SÖYLEMEYECEĞİNE SÖZ VER KİTAP YORUMU:
ARKA KAPAK YAZISI:
Jennifer McMahon'un sıra dışı romanı "Söylemeyeceğine Söz Ver" arkadaşlık, aile, bağlılık ve ihanet üzerine yazılmış gerilim dolu, derin iç görüsü ve güzelce örülmüş geçmişiyle kesinlikle unutulmaz bir kitap ve bir cinayet romanından fazlası.
Bu unutulmaz güzellikteki romanda, bir kadının geçmişi ve geleceği karşı karşıya gelerek beklenmedik sonuçlara yol açıyor.
Kırk bir yaşındaki okul hemşiresi, Alzheimer hastası olan annesi ile ilgilenmek için kırsaldaki evine dönmüştür. Geldiği ilk gece bir cinayet olur ve küçük bir kız öldürülür. Bu olay, kadının çocukluğunda yaşanan bir başka cinayete esrarengiz biçimde benzemektedir. Sınıf arkadaşları tarafından "Patates Kız" denilerek alay edilen ve dışlanan yoksul arkadaşı Del de otuz yıl önce aynı şekilde öldürülmüştür. Del'in katili asla bulunamamış, o günden sonra küçük kız, hayalet hikayeleri ve efsanelerde ölümsüzleşmiştir.
Şimdi, yeni cinayetin soruşturması kahramanımızı karşı konulamaz bir şekilde içine çekerken, geçmiş ve gelecek korkunç, beklenmedik bir şekilde bir araya geliyor. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil… Ve gençliğinin hayaletleri unutulmaktan çok uzak.
YAZAR: Jennifer McMAHON
ÇEVİREN: Bahar KARATAŞ
YAYINEVİ: Ephesus
SAYFA SAYISI: 282
YORUM: Bugün size Jennifer Mcmahon'un "Söylemeyeceğine Söz Ver" adlı kitabını yorumlayacağım. Bu kitap, yazarın okuduğum ikinci kitabıydı. Yazarı "29. Oda" kitabıyla tanıyıp üslubuna ve kurgusuna hayran kalmıştım. Acaba dedim diğer kitapları da böyle midir ki yazarın? Diğer kitaplarına da merak saldığımız bir dönemde bu kitapla karşılaştık ve hemen aldık. Yazar beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Bu kitabı en az "29. Oda" kadar güzeldi severek heyecanla okudum. Oldukça kısa olan bu kitap bir çırpıda bitirilebilecek kıvamda. Çok heyecanlı insan durmadan merak içerisinde çeviriyor sayfaları. Her bir bölümde yeni şeyler ortaya çıkıyor ve katilin kim olabileceği dönüp duruyor insanın kafasında. Normalde bu konuda pek becerikli olmasam da bu sefer tahmin ettim katilin kim olduğunu ama tahminimin doğru çıkması çok şaşırttı beni çünkü çokta kendime inanarak bir tahmin yapmamıştım. :)Doğru çıkacağını hiç düşünmeden yaptığım bir tahmindi. :) Baştan sona severek okuduğum bu kitabın biraz da konusundan bahsedeyim size kısaca spoiler vermeden :)
Kitap iki zaman arasında gidip geliyor sürekli 1971 ve 2002. 1971'de olan bir cinayet olayının 2002 yılında tekrarlanmasıyla yeni olaylar patlak veriyor ve sırlar ortaya çıkıyor.
Kate kitabın baş kahramanı olaylar onun etrafında dönüyor hatta şöyle söyleyeyim kilit nokta Kate olsa da Del ile paylaşıyorlar baş kahramanlık rolünü. Yanlış hatırlamıyorsam 1971 yılı Kate ve Del'in on yaşını kapsıyor. Del insanlar tarafından dışlanmış insanların ona Patates kız lakabını taktığı pekte normal olmayan bir çocuk. Bir çiftlikte yaşıyor. Ve hakkında insanlar arasında bir çok rivayet dolaşıyor. Kimse patates kızla arkadaş olmamasına rağmen Kate bir şekilde onunla arkadaş oluyor ve çok iyi anlaşıp en iyi arkadaş mevkisine bile geliyorlar. Ama toplum baskısından dolayı Kate bu arkadaşlığı gizli gizli sürdürüyor. Olaylar ilerlerken Patates kız esrarengiz bir şekilde öldürülüyor ve Kate büyük bi vicdan azabıyla ortada kalıyor, bir süre sonra yaşadığı yeri terk edip her şeyi unutmak için başka yere yerleşiyor ve orada bir hayat kuruyor. ta ki 41 yaşına gelene kadar her şey normalken annesi alzheimer haslığına yakalanıyor ve eskiden yaşadığı kasabaya tekrar dönmek zorunda kalıyor. Döndüğü gece Patates Kız in cinayetine çok benzer bir cinayet daha işleniyor ve olaylar karışıyor. Kate birden kendini geçmişin içinde buluyor ve olayı çözmek zorunda kalıyor. Hikaye böyle. çok uzun bir kitap olmadığından çok detay vermek istemiyorum. Kitapta daha bir çok karakter var açıkçası biraz akılda tutmakta zor ama sakın hiç bir karakteri görmezden gelmeyin çünkü herkesin birbiriyle bir bağlantısı var.
Herkese tavsiye edebileceğim bir kitaptı diyebilirim. Şimdiden okuyacaklara iyi okumalar dilerim
Puanım:4.7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder