ARKA KAPAK YAZISI :
YAZAR : Michael ENDE
ÇEVİREN : Leman ÇALIŞKAN
YAYINEVİ : Kabalcı Yayınevi
SAYFA SAYISI : 303
YORUM : Herkese merhaba. Momo'yu okumak uzun zamandır aklımdaydı. Artık okumaya karar verip kitaba başladığımda, iyi ki başlamışım dedim. Aktı gitti kitap. Kendime göre kısa bir sürede de bitirdim. Okurken bir kere bile sıkılmadım bir çok yerin altını çizdim ve çokça da düşündüm. Kitabın verdiği bir sürü mesaj var. Çocuklar ana karakterler olarak belirlenmişse de anlatılanlar yetişkinlere aslında. Anne babaların bu kitabı okuması çok yaralı olur. Çünkü çocukların mutluluğu aslında onlara bağlı. Herkes eninde sonunda kendine benzeyecek küçük bireyler yetiştiriyor. Bu kitap da bu küçük bireylerin şuan ki durumunu bize çok fazla düşündürüyor.
Biraz konusundan bahsedeyim ;
İlk olarak 1973 yılında basılan kitap fantastik kurgu olarak geçiyor. Daha o yılda yazar şuan ki durumumuzu görmüş ve duman adamlar adındaki zaman hırsızlarından bahsetmiş. Bu zaman hırsızları insanlarının zamanlarını çalmak için onlara mutlu olacakları şeyleri vererek zamanlarından edip olduklarından daha mutsuz ediyorlar. Momo diye bir ana karakterimiz var kimsesiz küçük bir kız çocuğu. (Kitaba başlamadan önce Momo yu hep erkek olarak düşünmüş olsam da kız olması daha çok hoşuma gitti. )Yalnız başına, artık kullanılmayan köhne bir tiyatroda yaşayan Momo'ya mahallesindeki insanlar bakıyor. Bütün mahalle onu çok seviyor. İyi bir dinleyici olan Momo'ya gelip bütün dertlerini anlatıp rahatlayıp gidiyorlar. Mahallenin çocukları da sık sık Momo'nun yaşadığı yere oyun oynamak için geliyorlar ve Momosuz oynadıkları oyundan hiç zevk almıyorlar. Durum böyleyken herkes hayatlarındaki zorluklara rağmen mutlu mesut yaşamaya devam ederken bu duman adamlar çıkıyor ortaya ve her şey değişiyor.
Resimlerle renk katılmış bu romanı herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Hatta kesinlikle okuyun derim. Zaman tasarrufu hakkında bolca düşüneceğinize kitaptan kendinize bir çok ders çıkaracağınıza eminim. Şimdiden iyi okumalar dilerim. Hoşça kalın...
Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır, ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı uzunluğu o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir ve yaşamın yeri yürektir.
... Beppo'ya göre, dünyadaki bütün anlaşmazlıklar kasıtlı ya da kasıtsız aceleye getirilerek söylenen birtakım yalan yanlış sözlerden kaynaklanıyordu.
... Çünkü nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.
Daha çok para kazanıp, daha çok harcıyorlardı. Fakat yüzleri asıktı, yorgun ve keyifsizdiler, gözleri dostça bakmıyordu.
PUANIM :5.0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder