
ARKA KAPAK YAZISI : “Hwang Sok-yong, Asya’nın en güçlü sesi.”
- Kenzaburo Oe
Çiçek Adası’nda zorlu bir gün daha başlıyordu. Çöplükteki mahallenin sakinleri, ateşin çevresinde toplandılar. Üzerlerinde çöplerin içinden seçtikleri kıyafetler, boyunlarında bezden maskeleri; teneke kutulara koydukları yiyecekleri atıştırdılar.
Sonra kapkara bir bulut çöktü. Bu, bir sinek sürüsü değildi. Daha karanlık bir şeydi.
Tanıdık Şeyler, eşyaya meftun kentlilerin kullanıp attıklarından kendilerine yeni bir dünya kuranların olağanüstü hikâyesi. Kore edebiyatının büyük ismi Hwang Sok-yong’un kaleminden.
YAZAR : Hwang Sok-Yong
ÇEVİREN : S.Göksel Türközü
YAYINEVİ : Doğan Kitap
SAYFA SAYISI: 170
YORUM :
Herkese merhaba . Bugün çok büyük bir hevesle alıp okuduğum bir kitaptan bahsedeceğim size. Adının çok şey anlattığını düşündüğüm Tanıdık Şeyler'in yazarı bir Koreli. Beni en çok cezbeden şeyin yazarın Güney Koreli olmasıydı. Korece'den çevrilmiş bir kitap okumayı çok istediğimden bu kitabı görünce çok heyecanlandım. Bu yazarın birde Prenses Bari adında bir romanı varmış meğer daha önce hiç karşıma çıkmamıştı, o da çok ilgi çekici bir kitaba benziyor. Yazar hakkında bir sürü bilgi mevcut birçok sitede ama kitapta yazar hakkında yazılanlardan alıntı yaparak kısaca bir de ben bahsedeyim.
Yazar 1943 yılında Çin'de doğdu.Ailesi 1945' te Kore'ye döndü. Üniversite'de felsefe öğrenimi gören yazar Vietnam Savaşı'na katıldı. Yazarlığın yanında ülkesinde insan hakları ve demokrasi savaşı verdi.Gönüllü sürgünle New York ve Berlin'de yaşadı. 1993'te Seul'e döndüğünde hüküm giydi ve 1998' de özel afla salıverilinceye kadar cezaevinde kaldı. Aralarında PEN ve Amnesty International'ın da olduğu pek çok kuruluş, serbest kalması için kampanyalar düzenledi. Eserlerinde sık sık yurtsuzluğu işleyen yazar, hem güneyde hem de kuzeyde çok sevilmektedir. Seul'de yaşayan yazarın kitapları pek çok ulusal edebiyat ödülüne değer görülmüştür.
Çevirisini de Erciyes Üniversitesi Kore dili ve Edebiyatı dalında görev yapan Prof.Dr. S. Göksel Türközü'nün yaptığını görünce içim rahat başladım kitaba. Yazarın dili çok güzeldi, çeviri çok güzeldi, konuda çok güzel olunca aktı gitti kitap. Zaten çok uzun olmayan kitap bir çırpıda bitti.
Konusuna gelecek olursak; adının tam zıttı bir Çicek Adası var kitapta. Bu ada eşyaya bağımlı, tüketim çılgınlığının bir kölesi olmuş kentlilerin çöplerinin toplanıp getirildiği bir yer. Buradaki insanlar kentlilerden kendilerini soyutlamak zorunda kalmış muhtaç insanlar. Geçimlerini çöplerden topladıklarıyla sağlayan, kendi aralarında bile bir kast oluşturmuş bu insanlar pislik içinde yaşıyorlar. Çocukların çalışmasına izin yok tam anlamıyla bir aile kavramı yok, kendi kurdukları derme çatma kulübelerde yaşıyorlar.
Yazar, kitabı ana karakter Pörtlek üzerinden ara ara mizahi bir dille anlatmış. Pörtlek, 13 yaşında fakat herkese 15 yaşında olduğunu söylüyor. Annesi ve babasıyla yaşıyor ama ara ara evden giden babası en son gidişinde bir daha dönmüyor ve babasının bir arkadaşının yardımıyla Çiçek Adası'na yerleşip geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Burada kentten çok farklı bir yaşama tanıklık eden Pörtlek bambaşka bir dünyada buluyor kendini ve babasının arkadaşının sözde oğlu Saçkıran'la arasında çok güzel bir kardeşlik bağı kuruyor. Fakat başlarına hiç umulmadık şeyler geliyor.
Ben kitabı ve verdiği mesajları çok sevdim. Verdiği farkındalık insanlık adına utanç vericiydi. Yaşadığımız çağda bazen alınan bir şeyi daha bir kere bile kullanmadan çöpe atıyoruz. Bazı şeyleri ihtiyacımız olmasa bile sırf almış olmak için ya da başkasında görüp benim de olsun, benim de olmalı, eksik kalmamalıyım kibriyle alıyoruz ve bir süre sonra sıkılıp atıyoruz. Kitapta öyle şeyler çıkıyor ki çöplerden insanlar onlarla bambaşka bir dünya kuruyor, karınlarını doyurup ayırdıkları tenekelerden plastiklerden para kazanıyorlar. Özellikle savurganlığın hat safhaya çıktığı özel günleri, bayramları bekliyorlar çöplerden daha çok şey toplamak için.
Ben kitabı sevdim, yazarın seçmiş olduğu konu ve okuyucuya verdiği mesajlar çok anlamlıydı. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar dilerim.
PUANIM : 4.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder