin acizliğine kimse aldırış etmeden acımasızca dövüyor onu. Herkes hayatındaki ters giden şeylerin acısını Zeze'den çıkarıyor sanki. Bütün bunlara rağmen hayat dolu bir çocuk Zeze . Hayatı keşfetme çağında. Her bilgiye her yeni şeye aç, çok da zeki. Daha beş yaşında okumayı biliyor, kendinden yaşça çok büyük insanlarla çok bilinçli sohbetler edebiliyor. Zehir gibi bir çocuk kısaca. İyi olmasına çok iyidir Zeze. Yardımlaşmayı sever, kırdığı kalbin verdiği vicdan azabından, o yaşta bütün gün çalışıp para kazanıp  o kalbi tamir etmenin yolunu da bulur, pamuk kalpli bir çocuktur ama içindeki muzurluk isteğine karşı koyamaz bazen. O bunu içinde bir şeytan olmasına bağlar. Aslında o yaşlardaki her çocuk şımarır, her çocuğun kanı kaynar ama Zeze'nin yaptıkları çok abartılır. Mahallede adı çıkmıştır artık ne olsa ondan bilinir. Sadece ailesinden dayak yemez Zeze mahalleli bile küçücük çocuğu hiç acımadan döver. Durumu böyleyken Zeze nin iç dünyasını, insanlarla iletişimi dünyayı nasıl algıladığını okuyoruz bu kitapta. Taşındıkları yeni evdeki şeker portakalı ağacıyla sohbetlerine de yer verilmiş. Her şeyi anlatıyor ona Zeze, çok sohbet ediyorlar.

  Zeze tam kendine tutunacak bir dal bulmuşken çok kötü bir olay yaşıyor. Her şeyin onun üstüne gelmesi yetmezmiş gibi,  küçücük yaşta çok büyük bir acı biniyor omuzlarının üstüne. Ben bu kitabı gerçekten kalbim acıya acıya okudum hele sonlara doğru karşımda olsa Zeze onu kucaklar ağlardım o derece üzüldüm durumuna. Bilmiyordum bu kadar hüzünlü bir kitap olduğunu o yüzden olayların gidişatında hep olumlu bir şeyler aramaya çalıştım. Ama bu kitap çok hayattın içindendi, çok gerçekçiydi. O yüzden Zeze benim kalbimde kocaman bir yer edindi. Diğer kitapları da okumayı çok istiyorum, merak ediyorum . Bir çoğunuz çoktan okumuştur bu kitabı .Ben kendimi geç kalmış hissediyorum. Eğer okumadıysanız hemen edinip okumanızı Zeze 'nin  dünyasına girmenizi şiddetle tavsiye ederim. Herkese şimdiden iyi okumalar. Hoşça kalın..

PUANIM: 5.0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder