YAZAR: ONUR AKYIL
YAYINEVİ: CAN YAYINLARI
SAYFA: 104
YORUM: Herkese merhaba bugün yine çok uzun senelerdir elimde bekleyen bir kitapla geldim. Sanırım bir kaç yıl önce D&R Can Yayınları iş birliği ile yapılan indirimden almıştım bu kitabı. Özellikle ismi ve arka kapakta yazan saatçi dükkanı meselesi ilgimi çekmişti. Hem sosyalist göndermeler hem zaman ve insan felsefesi ile harmanlana bir kitap okuyacağımı düşünmüştüm. Ne olduysa uzun süreler elim kitaba gitmedi ama hep aklımdaydı. Kitaba başladığımda aslında çok güzel bir kurgu okuyacağımı düşündüm o ikinci bölümdeki söz neydi öyle, " Zamanı tamir edemeyeceğimi bildiğim için saatleri tamir ediyorum," aman aman...
Bir gün saatçi amcamıza gelen ( amcamız diyorum karakterin bir adı yok, tarih yok, yaş bilgimiz yok..." guguklu saatin içinden bir ufacık adam çıkar. Sınırlı Ulyanov. Saatçinin kedisi Mihail de bu minik adamı yutunca işler karışmıyor. :) Hayır yani bir kurgu olarak değil daha çok patafizik, evren ve insanlar hakkında denemeler okuyoruz. Bence yazar daha çok denemeler yazmak istemiş ama bunu da bir hikayeye gömeyim bari diye düşünmüş. Tamam göndermeler güzel, zaman, insan ve mekan ilişkileri irdelenmeye çalışılmış kabul ama ben deneme okumak istesem deneme okurdum velhasıl çok orijinal fikirler de yok. "Eee ne gömün be Kerem," dediniz değil mi? Belki de arka kapak da verilenler ve beklentilerim yüzünden biraz hayal kırıklığı olduğundandır bilemedim. Bazları, "Patafizik ne bilmiyorsun da ondan..." diyebilir yok yok sakin olun biliyorum. Felsefe falan? Onlara da hakim sayılırım. Hepsini göz önünde bulundurdun ona rağmen mi bu sözler? Evet. Ben pek severek okuyamadım belki de edebiyata bakışımız yazarla pek uyuşmadı bilemedim. Şans vermek isteyen okurlar bir göz atsın derim. Hoşça kalın...
PUAN: 2.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder