BETON KİTAP YORUMU:
ARKA KAPAK: Viyanalı müzikolog Rudolf, en sevdiği besteci Felix Mendelssohn Bartholdy üzerine, on yıldır kusursuz bir müzikbilimi çalışması olmasını tasarladığı kitabının ilk cümlesini bile yazmayı başaramaz. Akciğer hastalığı yüzünden çektiği nefes darlığı ile Peiskam’da yaşadığı evde gölge-varlığıyla aşılmaz bir engel oluşturan ablası zamanla onun felaketine dönüşür. Sonunda Rudolf’un bir kaçış olarak başvurduğu Mallorca yolculuğu başka bir insanın korkulu hikâyesine sahne olacaktır.
Thomas Bernhard’ın BETON romanında, birinci tekil anlatıcının çıkmazlarından açtığı yaylım ateş, toplumsal yaşamın kesitlerini, siyaseti, insan ilişkilerinin mahvedici ve gülünç yönlerini menziline alıyor: Varılamayan “mutlu son”lar yerine betonun donuk ve soğuk yüzeyinde, insanın taşlaşmış bir toplumsal hayvana dönüşen sureti yansıyor.
“Beton”da bir müzikoloğun kâğıda dökemediği eserinin umutsuz kısırdöngüsüyle insan benliğinde dinmek bilmeyen modern dünyanın gürültüsü birlikte katılaşıyor.
Parlak ve rahatsız edici bir erteleme, başarısızlık ve umutsuzluk öyküsü olan BETON, Thomas Bernhard’ın neden “çağdaş Avrupa yazınının ustalarından biri” olarak anıldığına ilişkin kusursuz bir örnek.
George Steiner
Belirli kitaplar –sayıca azdırlar– yazınsal önemini hemen, derinden kanıtlar. Gizemli, kasvetli bir güzelliği olan bu kitap onlardan biri.
Los Angeles Times
Soru bu dünyada çoktandır birinin ne kadar insansı olduğu değil, ne kadar köpeksi olduğudur, bugüne kadar temelde, gerçek onurlandırılmak isteniyorsa insanın ne kadar köpeksi olduğunun söylenmesi gereken yerde, ne kadar insancıl olduğu söyleniyor. İğrenç olan da bu.
Thomas Bernhard
YAZAR: THOMAS BERNHARD
ÇEVİREN: SEZER DURU
YAYINEVİ: YKY
SAYFA: 93
YORUM: Evet Bernhard okumalarında art arda altıncı kitap bitmiş bulunuyor. Bu süreç hem keyifli he m zorlu oldu benim için. Elimde şuan hem Bitik Adam hem de Ödüllerim kitabı var. Aslında hiç ara vermeden bu iki kitabı daha okumak niyetindeyim. Ama Bernhard'ın yoğun yazım tarzı, dili ve atmosferi biraz kararsızlığa sevk ediyor beni.
Beton kitabına gelecek olursak. Kitap ismini mezarların içindeki beton bloklardan alıyor. Bu aslında insanın önünde sonunda o betona çarpacağı, o betona yatacağı göndermesiyle bu şekilde konulmuş. Yazarın mezarlıklarla ayrı bir bağı var. Bir insan düşünün ki çocukluğunda dedesiyle mezarlık geziyor ve bundan keyif alıyor. Bu anıları düşündüğümdeki kitaptaki göndermeleri, otobiyografik öğeleri daha çok yakaladıkça daha keyifli bir okuma oldu.
Kitapta Rudolf adındaki müzikoloğun Mendelssohn için kapsamlı bir çalışma uğraşını ve bu yazma uğraşın başlamak için çabasını okuyoruz. Aslında Rudolf sandığı kişi değil, o bir yazar değil o bir şekilde her şeyi bahane ederek herkesin bu çalışmaya karşı olduğunu düşünüyor. En müsait anlarda bile bir bahane bulup o şey olmasaydı harika bir başlangıç yapacağını söylüyor ama buna da kendi de inanmıyor. Çelişkilerle dolu bir mükemmeliyetçi. Hastalık derecesindeki mükemmel olma tutkusu onu hayattaki her şeyden alıkoyuyor. Kitap tamamen Rudolf'un zihninde şekillenen düşünceleri okumakla geçiyor. Zihin akışı, kapalı monolog bir anlatım bazı zamanlar fazla tekrarlarla okunması ve takip edilmesi zor bir hale geliyor.
Yazarın bütün eserlerinde tamamlanamamış bir şaheserin peşinde koşan bir bilim insanı, sanatçı görüyoruz. (Bunu görmek için kitaplarının tanıtım yazılarını okumak dahi kafi) Bu tamamlanamamışlık yazarın hayatındaki eksikliklerin bir yansıması gibi geliyor bana. Bu eser okuması nispeten zor bir eser. Bence Bernhard'a biyografik beşlemeden başlamak en doğru kararmış. Size de tavsiyem bu.
Her şeye rağmen edebi zevk açısından gerçekten okunması gereken bir kitap. Tavsiyedir...
PUAN: 3.8 /5