BİR JAPON BALIĞININ DÜŞTÜĞÜ GÜN KİTAP YORUMU :
ARKA KAPAK YAZISI :
"Hayatın boyunca bir fanusun içine hapsolmaya razı olursan tek bir macera bile yaşamadan ölüp gidersin." Ian adında bir Japon balığı yirmi yedinci kattan aşağı düşüyor. Macera arzusu ile yanıp tutuşan Ian ilk fırsatta fanusundan kaçıp balkon korkuluklarını aşıyor ve kendini havada buluyor.
Düşüşü boyunca Seville on Roxy sakinlerinin hayatlarına tanıklık ediyor. Bu kitapta yakışıklı lisansüstü öğrencisinin sevgilisini ve metresini; kendi sırrı içinde hapsolmuş inşaat işçisini; kimsenin kâle almadığı, kendini işe yaramaz gören kapıcıyı; doktoru tarafından yasaklanan dondurmalı sandviç için yanıp tutuşan hamileyi; eve kapanmış, seksi konuşmaları ve kiş yapmayı yaşam biçimi olarak benimsemiş yalnız kadını; okula gitmeyen, dedesi tarafından eğitilen, zamanda yolculuğun mümkün olduğuna inanan Herman'ı tanıyacaksınız. Aynı yerde ve aynı zamanda yaşamalarının yanında bir ortak yanları daha var; her biri yaşamını derinden etkileyecek bir karar vermek zorundadır. Onlar kararlarını verdikçe, siz, Seville'in duvarlarının ardındaki aşkın, yeni hayatların, ölümün, acı ve tatlı gerçeklerin hikayelerine tanık olacaksınız.
Garth Stein'in Yağmurda Yarış Sanatı'nın ve Armistead Maupin'in Kent Masalları'nın olduğu gibi Bradley Somers'ın Bir Japon Balığının Düştüğü Gün adlı eseri de aynı şekilde. Bir yandan komik bir yandan yürek parçalayıcı. Bazen risk almak hayatımızı sürdürmek için tek seçenek olabilir. Japon balığı Ian'ın hikâyesindeki gibi: "Hayatın boyunca bir fanusun içine hapsolmaya razı olursan tek bir macera bile yaşamadan ölüp gidersin."
YAZAR : Bradley Somer
ÇEVİREN : Bülent KARAŞİNİK
YAYINEVİ : Pay Kitap Yayıncılık
SAYFA SAYISI : 368
YORUM : Herkese merhabalar. Bu sefer size arka kapak yazısını okuduğumda epey ilgimi çeken bir kitaptan bahsedeceğim. Kitapta 27. kattan düşen bir japon balığının düşmeden önceki yarım saatten düştüğü ana kadar olan süreç anlatılıyor. Balığımızın adı Ian ve en az diğer balıklar kadar unutkan. Kendi özgürlüğü ve dışarıya olan merakından dolayı fırsatını bulduğu bir gün kendini balkondan aşağıya atıyor.
Kitapta birçok karakter var bunları arka kapak yazısında okuyabilirsiniz. Benim en çok ilgimi çeken karakter doktorunun yasakladığı dondurmalı sandviç için yanıp tutuşan Petunia Delilah. Bu spoiler olmaz sanırım : Bir doğum sahnesi vardı beni benden aldı diyebilirim. Hayatımda bu kadar değişik bir şey daha okur muyum bilmiyorum :)
Binada yaşayan bir çok sakinin hikayesinin anlatıldığı bu kitap oldukça akıcıydı. Ben böyle bir çok kişinin ana karakter gibi ayrı ayrı sonra da ortak bir yerde birleştirilme olayını seviyorum. Hem çok merak uyandırıcı oluyor hemde hiç sıkmıyor. Bahsi geçen insanlarda oldukça farklı kişiliklere sahip olduğundan bir çok insanın iç dünyasında gezinmek benim çok hoşuma gidiyor. Başta karakter çokluğundan karışıklıklar yaşasam da sonradan alıştım .
Bir kaç mantık hatası olsada kitapta, çok fazla göze batan şeyler değildi. Fakat kitabın dili (ne kadar görmezden gelmeye çalışsam da ) ara ara beni sinir etti. Genel olarak şimdiki zamanda yazılmış kitap ama aralarda şimdiki zamanın uygun olmayacağı cümlelerin sonlarına -dır -dir -tır -tir konulması çok abes olmuş bütün uyumu bozmuş. Kitap boyunca kendimi buna alıştırmaya çalıştım ama pek başarılı olamadım.
Okumak isteyenlerin güzel bir okuma yapacağını düşünüyorum. Özellikle sonu da şaşırtıcıydı bana göre. Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar dilerim. :) Hoşça kalın ...
PUANIM : 3.0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder