function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

20 Ağustos 2019 Salı

USTALIK GEREKTİREN KAFAYA TAKMAMA SANATI KİTAP YORUMU :

ARKA KAPAK YAZISI :  “Büyük Güç Büyük Sorumluluklar Getirir.” Doğru. Ama bu sözün daha iyi bir akış açısı var, ve gerçekten derin bir bakış açısı. Tek yapmanız gereken sözlerin yerini değiştirmek: “Büyük sorumluluklar büyük güç getirir.” “Her şeyi iyi tarafından görmek” gibi bir şey iyi gibi görünse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir. Negatif duyguları inkâr etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal bozukluğa neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkâr biçimidir. Doğru değerleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verir. Dedemin zamanına dönersek, kendini çok kötü hissettiğinde şöyle düşünürdü, “Bugün berbat bir günümdeyim. Ama n’apalım hayat böyle, ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.” Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi çok kötü hissetseniz son derece mutlu ve harika hayatları varmış gibi sunan insanların 350 fotoğrafıyla bombardıman ediliyorsunuz, bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkânsız kuşkusuz. Değmeyecek şeyleri kafaya takmamak çok önemlidir. Dünyayı kurtaracak olan şey budur. Dünyanın bazen berbat olduğunu ama bunun da doğal olduğunu kabul ederek yaşamak gerek. Çünkü her zaman böyleydi ve her zaman da böyle olacak. Sosyal medyada her gün milyonlarca kere paylaşılan “Nasıl Mutlu Olunur” tarzı saçmalıklarda yanlış olan ve kimsenin fark etmediği şey şudur: Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve de tam tersine, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir. Pokerde elinde korkunç kağıtlar olan biri çok güzel eli olan birini yenebilir. Elbette eli güzel olanın kazanma ihtimali daha büyüktür, ama sonunda kazanan her oyuncunun oyun süresinde yaptığı seçimlerle belirlenir. Hayatı da aynı şekilde görüyorum. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kağıtlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolaysa da, gerçek oyun o kağıtlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır. İçinde bulundukları duruma göre sürekli en iyi seçimleri yapanlar tıpkı pokerde olduğu gibi hayatta da öne çıkarlar ve illa da eline en iyi kağıtlar gelmiş olmaları gerekmez.

YAZAR : Mark MANSON

ÇEVİRMEN : Pınar SAVAŞ

YAYINEVİ : Butik Yayınları

SAYFA SAYISI : 200

YORUM : 

  Herkese merhaba. Bir kişisel gelişim kitabından daha bahsetmeye geldim. Kafaya Takmama Sanatı, dili yönünden bu alandaki diğer kitaplardan ayrılan bir kitap oldu benim için. Yazar zaman zaman daha rahat, argo diyebileceğim bir tarz kullanmayı tercih etmiş. Beni rahatsız etmese de bu konuda hassas olanları uyarmak isterim. Bana göre  kitap epey samimiydi. Kitabın Mark'ın üniversiteden mezun olduktan sonra dibi görüp elindeki şartlarla hayata tutunmasından da bahsetmesi, anlattığı şeyleri örnekleriyle anlatması bu örneklere tarihten insanları da katması çok hoşuma gitti.

 Bu arada kitabın amacı kafaya takmamanın yolunu insanlara mucizevi bir şekilde anlatmak değil, aksine kafaya bir şey takmamanın mümkün olmadığını ama kafamıza takmaya değecek şeyleri seçmemizin bizim elimizde, bizim tercihimizde olduğunun farkına varmamızı sağlamak. Bu kitabı okuyunca hiçbir şeyi kafanıza takmayacağınızı düşünürseniz yanılırsınız :) Ben severek okudum. Okuyacak olanlara da şimdiden iyi okumalar dilerim. Hoşça kalın ...

~Bir gün öleceksiniz. Bunu herkesin bildiğini biliyorum, ama unuttuysanız diye hatırlatmak istedim. Siz ve tanıdığınız herkes yakında ölmüş olacak. Ve orasıyla burası arasındaki bu kısa zaman diliminde belli sayıda şeyi kafanıza takabilirsiniz. Aslında çok az şeyi. Her şeye ve çevrenizdeki bilinci ya da düşünme yeteneği olan her canlıya aldırırsanız boku yediniz demektir.

~Kendimizi sürekli pozitif olmaya zorlarsak yaşamdaki sorunlarımızı inkar ederiz. Böylelikle onları çözme ve daha mutlu olma şansımızı da yitiririz. Sorunlar hayatımıza anlam ve önem katar. Sorunları yok saymak ( sözde hoş olsa da) anlamsız bir varoluş demektir.

~Daha iyi bir yaşamın anahtarı daha fazlasına sahip olmaya çabalamak değildir; daha aza önem vermektir, gerçekten doğru ve o anda önemli olana aldırmaktır.

PUANIM : 4.0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder