ADEMDEN ÖNCE KİTAP YORUMU:
ARKA KAPAK:
Âdem’den Önce rüyalarında tarihöncesi bir çağda yaşayan alter ego’su Kocadiş’in başından geçenleri gören modern bir Amerikalı çocuğun öyküsüdür. O çağda üç ayrı tür insansı bulunmaktadır: Henüz ağaçtan inmemiş, vahşi maymunlara daha yakın Ağaç İnsanları; Kocadiş’in “Halk” olarak adlandırdığı ve kendisinin de ait olduğu, hem ağaçlarda hem de mağaralarda yaşayan tür; bir de bu insansıların en gelişmişi olan, ateş yakıp ok ve yay kullanan Ateş İnsanları.
Eser 20. yüzyıl başlarında evrim meselesini kamuoyunun gündemine taşımasıyla dikkat çeker. London modern anlatıcısının binlerce asırlık bir mesafeden baktığı ilkel insanın düşünce yapısını düş gücüyle zenginleştirerek aktarır. Uzak atalarımıza ve içinde yaşadıkları, dur durak bilmeyen bir çatışma ve hayatta kalma mücadelesinin süregeldiği gaddar dünyaya ilişkin karanlık bir tablo çizer.
YAZAR: JACK LONDON
ÇEVİREN: LEVENT CİNEMRE
YAYINEVİ: İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
SAYFA: 152
YORUM: Herkese merhaba okumayı çok sevdiğim Jack London kitaplarından belki de en ilginciyle geldim. London genelde denizcilik, kuzeyde gecen maceralar ve biraz da hayvanların kahraman olduğu eserler yazmış. Kalemine aşına olanlar yazarı bu şekilde tanıyor fakat zamanında tefrika halinde basılan Ademden Önce sanırım onun en özel kitaplarından. Yeni yeni Darwin ve evrimin bilim camiasında yayılmasıyla başlayan tartışmalarda - o zamanlar kısıtlı bir bilgi birikimi olsa da- London tarafını belli ediyor. Kitabın sonunda yer alan açıklama Açıklamalar ve Paylaşımlar kısmında çevirmen Levent Cinemre de bu konulara değinmiş çok uzatmayayım.
Dönemine göre oldukça cesur ve bazı açılardan öngörüsü yüksek bir kitap. 1906 yılında yazılması göz önünde tutulursa esere günümüzde burun kıvırmak mümkün değil. Kapak tasarımının da bence kitabın ağırlığından biraz törpülediği kanısındayım. Uzattım, tamam konusuna gelelim...
Kitabımızda bir çocuk var. Rüyalarında kendine ait olmayan anılar, hatıralar ve tabii ki bir mekanlar görüyor. Uyanık olduğunda göremediği cinsten insanlar, görmediği cinsten ağaçlar ve doğa... Başlarda yadırgamıyor ama büyüdükçe farklı olduğunu anlıyor. Kimseye anlatamadığı bir sırrı var artık...
Bu kişi atalarından miras kalan anıları birer film gibi izliyor rüyasında. Düşleri onu Pleyistosen Çağı'na kadar götürüyor. Bu fantastik temelin üzerinde yükselen gerçeğe çok yakın bir eser okuyoruz. Ben kitabın arka kapağını okuduğumda ikili bir anlatı beklemiştim. Gündüz yaşantısı ve bir hikaye daha sonra geceleri düşlerdeki gerçeklikler. Hayır öyle değil. Bize hikayesini anlatan kahramanımız normal hayatına pek değinmeden düşlerinden derlediği öyküleri bir bütün içine sokarak bize anlatıyor, biz de günümüzden binlerce yıl öncesine gidip insanın o acımasız doğasıyla yüzleşiyoruz.
Kitapta üç tür var. Biri insansı, maymuna daha yakın olan bir tür. Anlatıcı bunlara Ağaç İnsanları diyor. İkinci tür anlatıcının da dahil olduğu Halk. Bunlar karada yaşamaya biraz daha uyum sağlamış yavaş yavaş dikleşen ama yine tam olarak insan diyemeyeceğimiz canlılar. Üçüncüsü ise modern insana çok yakın Ateş İnsanları... Bu üç ırkın birbirine yaklaşımları, tarih öncesinden esen bir rüzgarla bize anlatılıyor. Kitap akıcı, dili güzel. Dönemine göre cesur, bilemedim daha ne demeliyim.
Tefrika edildiği için belki de bir kaç yerde tekrara düşülmüş. Bazı kelime seçişleri atmosferin büyüsünü bozuyor ama bu çeviriden mi yoksa orijinal metin de de o kelimeler mi yer almış bilemiyorum. London okumayı seviyorum. Bu kitap da yazarın başka bir tarafına ışık tutuyor. Okuyun erim.
PUAN: 3.9
.jpeg)

