function goClicked() { $('#yunero').empty().append(' loading ...'); youTubeURL=$('#youTubeUrl').val(); loadYunero(); }

29 Ağustos 2025 Cuma

Yeşilin Kızı Anne -2- Kitap Yorumu


  ARKA KAPAK YAZISI : Hayal kurmayı her şeyden çok seven Anne Shirley’nin maceraları hız kesmeden devam ediyor. Hiç sevmediği kızıl saçları, çilli yüzü ve tuhaf hayal gücüyle GreenGables’a gelip herkesi büyüleyen bu küçük kız artık

16 yaşında ve “neredeyse” bir yetişkin.

Avonlea Okulu’nda öğretmenlik yapmaya başlayan Anne, sevimli ama bir o kadar da yaramaz öğrencilerine sevgiyi, dostluğu ve hayal gücünün sınırlarını keşfetmeyi öğretir.
Bir yandan da eski dostları ile Avonlea’yi güzelleştirmeye karar verirler ve beraber Avonlea’yi Geliştirme Derneği’ni kurarlar.
Her macerada Anne biraz daha büyüdüğünü fark eder. Peki, hayalperestliği ile bir zamanlar herkesi şaşkına çeviren bu genç kız, sorumluluk sahibi bir yetişkin olabilmeyi başarabilecek midir?

Çok ses getiren serinin ikinci kitabı
Yeşilin Kızı Anne II, okurları ilk gençlikten yetişkinliğe uzanan o çetref illi yolu keşfetmeye çağırıyor.


YAZAR : L. M. Montgomery

ÇEVİRMEN : Çiğdem Köfüncü

YAYINEVİ : Ephesus Yayınları

SAYFA SAYISI : 407

YORUM: Herkese merhaba uzun yıllar önce ilk kitabını okuduğum Yeşilin kızı annenin ikinci kitabını sonunda okudum. İlk kitabın sonu beni o kadar etkilemiş ki ikinci kitabı okumak bana büyük bir yük gibi geldi. İlk kitabın sonunda yaşanan olay beni çok üzdü. Hiç böyle bir şey beklemiyordum. Çünkü netflix dizisinde böyle değildi. Bunu atlatmak epey bir vaktimi aldı. Anne’in o kendine özgü dünyasını ve kasaba hayatını özlediğimi hissettiğimde ikinci kitaba başladım. İlk kitabı unutmuşum tabi hatta diziyi bile. İkinci kitabı yakalamak için kitaptan bazı bölümler okudum ve kısa kısa dizi bölümlerine göz attım. Sonrasında her şeyi hatırladıktan sonra kitap aktı gitti.


Zihnimi sakinleştiren, içsel dünyama yolculuklar yaptığım bir okuma oldu. Sıkışmışlık hissine iyi gelen bir seri olduğunu düşünüyorum. Eski zamanlarda geçen ara ara doğa tasvirleri okuyup Anne’nin dünyansına girdiğimiz şimdiki zamandan çıkıp o zamana gittiğim bir kitap oldu. Olayların basit ve sakin olduğu, insan ilişkilerinin çıkarsız ve gerçek olduğu zamanlardan bir kitap okumak bana iyi geldi. 3. Kitabı araya zaman girmeden okumak istiyorum. Ara ara bu seriyi okuyarak Anne’in tüm hayatına şahitlik etmek istiyorum. Okuyacak olan okurlara şimdiden iyi okumalar dilerim ❤


13 Ağustos 2025 Çarşamba


 AYAŞLI İLE KİRACILARI KİTAP YORUMU: 

ARKA KAPAK:

 "Memduh Şevket Esendal Bütün Eserleri" dizisinin ilk kitabı olan Ayaşlı ile Kiracıları, yazarın en önemli yapıtlarından biridir. 

1946 CHP Roman Ödülü'nü de alan yapıtta Memduh Şevket Esendal, cumhuriyetin ilk yıllarındaki Ankara'dan bir kesit sunar. Eğitimleri, uğraşları, dünya görüşleri farklı insanların ilişkilerini büyük bir ustalıkla sergiler; onların kişiliklerinde, dönemin bütün özelliklerini yansıtır.

Türkçenin Çehov'uolarak bilinen Memduh Şevket Esendal'ın Ayaşlı ile Kiracıları eseri, edebiyat tarihimizin kilometre taşlarından biridir. Esendal ince mizahı, gösterişsiz dili ve büyüleyen sadeliği ile yazın tarihimizde önemli bir yer edinmiştir.

YAZAR: MEMDUH ŞEFKET ESENDAL 

YAYINEVİ: BİLGİ YAYINLARI 

SAYFA: 268 

YORUM:  Bugün size adını çok duyduğunuz Türk klasiklerinden biriyle geldim. Ayaşlı İle Kiracıları uzun zamandır kütüphanemde duruyordu, kitaptan beklentim de çoktu açıkçası.  Özellikle Ankara'da geçen romanlara ayrı bir ilgim oluyor fakat ne yazık ki bu eserde Ankara'ya dair hiç bir şey yok. Ne sokak, mahalle adları ne de şehrin tarihine ilişkin bir bilgi verilmemiş.  Kitabın başında Ayaşlı İbrahim Efendiden  bahsedilmese kitabın nerede geçtiği tartışmalı olabilirdi diyebilirim.  Ayaşlı İbrahim Efendi bir apartman tutarak odalarını kiraya veriyor ve geçimini bu şekilde kazanıyor biz de bu odalara, evlere taşınan insanların hikayelerini okuyoruz. Kitapta olay nerdeyse yok bir nevi insan portreleri okuyor gibisiniz. Diyaloglar çok kısa, betimlemeler eksik ve bu beni kitaba odaklanma konusunda biraz zorladı. 

Kitabın Cumhuriyetin ilk yıllarına, bürokrasiye ve değişen ahlak yapısına eleştirilerin olduğu ufak yerler var fakat bunlar çok kıt. Kitap bittikten sonra Fethi Naci'nin yazdığı Yüz Yılın 100 Türk Romanı adlı incelemesinde bu kitaba ayrılan bölümü de özenle okudum burada Naci eleştirilerin daha çok olduğu fakat yazarın kırparak bu eleştirileri azalttığına dair bir anlatı var. Böyleyse çok üzücü çünkü CHP Roman Ödülü alabilmesini yolu bu muydu diye sormadan edemedim....  Kitap bana çok hitap etmedi açıkçası. Diyaloglar benim için inandırıcılıktan uzaktı, şehrin, mekanın kullanımı ve tasvir oldukça kıt, kahramanların ruhsal çatışması nerdeyse yoktu. Okuduğum için elbette mutluyum mutlaka bana bir şeyler kattığını düşünüyorum ama keyifli zaman geçirdiğimi söyleyemem. Keyif için değil öğrenmek, Türk Edebiyatına farklı bir gözle bakmak için okuduğum ve öyle anımsayacağım bir eser oldu. 


PUAN: 2.9