
Yıllarca Balkılavuzu olarak anıldım. Yapmadığım kötülük var mı bilmiyorum, ayrıca aldığım hiçbir sorumluluğu hatırlamıyorum. Hayatımın günahlarla dolu olmasını umursamıyorum. Yaptıklarımdan asla pişman olmadım.
Şimdi sana gerçek beni anlatacağım. Şimdi seni şeytanla tanıştıracağım. Eğer buna hazırsan, kitabın ilk sayfasını açmanı bekliyorum.
Kerem Ilgar’ın Ben Sadece Kuşları Severim adlı romanı bir kötülüğün resmini çiziyor; kötülük, romantik ve adil betimlemelerden ziyade tüm saflığıyla ete kemiğe bürünüyor ve bizleri, insanın korkutucu gerçekliğiyle tanışmaya davet ediyor.
YAZAR : Kerem ILGAR
YAYINEVİ : Düşbaz Yayınları
SAYFA SAYISI : 123
YORUM: Herkese merhaba. Size bugün benim için okuması çok gurur veren bir kitaptan bahsedeceğim. Neden gurur veren diyorum ? Çünkü yıllardır emeklerinin karşılığını bekleyen Kerem’in emeğinin karşılığını okudum her satırda. Bu çok gurur vericiydi. Keremin bu kadar etkileyici bir kitap yazmış olmasını çok takdir ediyorum.
Aslında bu benim Keremin kitabı hakkında yazdığım ilk yorum değil. Ben diğer kitaplarını da yayınlanmadan öncesinde de sonrasında da keyifle okudum. Ama bu sefer Keremin yazdığı hikayeye Düşbaz yayınlarının somut bir şekilde değer vermesi beni çok mutlu etti. Kitabın kapağı, iç tasarımı her şey de yapılan özeni ve verilen değeri gördüm. Kerem’in Düşbaz yayınları ile yollarının kesişmesine gerçekten çok sevindim
Neyse biraz fazla uzattım hemen kitap hakkında düşüncelerimden bahsetmek istiyorum. Kitabın tanıtımında yer alan ‘’ Kerem Ilgar’ın Ben Sadece Kuşları Severim adlı romanı bir kötülüğün resmini çiziyor; kötülük, romantik ve adil betimlemelerden ziyade tüm saflığıyla ete kemiğe bürünüyor ve bizleri, insanın korkutucu gerçekliğiyle tanışmaya davet ediyor.‘’ kısmı aslında kitap hakkında her şeyi özetliyor. Yazar ‘’Şimdi seni şeytanla tanıştıracağım.Eğer buna hazırsan, kitabın ilk sayfasını açmanı bekliyorum’’ diyor. İşte bu noktada bu kitabı herkesin okumaya cesaret edebileceğini düşünmüyorum. Kitap gerçekten çok sert bir dille ve filtresiz yazılmış. Her sayfada bir tokat etkisi yaratıyor. Açıkçası sindirmesi zor , çok düşündüren, insanın aklıyla oynayan bir kitap. Bir o kadarda akıcı insanı içine alıyor.
Kötülük içine yuva yapmış Ahlat’ın kötülüğün ahengine kapıldığı hayatını okuyoruz. Açıkçası bir çok yerde ‘yok artık!’’ diyorsunuz ama olaylar geliştikçe dahada karanlığa bürünüyor kitap. Ben bir çırpıda okudum. Sizinde bu kitabı okumanızı bu kitaptan payınıza düşeni almanızı öneririm. Şimdiden iyi okumalar dilerim💖