function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

22 Nisan 2022 Cuma


 İSA'NIN GÜNCESİ KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK:  Modern zaman insanını tutsak eden "kuşku"nun merkeze alındığı İsa'nın Güncesinde Melih Cevdet Anday bireyin yalnız kalışını anlatıyor.


Bir tür sanrıya dönüşen kuşku, endişe, gözetlenme korkusunun yarattığı bu yalnızlık; giderilebilir, dindirilebilir bir şey de değildir.

Melih Cevdet Anday'ın nefis Türkçesiyle...

Kurşunda bir oyun oynanıyordu, ben bunun dışındaydım, ama bir yandan da tümümüzün ağır bir uyumsuzluk ipinde bulunduğumuz duygusunu canlı olarak yaşıyordum. Bu duygu bir aldanma değildi kuşkusuz; hatta seslerin kesilmesi de bunun sonucuydu bence. Pamuk ipliği ile bağlı gibiydik birbirimize. İlişkilerimizin düzenini sağlayan kalıplarımıza bir giriyor, bir çıkıyorduk. Hem tek başımızaydık, hem bir aradaydık. Zaman denilen şeyin beş paralık değeri kalmıyordu. Yıldızlar gibi, birbirimizden habersiz dönüyorduk. Ses duvarını aşıp saltık bir sessizliğe gömülmüştük. Artık hiçbir şeyin anlamı yoktu.

YAZAR: MELİH CEVDET ANDAY

YAYINEVİ: EVEREST YAYINLARI

SAYFA: 225

YORUM: Herkese merhaba, bugün Melih Cevdet Anday'ın  "İsa'nın Güncesi" adlı eseriyle geldim. Yazar genelde şiirleriyle tanınan önemli bir şair ama benim bildiğim kadarıyla üç kadar romanı da var. Bu kitaplardan biri de "İsa'nın Güncesi", kitap genel olarak metaforlarla bezeli. Her olayın, anlatının bir şeylere atıf yaptığını kestirmek zor olmuyor fakat bazı yerler benim için anlaşılmazdı.  "Acaba burada ne anlatmak istiyor," gibi sorularım çok oldu. Kitabın 12 Mart mutırası dönemine atıf yaptığını okumuştum. Bu dönem hakkında çok bilgim olmadığı için işin siyası kısmını bir kenara bırakıyorum. Muhakkak ki 1971 yılının baskıcı ortamının anlatıldığı ilk başta kolayca anlaşılsa da bazı bölümlerde bu bilgi benim için yeterli olmadı. 
Kafkaesk bir eser olduğunu söylemek mümkün. Kafka'nın "Dava" eserinden esinlendiğini de bir çok yerde okudum. Bu etki çokça belli oluyor. Kitabın işleyişi çok benzer fakat benim düşüncem Kafka biraz daha anlaşılırdı. Kitapta postmodern öğelerin olduğunu da söylemek gerek. Yer, tarih ve isim bilgileri verilmeden işleniyor öykü. Genelde hitabet için belirli sıfatlar veya akrabalık terimleri kullanılıyor. 

Genel olarak komik ve keyifli bir okuma olduğunu söylemeliyim. Belki dönem hakkında daha çok bilgi sahibi olsam biraz daha keyifli bir okuma olabilirdi.  Kitabın konusuna gelirsek, İsa takma isimli baş kahramanımızın başından geçenler anlatılmakta. Yeni bir işe başlamasıyla beraber hayatının değişimini okuyoruz. İsa yeni iş yerinde odasında bulunan bir kasayı açıyor ve içinde bir kaç kağıt buluyor bu kağıtların bulunmasıyla hakkında bazı "soruşturmalar" başlar. Bu soruşturmalar aynı "Dava" romanındaki gibi belirsiz ve sürüncemede ilerliyor. Sokak ortasında, otobüslerde sorgular yapılıyor. Yapılan sorguların alt metnin de " Sen ne dersen de biz bildiğimizi anlarız, onu yazarız," göndermesi var. Dönemin adalet sistemine yapılan göndermeler açıktı. Benim için farklı bir okuma oldu sizlere de öneririm. Bir başka kitapta görüşmek üzere... 

PUAN: 3.5 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder