function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

14 Nisan 2018 Cumartesi

AMOK KOŞUCUSU KİTAP YORUMU:


ARKA KAPAK YAZISI : 


 Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir. 

Hollanda Doğu Hint Adaları'nda görev yapan bir doktor, dara düşüp kendisine başvuran çok zengin bir kadının "yardım" talebini geri çevirir. 

Zira kadının mağrur ve hesapçı tavrı karşısında büyük bir öfkeye kapılmış, gururuna yenik düşmüştür. Ancak söz konusu olan insan hayatıdır. 

Kısa süre içinde pişmanlığın pençesine düşer. Kadına yardım etmeyi saplantı haline getiren doktor, 

Malezya halkında rastlanan bir nevi öldürücü delilik olan hummanın, amokun etkisi altına girer

YAZAR : Stefan ZWEIG

ÇEVİREN :  Nafer ERMİŞ

YAYINEVİ : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

SAYFA SAYISI : 60

YORUM:  Herkese merhabalar. Bu gün  her kitabını hayranlıkla okuduğum yazar Stefan Zweig 'ın Amok koşucusu adlı kitabından bahsedeceğim size. Amok koşucusu  bir gemi yolcusu ve eskiden bir doktor olan iki karakterin sohbetinden oluşuyor. Doktor bir Amok Koşucusu. Amok koşucusu ne demek diyecek olursanız da kitapta aynen şöyle açıklanıyor:-Amok'un ne olduğunu biliyor musunuz?-Amok mu ? Sanırım hatırlıyorum.. Malezyalılar da görülen bir tür sarhoşluk...-Bu sarhoşluktan daha fazla bir şey... Bu delilik bir tür insan kudurması,ölümcül anlamsız bir saplantının krize dönüşmesi hali. Bunu  başka hiç bir alkol zehirlenmesiyle kıyaslayamazsınız. Amok şöyle bir şey, bir Malezyalı son derece sade, son derece iyiliksever bir insan, içkisini içiyor... Orada öylece oturuyor, duygusuz, umursamaz, donuk.. Tıpkı benim odamda oturduğum gibi... ve birden ayağa fırlıyor, hançerini kapıyor ve sokağa koşuyor ...dosdoğru hep dosdoğru...nereye olduğunu bilmeden.Yolda karşısına ne çıkarsa çıksın insan, hayvan hançeriyle vurup yere seriyor ve kan sarhoşluğu onu daha da öfkelendiriyor... Koşan adamın ağzından köpükler saçılıyor, delirmiş gibi uluyor... ama koşmaya devam ediyor, koşuyor koşuyor artık ne sağa bakıyor ne solda duruyor, sadece tiz çığlığıyla elinde hançeriyle öyle korkunç bir halde ileriye doğru koşmaya devam ediyor. Köydeki insanlar bir Amok koşucusunu hiç bir gücün durduramayacağını bilirler. Onun koşarak gelmekte olduğunu gördüklerinde herkesi uyarmak için bağırırlar.''Amok! Amok!'' ve herkes kaçışır. Ama o koşmaya devam eder, hiç bir şey duymaz, sürekli koşar hiç bir şey görmez, karşısına çıkan her şeyi yere yıkar. Ta ki birinin onu kuduz  bir köpek gibi vurup yere serene ya da kendiliğinden  köpükler içinde yere yığılana kadar. Amok koşucusu bir doktorun vicdanla saplantı arasında gidip geldiği hikayesini bu kitapta okuyabilirsiniz. Ben çok beğendim.Her zamanki gibi akıp gitti kitap merak ederek okudum. Herkese önerebileceğim bir kitaptı. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar dilerim. Hoşça kalın...

PUANIM: 5.0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder