RESSAMIN İSYANI KİTAP YORUMU: ARKA KAPAK: Ressamın İsyanı, 16. yüzyıl resmine yeni bir yön vererek sanat tarihine damgasını vuran Caravaggio’dan yola çıkan bir arayış ve aşk hikâyesi. Romanın ana karakteri, “Azize Lucia’nın Gömülüşü” resmiyle büyülenir ve kendini Caravaggio’nun hayat hikâyesine kaptırır; ülke ülke, tablo tablo gezerek yanıtların peşine düşer: Biyografisini yazanların hayatını magazinleştirmesi, her anlamda devrimciliğinin görmezden gelinmesi içinde büyük bir öfke uyandırır. Üstelik Caravaggio’nun ölümü de yaşamı gibi büyük bir sır perdesinin arkasındadır: Girdiği düello, İtalya içinde kaçışı, nihayet ortadan kayboluşu – resmi açıklamalardaki çelişkiler bir şeylerin örtbas edildiğini göstermektedir. Caravaggio ile takıntılı bir ilişki kuran ana karakter, aslında onun tabloları üzerinden kendi hayatının izini sürmekte, onun ölümüyle ilgili gizemi tutkuyla çözmeye çalışırken, kendi ölümlülüğünden kaçmanın bir yolunu aramaktadır. Bu esnada Caravaggio’yla kurduğu bağ, yeni bir aşk öznesiyle sınanır: Kanlı canlı bir şekilde karşısında olmasına rağmen, Lara da yüzyıllar önce kaybolan ressam kadar gizemlidir...
Gündüz Vassaf’ın ilk romanı olan ve yedi yılda yazılan Ressamın İsyanı, kurmacanın denemeyle, anının biyografiyle buluştuğu benzersiz bir roman; sanata ve özgürlüğe yazılmış bir aşk mektubu.
İşte!!! Ustalık bu olsa gerek!! Barok müzik gibi!!!
İç içe bir atmosfer!!! Radyo tiyatrosu gibi sürükleniyor insan!!!
YAZAR: GÜNDÜZ VASSAF
YAYINEVİ: EVEREST YAYINLARI
SAYFA: 665
YORUM: Herkese merhaba bugün size Vassaf'ın en son yayınlanan kitabıyla geldim. Ben sanatın her alanına oldukça meraklıyımdır. Caravaggio da hayatının gizemi ve tablolarıyla beni büyülemiştir. Bu kitabı gizemli ressamın hayatını anlatıyor sanarak hevesle almıştım. Fakat kendimi denemeler yazan, notlar alarak kendince bir takım eleştirilerde bulunan birinin günlüğünü okurken buldum. Bu kitap öncelikle benim tahmin ettiğim gibi değildi, daha çok bir deneme kitabı gibi görülebilir. Zaten yazar denemeleriyle bilinen birisi. Ben bu denemelerin çoğunu beğendim. Çoğunda hem fikirim ama şunu da eklemek isterim kitapta yazar çok fazla tekrara düşmüş.
Bir roman okuduğumu sanırım 400'lere geldiğimde kabullenebildim. Çünkü kitabın bir akışı yok. Bir kişi ( Muhtemelen yazarın kendisi) elinde not defteri Caravaggio'nun Azize Lucia'nın Gömülüşü adlı tablosunun önüne her gün belirli saatlerde gidip gördüklerini not etmesiyle başlıyor. Bizler İtalya'nın ufak bir kasabasındaki günlük yaşamı ve not tutan kişinin etrafı, dünyayı nasıl gördüğünü okuyoruz. Bunlarda tabii bir problem yok fakat ben bir biyografik roman okuyacağımı sandığımdan biraz afallamıştım.
Notları tutan kişinin yaşamında çok bölüm bölük anlara gidiyor ve anılar dinliyoruz. Kitapta adı geçen belki yüzlerce karakterin bir devamlılığı olmadığından isimlerini aklınızda tutmanız gerekmiyor. Bir tek Lara karakterinin devamlılığı mevcut. Bu hanımefendi de notları tutan beyefendinin takıntılı olduğu güzel bir kadın.
Ben Vassaf ile çok özdeş fikirlere sahibim. Dünya görüşümüz neredeyse aynı, eleştirdiği şeyleri eleştiriyorum, sanata olan tutkusunu taktir ediyor ve hayranlıkla takip ediyorum fakat benim istediği bir roman okumaktı. Bir denem kitabı olarak yayınlansa eser belki daha çok severdim. Şimdi de evdim ama beni çok zorlayan bir kitap oldu. Bir çok kez elim kitaba gitmediyse de zorlayarak kitabı bitirmek istedim.
Evet kitabın ilk yüz sayfasında çok heyecanlıydım ve hızlı okudum, çünkü olayların başlamasını sabırsızlıkla beklerken bir yandan da yazarla olan ortaklıklarımızı keşfederek keyiflenmiştim. Ama daha sonra biraz bunalmaya ve tekrar tekrar aynı konulara dönmek beni biraz yıprattı.
Benden şimdilik bu kadar, bir başka kitapta görüşmek üzere...
PUAN: 3.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder